Onu başka biriyle yalnız bırakmak bana çok doğru gelmiyor. | Open Subtitles | أنا فقط لا أشعر بالراحة لتركه مع أي شخص آخر |
Tehlikede olduğunu bile bile yalnız bırakmak için iyi bir bahane değil. | Open Subtitles | لم يكن هذا عذراً لتركه بمفرده بينما توجد خطورة فى ذلك |
Bazılarını arkada bırakmak zorunda kaldık. Diğerlerini yola ulaştırmaya çalıştık, yapabileceğimiz tek şey buydu. | Open Subtitles | البعض أضطررنا لتركه ورائنا، البعض الأخر وزعناهم على وسائل المواصلات لنبعدهم عن الطرقات |
Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa Lily, Rufus için Onu terk etmeye hazırlanıyordu. | Open Subtitles | إذا لم تخني الذاكرة أن ليلي كانت في طريقها لتركه من أجل روفس |
10 bin yıl önce Kadimler onu ilk denediklerinde oradaydım ama değerli Geçitlerinden kaç tanesinin patlamasına sebep olacağını ve ne kadar insan öldüreceğini gördüklerinde açık bırakmayı göze alamadılar. | Open Subtitles | لقد كنت هناك قبل 10،000سنة عندما حاول الإنشنتس أول مرة إستخدامه و لكنهم لم يكن لديهم الشجاعة الكافية لتركه يعمل |
Onu serbest bırakmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | لقد تعبنا من القاء اللوم عليه فأضطرننا لتركه |
Bence onu tek başına bırakmak iyi bir fikir değil. | Open Subtitles | أنا لا أعتقد هو فكرة جيدة لتركه غير حذر. |
Pek çoğu için Hıristiyanlığı geçmişte bırakmak zordur. | Open Subtitles | العديد يجدون عيد الميلاد هو الأصعب لتركه بالماضي |
Bazı sebeplerden dolayı, ben de onun yakasını kolay kolay bırakmak istemiyorum. | Open Subtitles | ،لهذا الغرض ..أنا غير راغب لتركه يمر ذلك بسهولة أيضاً |
Tesadüf olması beni rahatsız ediyor, ama serbest bırakmak için yeterli değil. | Open Subtitles | هذه الصدفة لم ترحني, لكنها ليست كافية لتركه |
Emniyet kemeri sıkışmıştı, onu orada.. ..birkaç gün bırakmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | حزام الأمام علق، لذا اضطررنا لتركه هناك لبضعة أيّامٍ. |
Ardımda bırakmak söz konusu değil. Lakin ilerlemeye hazırım. | Open Subtitles | ليس هناك مجال لتركه هناك لكنني جاهزة للتقدم |
Bundan başka, bence en iyisi onu böylece bırakmak. | Open Subtitles | ما عدا ذلك، أعتقد هو أفضل لتركه يكون. |
Kayıt dışı olarak gizli görevdeki bir ajan şu an bırakmak istediğim bir mevcudat değil. | Open Subtitles | عميلة خارج الدفاتر - و متخفية بشكل عميق ليس أصلاً و أنا على استعداد لتركه الآن. |
Onu olay yerinde bırakmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | اضطررنا لتركه في موقع الجريمة. |
Silah çektiğin için, Vega onu bırakmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | -ماذا؟ -فيغا) اضطر لتركه يذهب بسبب واقعة مسدسك) |
Onu terk ettiğimde döneceğine dair yemin etmişti ve sonunda döndü. | Open Subtitles | لقد اقسم انه سينتقم منى لتركه و قد فعلها اخيرا |
Önceden de Onu terk etmek için birçok nedenin vardı. | Open Subtitles | أصعب. حسناً، اسمعي، لديكِ العديد من الأسباب لتركه قبل أنْ تعرفــــيني، ألــيس كذلك؟ |
Tahmin edebiliyorum. Bu Onu terk etmen için yeterli bir sebep olabilir. | Open Subtitles | استطيع تخيل ذلك انه سبب كاف لتركه |
Alkolü bırakmayı istemek zorundasın. | Open Subtitles | لديك الخيار لتركه |
Alkolü bırakmayı istemek zorundasın. | Open Subtitles | لديك الخيار لتركه |
Onu geride bırakmayı planlamıştı. | Open Subtitles | لقد خطط لتركه هنا |