-Kocam da ben de pazarlama okuduk. -Oynamak için geldik! | Open Subtitles | أنا أتسوّق كثيراً يا عزيزي وكذلك زوجي، لقد أتينا للعب |
Bizim olanları almaya geldik. Hepsi bu kadar. Sonra da gideriz. | Open Subtitles | لقد أتينا لأجل ماهو لنا وهذا هو ما في الامر وسنرحل |
Hiçbir şey yapmadık. En güvenli ve en hızlı şekilde geldik. | Open Subtitles | لم نفعل شئ , لقد أتينا بمجرد أن أصبح الوضع آمنا |
Ama senin çiftliğinin tarafından değil. Doğrudan sınırdan geldik. | Open Subtitles | ولكننا لم نأتى من اتجاه مزرعتك لقد أتينا مباشرة من الحدود. |
Biryerlerden geliyoruz ve umut dolu geziyoruz her zaman bir yerden bir yere. | TED | لقد أتينا من مكان ما ونسافر على أمل كل الأوقات، نذهب بإتجاه أماكن جديدة. |
Afrika'daki çiftliğinden buraya kadar gelmiştik. | Open Subtitles | لقد أتينا كل المسافة من مزرعتنا فى أفريقيا, والأطباء لايستطيعوا عمل شئ |
Buraya yerleşmeye geldik, haçlı seferi başlatmaya değil! | Open Subtitles | ، لقد أتينا هنا للبقاء . و ليس لبدء حملة صليبية |
- Öyle olduğumu söyleyemem. Bak, buraya geldik çünkü... | Open Subtitles | لا أستطيع القول بأنني كذلك لقد أتينا إليهنا لأنه |
İşte sana bahsettiğim yere geldik. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى المكان الذي أخبرتك أن تتوقعه |
"Dünya gezegeninden gelen insanlar ilk kez 1969 Temmuz'unda aya ayak bastılar Tüm insanlık adına barış amacıyla geldik." | Open Subtitles | يوليو 1969 لقد أتينا بسلام من أجل الانسانية |
Bu gece oraya "kardeşektomi", şiddetli kıç çürümesi ve cin ısırması için geldik. | Open Subtitles | اسمعي، لقد أتينا إليكم الليلة لـ"طلاق أخوي"، حالة تعفّن مؤخرة حاد وعضّة جنّي. |
-Evet, Baş Müfettiş. Hemen geldik. | Open Subtitles | أجل يا رئيس المفتشين، لقد أتينا على الفور |
Biz adaya sadece Çavuşun emirleri yüzünden geldik. | Open Subtitles | لقد أتينا إلى هذه الجزيرة بأوامر من سيادة العريف |
Hayatta her zaman bir şeyleri kaybedersin. Dünyaya bunun için geldik. | Open Subtitles | لا يمكنكِ العيش بدون الفقد لقد أتينا إلى هذا العالم لهذا السبب |
Carter'a sakla. Sadece güzel bir yemek için geldik. | Open Subtitles | إحتفظ به لكارتر لقد أتينا فقط من أجل الطعام الجيد |
Teksas'a bu kızı görmeye ve senelerdir neler olduğunu anlamaya geldik. | Open Subtitles | لقد أتينا هنا لتكساس لنرى هذه الفتاة الصغيره ولنفهم ما الذي كان يجري خلال كل هذه السنوات |
Madem buraya geldik bakalım ne biliyorlar. | Open Subtitles | لقد أتينا كل هذه المسافة ولن نغادر دون أن نعرف أي شيء |
Krusty, kaç tane kampanya sözünü tuttuğuna bakmaya geldik. | Open Subtitles | كرستي لقد أتينا لنرى كم وعدا من وعودك حققت |
Buraya sizi kurtarmaya, sizi buradan götürmeye geldik. | Open Subtitles | لقد أتينا لانقاذكم، لأخذكم من هذا المكان |
Biz de o hastaneden geliyoruz ama öyle bir kız görmedik. | Open Subtitles | لا لقد أتينا من البلدة ولم نرى طفلة بهذه المواصفات |
Söylediğim gibi sana iyi niyetle gelmiştik. | Open Subtitles | كما كنتُ أقول .. لقد أتينا إليك بنوايا حسنة وأنت قلتَ أنك غير متاح |
Yanımızda tıbbi yardım getirdik ve tıbbi eğitim aldım. | Open Subtitles | لقد أتينا بمؤن طبية معنا و لدى بعض التدريبات الطبية الأولية |