"لقد خسر" - Traduction Arabe en Turc

• kaybetti
• kaybetmiş
• kaybetmişti
• kaybettiler
• kaybediyor

Babanın servetinin tadını hiç çıkaramadın daha sen çok gençken hepsini kaybetti.
ِلم تستمعي بثروة والدكٍ.. لقد خسر كامل ثروته عندما كنتِ.. صغيرة جداً

Dart oyununda para kaybetti. Ve öfkesini benden çıkarmak için buraya geldi.
لقد خسر ماله فى العب وجاء ليحول ان يحصل على المزيد منى

hayatımda daha önce bu kadar kaybeden birini görmedim. Herşeyini kaybetti.
لم ار اي شخص بحياتي يمحو كل شيئ,لقد خسر كل شيئ

Karısını kaybetmiş çünkü kadın bok gibi zengin olmamayı kabul etmemiş.
لقد خسر زوجته لأنها لم تستطع ان تتقبل كونه غني للغاية

Bu tanık, yeni baba olmuş biri ve işini kaybetmiş.
الشاهد , هذا الاب الجديد , لقد خسر وظيفته لتوّه.

Bin dolar civarı kaybetmişti, ama umurunda değildi.
لقد خسر الف دولار او ماشابه ولكنه لم يهتم

Şimdiden bir parmağını kaybetti. Şehrin her yanına parçalarını mı bırakacak?
لقد خسر بالفعل إصبعاً لن يترك قطعاً في جميع أنحاء المدينة؟

10 yıl önce bir şey kaybetti ama, değil mi?
لقد خسر شيئا قبل 10 اعوام .. اليس كذلك ؟

Harry Reynard hayatı boyunca biriktirdiği parayı kaybetti.
لقد خسر هارى رينارد كل نقودة التى كان يحتفظ بها

Zaten babasını kaybetti, çok ondan annesi yapmayız.
لقد خسر والده ، لا تدعيه يخسر والدته أيضاً

Merhaba Hazretleri. Oğlunuz yine kaybetti maçı.
مرحباً يا صاحبة السمو لقد خسر إبنك المباراة مرة أخرى

Harold Johnson ve Nino Valdez'e kaybetti.
لقد خسر أمام هارولد جونسون و نينو فالديز

"Şuna bak, son iki maçını kaybetti.
إنهم يقولون: 'لقد خسر هذا الأحمق 'نزالاته الأخيرة.

İşini kaybetti ve beni sevdiğini söylediği onca zaman, arkadaşımla yattı.
لقد خسر عمله، ومن ثمّ خانني مع صديقتي بينما كان طوال تلك الفترة يخبرني أنّه يحبّني

Hayatını kavga edenlere engel olurken kaybetti.
لقد خسر حياته في ذلك هو ذهب لكي ينهي شجار احد الاشخاص ولم يعود بعدها

Elbette, adama 1,2 milyon dolarlık dava açtı. Zavallı adam evini ve arabasını kaybetti. Son duyduğum,... ..bir ormanda karton bir kutuda yaşıyormuş.
لقد خسر ذلك الرجل القضية و دفع 1.7 باع منزله و كل شيء, و إنتهى الأمر بهفي الغابة في مكان ما

Bir gece sonra Dickie Irak'a gidip bir bacağını kaybetti.
الليله التي سبقت شحنه خارج الفلوجه,لقد خسر ساقه

Borsada para kaybetmiş. Bir sürü telefon almış.
لقد خسر الكثير من الأموال في السوق وقام بالعديد من إجراءات التهميش

Çok kan kaybetmiş, fakat şu anda hayati bir tehlike yok.
لقد خسر الكثير من الدم , لكن حياته لم تعد في وضع خطير

- Yanında Shane varken buna pek emin olamıyorum. İnsanları kaybetmişti.
-مع شاين في القيادة لا أكون متأكداً لقد خسر قوم من قبل

Almanlar, kendi hava sahaları üzerindeki gündüz hakimiyetini kaybettiler.
لقد خسر الألمان سيطرتهم على مجالهم الجوى نهاراً

İttifak güçleri Alman denizaltıları karşısında yüzlerce gemisini kaybediyor.
لقد خسر الحلفاء أكثر من مائة سفينة في شهر