"لا داعي لأن" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda değilsin
        
    • gerekmiyor
        
    • hiç gerek yok
        
    • zorunda değiliz
        
    • zorunda değil
        
    • etmene gerek yok
        
    • zorunda değilsiniz
        
    Üzgün olmak zorunda değilsin. Sadece dürüst davranıyorsun. Open Subtitles لا داعي لأن تأسفي، فأنتِ تحاولين أن تكوني صادقة معي
    Sen blues söylüyorsun ama o duyguyu yaşamak zorunda değilsin. Open Subtitles أنتِ تغنين البلوز لكن لا داعي لأن تعيشي الكآبه
    Hayır, benim gibi olmak zorunda değilsin. Ama bundan fazlasısın, evet, daha fazlasısın. Open Subtitles لا ، أنت لا داعي لأن تكون مثلي ولكنك أكثر من هذا ، نعم
    Buradaki askeri operasyonları nasıl yöneteceğimi size bildirmem gerekmiyor, bayan. Open Subtitles لا داعي لأن أستشيرك في إدارة العمليات العسكرية لهذه القاعدة
    Ama, benim için endişelenmenize hiç gerek yok, ben gayet iyi durumdayım. Open Subtitles ولكن حقاً، لا داعي لأن تقلق حيالي أنا بأفضل حال
    Sadece bunu şimdi konuşmak zorunda değiliz. Open Subtitles أقول فحسب لا داعي لأن نخوض فى هذا الحديث الآن
    Ona bunun, antika bir masa olduğunu söyleyeceğim. Nereden geldiğini bilmek zorunda değil. Open Subtitles حسناً, سأخبرها أنها طاولة عطار أثرية لا داعي لأن تعرف من أين أحضرتها؟
    Teşekkür etmene gerek yok, para ödersen hayır demeyiz tabii. Open Subtitles لا داعي لأن تشـكرنا ولكن لو أعطيتنا المال نكون ممتنين
    Artık, benden bir şey saklamak zorunda değilsiniz. Open Subtitles لا داعي لأن تُخبّئوا عنّي أي شيء بعد الآن
    Sürekli bana bir şeyler almak zorunda değilsin. Open Subtitles لا داعي لأن تشتري لي أغراضاً في كلّ مرّة
    İyi niyetlisin, biliyorum ama beni avutmak, eğlendirmek ya da rahatlatmak zorunda değilsin. Open Subtitles .. أعرف أن نواياكِ جيدة ولكن لا داعي لأن تنسيني ألمي أو تسلّيني أو تواسيني
    Her zamankinden daha fazla ukala olmak zorunda değilsin. Open Subtitles حسناً، لا داعي لأن تكون أكثر تعجرفاً من المعتاد.
    Bunu yapmak zorunda değilsin Javier. Open Subtitles فهو رجس من عمل الشيطان ؟ لا داعي لأن تفعل ذلك
    Evet, böylece kendin için endişelenmek zorunda değilsin artık. Open Subtitles أجل، ولذلك لا داعي لأن تقلقي علي بعد الآن
    Bana karşı iyi davranman gerekmiyor. Aptalın teki olduğumu biliyorum. Open Subtitles لا داعي لأن تكوني لطيفة معي لقد تصرفت معك بحماقة
    Bunun ne olduğunu anlamak için Eskiler'in dilini bilmem gerekmiyor. Open Subtitles لا داعي لأن أجيد لغة القدماء كي أفهم معناها
    Romantik olmaya hiç gerek yok. Open Subtitles لا داعي لأن تكوني رومانسة إلى هذا الحد فهمت ..
    Ama endişelenmene hiç gerek yok çünkü onunla kafa dağıtıyordum. Open Subtitles لكن لا داعي لأن تقلق بشأنه, هو كان فتى العلاقة العابرة
    Dans etmek zorunda değiliz. Konuşsak da kafi. Open Subtitles اسمعي، لا داعي لأن نرقص، نستطيع أن نتحادث
    Ve sonra tuvaletle aramda bir şeyler oldu. Önemli bir şey değil. Bunu konuşmak zorunda değiliz. Open Subtitles حصل أمر بيني وبين المرحاض، ليس مهماً، لا داعي لأن نتحدث عن ذلك.
    Böyle olmak zorunda değil Miguel. Open Subtitles لا داعي لأن يحدث لك ذلك ياميغل
    Devam etmene gerek yok. Korkunç sırların beni ilgilendirmiyor. Open Subtitles لا داعي لأن تسترسل ، إن أسرارك المخيفة لا تثير اهتمامي
    Bana bir şey söylemek zorunda değilsiniz, prenses. Dün gece yeterince duydum Open Subtitles لا داعي لأن تخبرنين بأي شيء يا أميرتي لقد سمعت ما يكفي الليلة الماضية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus