Sarah, ortada beni Bilgisayar 2.0 yapmak için tasarlanmış koca bir tesis var. | Open Subtitles | سارة .. توجد منشأة كاملة هنا مخصصة و مصممة لتجعل مني التداخل 2.0 |
O ucubeyi istiyordunuz, doktor arkadaşlarınıza gösterip, kendinize bir isim yapmak için. | Open Subtitles | أنت تريد هذا المخلوق لتريه لزملائك الأطباء لتجعل نفسك مرموقًا |
Bak, bu olayın yatışmasını sağlayacak gücün var. | Open Subtitles | لأنهم بحاجة ماسة لمساعدتي لديك القوة لتجعل هذا الشيء أدراج الرياح |
Sürüden ayrılmanı sağlayacak bir fırsat sunmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول أن اقدم لك فرصة لتجعل نفسك متميزاً |
Baba, bazen başkalarını mutlu etmek için bir şeyler yapmalısın. | Open Subtitles | ابي, بعض الاحيان تحتاج ان تفعل اشياء لتجعل الاخرين سعداء |
Elbette sehri yasanabilir hale getirmek için çevreye bir sey yapmayacaksa... | Open Subtitles | إلّا لو كانت ستفعل شيئاً في البيئة لتجعل المدينة تصلح لحياتهم |
Ve geleneksel Amerikan defin işleminde, naaşı canlı göstermek için ceset dolgular ve kozmetik maddelerle kaplanır. | TED | ففي تقليد تشيع الجنائز الأمريكية، يتم تغطية الجثة بحشوات الأسنان ومستحضرات التجميل لتجعل الجسد يبدو على قيد الحياة. |
böylece polis, katilin asıl amacının Caleb'i öldürmek olduğunu düşünecekti. | Open Subtitles | لتجعل البوليس يعتقد ان القاتل كان يستهدف جالب |
Warren Komisyonu onu komünist yapmak için çok çaba sarfetmiş. | Open Subtitles | بذلت لجنة وارين جهودا كبيرة لتجعل منه شيوعي |
Seni bir insan yapmak için ne kadar gerekiyorsa o kadar bizde kalacak. | Open Subtitles | وستبفى معنا .مهما طال الوقت لتجعل منك إنسان |
Bunu yapmak için neden bu kadar uzağa gelmen gerekti? | Open Subtitles | هل قطعت كل هذه المسافة لتجعل الحلم حقيقة؟ |
Annem doğuştan hakemdir... senin yerine bakar, sen de Ruby'nin son günlerini mükemmel... geçirmesini sağlayacak zamanı bulursun... | Open Subtitles | أمي التي ولدت للحكم علي الآخرين ستحل محلك مما سيمنحك الكثير من الوقت لتجعل أيام روبي الأخيرة كأفضل ما يمكن |
George'un kalmasını sağlayacak birşeyler yapmalısın. | Open Subtitles | أريدك أن تجد طريقة ما لتجعل "جورج" يبقى هنا |
George'un kalmasını sağlayacak birşeyler yapmalısın. | Open Subtitles | أريدك أن تجد طريقة ما لتجعل "جورج" يبقى هنا |
Öğretmenini saf dışı etmek için dua etmeni o mu söyledi? | Open Subtitles | وهل قال أنك يجب أن تدعي لتجعل معلمتك تمرض؟ |
Basıp gitmek yerine seni mutlu etmek için elinden geleni yapıyor olmalı. | Open Subtitles | ولم يكن عليها أن تهرب منك. بل كان عليها أن تبذل كل ما في وسعها، لتجعل منك سعيداً. |
Sosyal yardım paketini ucuza mal etmek için vergileri yükseltip eğitim fonunu azaltalım. | Open Subtitles | لتجعل من حزمة الرفاة الاجتماعي رخيصة التكلفة |
Uzmanlar, ilişkileri daha heyecanlı hale getirmek için macera yaşamayı öneriyorlar. | Open Subtitles | الخبراء يقولون بأنك يجب أن تفعل أشياء فيها مغامرة لتجعل العلاقة أكثر إمتاعاً |
Kaç defa durup senin dünyayı daha iyi bir hale getirmek için gelen fırsatları geri çevirdiğini gördüm? Teşekkürler. | Open Subtitles | وكم مرة رأيتك فيها تفسد كل فرصة تتاح لك لتجعل من العالم مكاناً أفضل ؟ |
Şimdi,ben kasabadan dönene kadar, şu seçkin okulda her ne öğrettilerse... atı gösteriye hazır hale getirmek için uygula. | Open Subtitles | لذا قبل أن نعود من المدينة تفعل كل ما فى وسعك لتجعل هذا الحصان مستعد للمسيرة |
konusunda da sıkıntı yok. Yani bu fotoğrafı göstermek için iznimiz var ve bence Paul Farmer da büyük ihtimalle çalışmalarının birinde bu fotoğrafı kullanacak. | TED | على الرغم من مشاركاتك الواسعة في المؤسسة لتجعل منهم جميعا مليارديرات. هل تلك هي خطتك لهم؟ |
Mickey Bricks iyi göstermek için yeteneğini kullanması | Open Subtitles | كل ما تفعله هو إستخدام موهبتك لتجعل ميكي يبدو بشكل جيد. |
"Selâm" dersin ve o ayrıldığında onu ekersin böylece arkadaşların ondan hoşlandığını düşünmezler. | Open Subtitles | أنت تعلم تماما ماذا ستفعل ستقول له مرحبا . و عندما يرحل ستجعل منه أضحوكة .لتجعل |