Hayır, din-din ini yemedin, bu yüzden öğle yemeğine kadar bekleyeceksin. | Open Subtitles | لا. أنتِ لم تأكلي العشاء لذلك يجب أن تنتظري حتى الغداء. |
Ve başına kötü şeyler geliyor. bu yüzden dikkatli olmalıyız. | Open Subtitles | و هناك شئ رهيب يحدث له لذلك يجب إبداء الإهتمام |
Bankanın içinde, gözlerimizin yerine ayaklarımızı kullanacağız. bu yüzden birbirimize ayak uydurmamız gerekiyor. | Open Subtitles | داخل البنك سنستخدم أرجلنا بدلاً من عيوننا , لذلك يجب أن ندربها جيداً |
Ama yarın hoca onu sınıftan atacak. O yüzden onu şimdi götürmem gerek... | Open Subtitles | لكن غداً سيطرده المعلّم من الصف لذلك يجب أن اُعيده له قبلها |
- Biliyorum. O yüzden dayanmalıyız. Dünyada sadece biz kalmış olabiliriz. | Open Subtitles | نعم, نعرف ذلك لذلك يجب علينا أن نصمد ربّما نحن كلّ ما تبقى |
Ve Bu nedenle Tanrının bana verdiği görevi yerine getirmeliyim. | Open Subtitles | و لذلك يجب أن أؤدي مهمتي التي أوكلها إلى ربي |
Ama bu oldukça geniş ve hassas bir konu, bu yüzden kendimi sınırlamalıyım. | TED | ولكنه موضوع واسع وحساس للغاية، لذلك يجب أن أضع حدوداً لنفسي. |
bu yüzden hiçbirimiz üç eski suçludan ikisinin beş yıl içinde tekrar suça karışmalarına şaşırmamalıyız. | TED | لذلك يجب ألاّ يفاجأ أحد عندما يعود كلّ اثنين من ثلاثة مساجين سابقين إلى السّجن في غضون خمسة سنوات. |
Yani bir ülkenin bir sürü çiftçisi vardır ve biri de hükümettir. bu yüzden ülkenin nasıl yönetildiği, nasıl idare edildiği | TED | حسناً ، يمتلك كل بلد العديد من البستانين ، والحكومة هي واحدةٌ منهم ، لذلك يجب أن نطرح هذا السؤال، كيف يبدو حكم البلد ؟ |
Şimdi, belki ona biraz katı davrandığımı düşünüyorsunuz bu yüzden, size şunu söylemeliyim kendi deneyimimle konuşuyordum. | TED | ربما تعتقدون أنني قسوت عليها لذلك يجب أن أخبركم أنني كنت أتحدث عن تجربتي الخاصة |
bu yüzden onlarla zaman geçirmeliyim, bu sebeple her gün yemekhaneyi idare ederim. | TED | لذلك يجب أن أقضي وقتا معهم، فقمت بالإشراف اليومي في المطعم المدرسي . |
Açıkçası bu cihazların veri programlama süreci açısından kendi kısıtlamaları var, bu yüzden çözünürlük miktarını düşürmeliyiz. | TED | بالطبع هذه الأجهزة لديها حدودها الخاصة، فيما يتعلق بعملية إحصاء البيانات، لذلك يجب علينا تقليل دقة الصورة، |
Bu Bella'nın onun hakkında yalan söylediği anlamına geliyor, bu yüzden Ateş veya Hava onda olmalı. | TED | وهذا يعني أن بيلا كانت تكذب عنه، لذلك يجب أن يكون لديها إما النار أو الهواء. |
Geçen sene iyi bir değerlendirme almadım O yüzden bu sene daha iyi çalışmam lazım. | Open Subtitles | ,انا لم احصل على تقييم عالي السنه الماضيه لذلك يجب ان ابذل جهدا كبيرا هذه السنه |
Dört doların varsa, ona yedi dolar veremezsin. O yüzden borç almak zorundasın. | Open Subtitles | اذا كنت تملك أربع دولارات فلاتستطيع أن تعطيه سبع دولارات لذلك يجب أن تستلف |
Oğlum öldürüldü, O yüzden hahamın oğlu da aynı kaderi paylaşmalı. Kimin oğlu? Hahamın. | Open Subtitles | لقد حطم قلبي و لذلك يجب أن يذوق ابن الرابي الطعم نفسه |
Vali gecikecekmiş, O yüzden büfeyi arka tarafa taşımalıyız. Tamam. | Open Subtitles | سوف يتأخر المحافظ لذلك يجب علينا تحريك "البوفيه" إلى الخلف |
Mücevherler iki gün daha kasada kalacak O yüzden hızlı olmalıyız. | Open Subtitles | الالماس سيكون في خزنه لمدية يومان أو أكثر لذلك يجب علينا التحرك بسرعة ما هو نوع الحماية ؟ |
Bu önemli bir şey. O yüzden birbirinizi iyice tanımanız gerek. | Open Subtitles | هذا مهم ، لذلك يجب عليكم ان تزيدوا من معرفة بعضكم البعض |
Bu nedenle bizim hükumetimiz, özellikle ortak paydanın anlamı endüstri anlaşmaya varmak olduğunda ortak fayda ile ortak paydayı karıştırmamalıdır. | TED | لذلك يجب على حكوماتنا عدم الخلط بين الصالح العام والأرضية المشتركة، خصوصاً عندما تعني الأرضية المشتركة الوصول لاتفاق مع الصناعة. |
Bu nedenle silkinmeli ve hayatınıza devam etmelisiniz. Tabii bu hariç. | Open Subtitles | لذلك يجب أن تتخلص من وطأة هذا وتتخطى الأمر إلا حين يحدث هذا |