Kendi deyimiyle son yolculuğu için bir doktoru ikna etti. | Open Subtitles | لقد أقنع طبيب أن يساعده فيما يسميه الإنتقال الأخير |
Bay Andrews mahkemeyi kendi siyah-siyah üstünlüğü teorisini jüriye sunması konusunda ikna etti. | Open Subtitles | لقد أقنع السيد أندروز المحكمة بالسماح له باستعراض نظرية جريمة كراهية مردها العداوة بين السود أمام المحلفين |
Aslına bakarsak, bizleri, rehabilite... olduğuna ve topluma yeniden katılmaya uygun olduğuna ikna etti. | Open Subtitles | ، في الواقع لقد أقنع العديد من الأشخاص هنا . بأهليته وصلاح عودته إلى المجتمع مجدداً . لاأشكُّ بذلك |
Papa hazretleri Macarları ikna etmiş durumda. | Open Subtitles | لقد أقنع البابا بالفعل المجريين |
Papa hazretleri Macarları ikna etmiş durumda. | Open Subtitles | لقد أقنع البابا بالفعل المجريين |
Babası Anna Lisa'ya ölümlü ruhunu sadece bu şeklide kurtulabileceğine ikna etmiş. | Open Subtitles | لقد أقنع (اناليسا) أن الطريقة الوحيدة لإنقاذ روحها |
O, şey.. Babamı şehirden gitmeye ikna etti. | Open Subtitles | لقد أقنع والدي بمغادرة المدينة. |
Yargıç Villapique Mısırlı Yargıçları ikna etti, | Open Subtitles | لقد أقنع القاضي فيلابيك القاضي المصري |
Hakimi, olası nedenlerle bir duruşma için ikna etti. | Open Subtitles | لقد أقنع القاضي بتأجل جلسة استماع مرجحة |
Anheuser diğer başkanları hemen kalkmaya ikna etti. | Open Subtitles | لقد أقنع الباقين أن يبدؤوا |
Glitch'i, Jamaikalıların mezarını kazıp kafalarını koparmaya ikna etti ve böylece kendini arkadaşlarına kanıtlayabilecekti. | Open Subtitles | لقد أقنع (غليتش) أنّه لو نبش جثّتين للجامايكيين وقطع رؤوسهم، فإنّ ذلك سيُعيده في وئام مع رفاقه. |
Glitch'i, Jamaikalıların mezarını kazıp kafalarını koparmaya... ..ikna etti ve böylece.. | Open Subtitles | لقد أقنع (غليتش) أنّه لو نبش جثّتين للجامايكيين وقطع رؤوسهم، |
Gally herkesi senin sorumlu olduğuna ikna etti. | Open Subtitles | لقد أقنع (غالي) الجميع أنك السبب في كل ما حدث |
Merkezi, biz Bethesda'ya giderken burada, bizim uçağımızda Quinn'i sorgulayabileceğine ikna etti. | Open Subtitles | لقد أقنع مركز القيادة أنه يُمكنه إستجواب (كوين) هنا على طائرتنا أثناء رحلتنا إلى "بيثيسدا". |
Kendisini Tanrı olduğuna ikna etmiş. | Open Subtitles | لقد أقنع نفسه أنه إله |
- Bu bizim davamız. - Müdür yardımcısını ikna etmiş. | Open Subtitles | لقد أقنع نائب الرئيس أن (غوستاف مويوز) هذا، هو نفس القاتل |