"لذا فإنه" - Traduction Arabe en Turc

    • Yani
        
    Yani bu inceleme ve araştırma gerektirmeyen davalar gibi, değil mi? Open Subtitles لذا فإنه من مثل فتح واغلاق قضية , , أليس كذلك؟
    Yani bu hastalığın üstesinden gelebilirdiniz, hastalığın etrafını aşılayabilir ve kesebilirdiniz. TED لذا فإنه بإمكانك التحكم بمرض الجدري، بإمكانك أن تعطي اللقاح للمعرضين للشخص المصاب بالمرض و تمنع العدوى.
    Yani Avrupa sadece son 200 yıl içinde artış yaşadı, ardından da Kuzey Amerika. TED لذا فإنه خلال ال200 عام الماضين فقط سادت أوربا ثم شمال امريكا
    Yani belki, biz farkında değiliz ama, Open Subtitles لذا فإنه بالرغم من أننا ربما لسنا مدركون له
    Ayrıca, sana şantaj yaptığı bütün her şey duruyor, Yani hala seni bitirebilir. Open Subtitles إضافة إلى ذلك، أنه ما زال لديه كل أدوات الإبتزاز لذا فإنه يمكنه أن يتمكن منكِ
    Hiç kullanılmadı, Yani takip edilemez. Open Subtitles إنه هاتف جديد إنه لم يستخدم من قبل، لذا فإنه غير قابل للتقصّي
    Yani eve hep erken mi döner, duş alıp sonra da geri arkadaşlarına gider. Open Subtitles لذا فإنه يرجع إلى البيت مبكرا يستحم، وبعد ذلك يخرج مع أصدقائه
    Yani öpüşmeli miyiz? Open Subtitles لذا فإنه يتعين علينا أن نقبل بعضنا البعض ؟
    Muhtemelen hasta. Yani tehlikeli olabilir. Open Subtitles يحتمل أن يكون مريضاً لذا فإنه ربما يكون خطيراً
    Yani yeni bir kalbe ihtiyacı var ama bağış gelme durumu neredeyse imkansız çünkü şuanki bile bağışla gelmiş. Open Subtitles لذا فإنه يحتاج لقلب جديد. ومن المحتمل أنه لن يحصل عليه لأن هذا القلب قلب متبرع
    Kolayca boğulabilecek kadar sarhoştu Yani. Open Subtitles لذا فإنه كان سكراً كفاية ليكون سهلاً ليخنق
    Yani modern mantar ilaçlarına çok tehlikeli tepki verebilir. Open Subtitles لذا فإنه يتفاعل خطير جدا لللفطريات الحديث.
    Berkeley, o tanrıcıydı, ona göre gerçekliğin en son doğası Tanrı'ydı, benim Berkeley'in gittiği yoldan gitmeme gerek yok, Yani bu Berkeley'den epey farklı. TED بيركلي كان متدينا وقد فكر بذلك وإعتقد إن مطلق الواقع في الطبيعة هو الله وأنا لا أحتاج الى السير في طريق بيركلي لذا فإنه يختلف قليلا عن بيركلي
    Yani, bir bağlantı, bir yardım, belki de bir aydınlanma anı arıyor. Open Subtitles لذا فإنه يريد إتصالاً، المساعدة_BAR_ مثلاً وميض من الفهم،
    Yani sizinle çalışmaya mecburdurlar. Open Subtitles لذا فإنه عليهم أن يتعاملوا معك
    Yani katil onu taşıdı. O kadar kuvvetliydi. Open Subtitles لذا فإنه حملها، وهذا يعني أنه قوي.
    Yani, bu konuda becerim vardır. Open Subtitles لذا فإنه ليس من أنني لست مؤهلا.
    Belli ki, sözsüz iletişimi veya vücut dilini anlamaya çalıştığımızda --biz buna sosyal bilimciler olarak sözsüz dil diyoruz; bunun bir dil olduğunu anlıyoruz, Yani bir iletişim olduğunu. TED لذا فإنه من الواضح أننا عندما نفكر في تعبير غير لفظي او لغة الجسد --لكن نحن نسميه تعابير غير لفظية كعلماء اجتماع. هي لغة بحد ذاتها ، فنحن نفكر بالتواصل
    (Kahkaha) (Alkış) Yani böyle bir dünyada yaşamak kolay değil, değil mi? TED (ضحك) (تصفيق) لذا فإنه ليس من السهل العيش في عالم كهذا، أليس كذلك؟
    Yani sadece, tek başıma ben mi olacağım? Open Subtitles لذا فإنه سيكون لي فقط وحده؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus