"لا يتوجب" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda değilsin
        
    • zorunda değilim
        
    • zorunda değil
        
    • gerekmez
        
    • gerekmiyor
        
    • mecbur değilsin
        
    • yok
        
    • zorunda değilsiniz
        
    Yakalanana kadar gelmek zorunda değilsin. Open Subtitles حسنا , لا يتوجب عليك ِالعودة إلى حين الإمساك به
    Bana bunu söylemek zorunda değilsin. Saat 1:30'dan beri uyanığım. Open Subtitles لا يتوجب عليكِ إخبــاري هذا أنــا مستيقظٌ منذ 1:
    Eve gitmek zorunda değilsin ama burada da kalamazsın. Open Subtitles لا يتوجب عليك العودة للمنزل، لكن لا يمكنك البقاء هنا.
    Hiç sahip olmadığım çocuğum için yas tutmak zorunda değilim. Open Subtitles لا يتوجب علي أن أحزن على طفلٍ لم أحظى به
    Kanunu biliyorum. Bir yargıç emretmedikçe hiçbir şey yapmak zorunda değil. Open Subtitles لا يتوجب عليه فعل شئ ما لم يقول القاضي عليه ذلك
    Şimdi izninizle, sizlerle daha fazla konuşmam gerekmez. Open Subtitles والآن، عن إذنك لو سمحت. لا يتوجب عليّ الحديث معك أكثر من ذلك. شكراً لك.
    Hiçbir müdahalede bulunmanız gerekmiyor, tam anlamıyla, yalnızca büyümesini izliyorsunuz. TED لا يتوجب علينا القيام بأي شيء؛ فقط نشاهدها تنمو حرفيا.
    Sen mecbur değilsin, ama ben bu bebeği büyüteceğim. Open Subtitles لا يتوجب عليك ذلك، ولكني سأربي هذه الطفلة.
    Endişe etmene hiç gerek yok Listedeki en yaşanabilir bölge de oturuyorsun. Open Subtitles لا يتوجب عليك القلق حيال الأنتقال هناك بالأعلى عند لائحة الأماكن الجيدة
    Onları basınçlı konserveleri ısıttığınız kadar ısıtmak zorunda değilsiniz, çünkü bakteri kaynakları asitte oluşamaz. TED لا يتوجب عليك تسخينها بشكل عالي حيث انك تضغط المعلبات لان الجراثيم البكتيريه لا تنمو في الحامض.
    Eğer istemiyorsan, yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا يتوجب عليك القيام بذلك إن كنت لا تريد ذلك
    Bir şey söylemek zorunda değilsin, sadece aldım. Değiştir. Şurada. Open Subtitles ـ لا يتوجب عليك قول أي شئ وإنما التبديل ، هناك
    Bunu yapmak zorunda değilsin. Biraz yardım alabiliriz. Open Subtitles لا يتوجب عليك ذلك سنحصل على بعض المساعدة
    İstemiyorsan oturmak zorunda değilsin. Open Subtitles ـ لا يتوجب عليك الجلوس إن لم ترغب في ذلك
    Seni mutsuz ediyorsa, bunu yapmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا يتوجب عليكِ مواصلة هذا العمل إن كان يجعلكِ تعيسة
    Hiçbirşey söylemek zorunda değilsin, Sorulduğunda mahkemede faydana olabilecek şeyleri konuşmaman savunmanı zor duruma sokacaktır . Open Subtitles لا يتوجب عليك أن تقول شيئا و لكن لن ينفعك أن تخفي عنا أي شيء الآن حتى لو ذكرته في المحكمة
    Hey, en azından sen saat 9:00'da kalkmak zorunda değilsin. Open Subtitles على الاقل لا يتوجب عليك ان تستيقظي الساعة ال9
    İyi bir cevap. Bugün ellerime kan bulaştırmak zorunda değilim. Open Subtitles هذه إجابه جيده، لا يتوجب على أن أُلطخ بالدماء اليوم
    Belki onunla anlaşmak zorunda kalırım ama seninle anlaşmak zorunda değilim. Open Subtitles ربما يتوجب علي التعامل معها, ولكن لا يتوجب علي التعامل معك
    Bir adam dünyayı kurtarmak için usulen gerçek doktor olmak zorunda değil. Open Subtitles لا يتوجب على المرء أن يكون طبيبا فعليا ليتمكن من انقاذ العالم
    Fakat bunu yapmak yorucu olmak zorunda değil. TED ولكن لا يتوجب في تلك العملية أن تكون مرهقة.
    Fahişelere hemen cevap yazman gerekmez. Open Subtitles كما تعلم ، لا يتوجب عليك إعادة مراسلة بائعات الهوى مباشرة يمكنهن الإنتظار
    Diğer meselelerde, teklif yapmaları gerekmiyor. TED وفي الحالات الأخرى، لا يتوجب عليهم الدخول في مناقصات.
    Buna mecbur değilsin. Open Subtitles لا يتوجب عليك ذلك
    Yaşadığın onca şeyden sonra zaten kimseye karşı iyi olmana gerek yok. Open Subtitles بعد الذي عانيته لا يتوجب عليك أن تكون لطيفا تُجاه أي شخص
    Bütçenizden birşey karşılamak zorunda değilsiniz. TED لا يتوجب عليك دفعها من ميزانية المدرسة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus