Herneyse, buraya ait değilsin. Altıncı sınıfa aitsin. | Open Subtitles | على أيةِ حال ، انتَ لا تنتمي هنا ، أنت تنتمي الى الصف السادس |
Ama buraya ait değilsin. Bu şehre. Burada bir hiçsin. | Open Subtitles | وانت تعرف بأنك لا تنتمي إلي هنا في هذه البلدة أنت لا شئ هنا |
Sen de buraya ait değilsin. | Open Subtitles | وأنت أيضا لا تنتمي لهنا أخبرني من أنت فحسب |
Bir köşke ait değil, garajın yukarısına da. | Open Subtitles | إنها لا تنتمي إلي قصر .. إنها لا تنتمي للمنزل فوق الجراج |
Burası sadece sana ait değil; diğerlerine de ait. | Open Subtitles | إنها لا تنتمي إليك فقط ولكن للآخرين أيضاً |
Ona ait olmayan birkaç bir şey almışsa ne olmuş yani? | Open Subtitles | لذا كان لديه عدد قليل من البنود التي لا تنتمي إليه. |
- Hiç buraya Ait olmadığın hissine kapıldın mı? - Kesinlikle. | Open Subtitles | ألم تشعر يوماً أنك لا تنتمي طبعاً |
Hayır, demek istediğim buraya ait değilsin, yani bu odaya. | Open Subtitles | لا، عنيت أنك لا تنتمي لهنا في هذه الغرفة |
Senin ne olduğunu bilmiyorum, ama sen buraya ait değilsin. Çık dışarı! | Open Subtitles | لا أعرف ماذا تكون ولكنك لا تنتمي لهذا المكان ، أخرج |
Buraya ait değilsin. | Open Subtitles | ليس لديّ أي غريزة قتل. أنت لا تنتمي إلى هنا. |
ışığa geçmenin zamanı artık, buraya ait değilsin. | Open Subtitles | حان الوقت لكي تعبر للضوء فأنت لا تنتمي لهذا المكان |
Sen de o dünyaya ait değilsin. | Open Subtitles | وفي كل الأحوال أنتَ لا تنتمي لذلك العالم |
Pekâlâ, sen buraya ait değilsin. Evine dönmen gerekiyor. | Open Subtitles | آجل ،أنتِ لا تنتمي الي هنا عليكِ أن تعودِ الي منزلك |
Bu kurbana ait değil ve çivisinde halı elyafı var. | Open Subtitles | إلا أنها لا تنتمي للضحية ، وهناك ألياف السجاد في التموج. |
Bu gezegene bile ait değil. Ve sorumlusu da benim. | Open Subtitles | إنها لا تنتمي حتى لهذا الكوكب وكل ذلك خطأي |
Belli oldu ki müzede çalışan birine ait değil. | Open Subtitles | برزت بصمة لا تنتمي إلى أيّ شخص يعمل في المُتحف. |
Fakat vücudumuz doğal bir bağışlık-savunma sistemine sahip: Kanda konumlanan ve kendisine ait olmayan şeyleri atan hücreler bunları yok edebilir ya da saf dışı edebilir. | TED | لكن لدى أجسامنا النظام الدفاعي المناعي الطبيعي: الخلايا الموجودة في مجرى الدم وتختار الأشياء التي لا تنتمي لها، وبذلك يمكنها أن تدمر أو تقضي وتتخلص منها. |
Ancak fâni dünyaya ait olmadığı için zamanla solmuş ve kaybolmuş. | Open Subtitles | لكن سرعان ما أصبحت حزينة وباردة، لأنها لا تنتمي لعالم الأحياء |
Hiç, bir aileye... gerçekten ait olmadığını hissettiğin oldu mu? | Open Subtitles | هل شعرت يوما ما أنك حقا لا تنتمي لعائلة؟ |
Bu yüzden buraya ait değildi ve kayboldu. | Open Subtitles | لذا هي لا تنتمي الى هنا وقد أختفت. |
Buraya ait değilim ama gerçekten buradayız. | Open Subtitles | أنتَ الآخر لا تنتمي إلى هنا، حقيقة، ها نحن هنا. |
Gökyüzü hiçbir ülkeye ait değildir ve gökyüzünde hiçbir silaha yer yoktur. | Open Subtitles | السماء لا تنتمي لأيّ بلد .ولا توجد هناك أيّ أسلحة في السماء |
Bu sorunun cevabını bilmiyorsanız, buraya ait değilsiniz. | Open Subtitles | إذا كنت لا تعلم الإجابة على هذا السؤال, فأنتَ لا تنتمي لهذا المكان. |
Görünüşe göre oraya da ait değilmişsin. | Open Subtitles | لكن على ما يبدو أنّك لا تنتمي إلى هناك أيضا. |