Ama orta parmağını gösterince, adam o zaman anladı. | Open Subtitles | إلا عندما أشار له بصبعه الأوسط. لقد فهم هذا. |
Söylediklerini anlamıyorum. Hepsini tamamen yanlış anladı. | Open Subtitles | أجل، لا أعلم عما تتحدث عنه، لقد فهم الأمر بشكل خاطىء. |
Ölürken, sonunda bize ne yaptığını anladı. | Open Subtitles | عندما كان يحتضر، لقد فهم في الأخير ما فعله لكلّ واحدٍ منّا. |
Ernie gelen müşterilere başlangıç olarak hafif yağlı deniz ürünleri vererek, midelerinin yemeğe adapte edilmesi gerektiğini anlamıştı. | Open Subtitles | لقد فهم أنه إذا زدت كمية الطعام البحري المقدمة للناس تدريجياً سوف تتعود عليه معداتهم |
Aynısı: Geleceğin biçimini kavradı, neden sonra gerçekleşitirilse bile. | TED | ونفس الشئ : لقد فهم شكل المستقبل ومع ذلك كان شيئاً سينفذه أشخاص آخرون في زمن لاحق. |
- en iyi şakalarından söylesen? - Yeter artık. O anladı. | Open Subtitles | ـ والتى تُضحك كل من بالفصل ـ حسناً ، لقد فهم ذلك |
- Öyle, içinde bulunduğum durumun vahametini o da anladı. | Open Subtitles | نعم، لقد فهم أن الأمر كان صعباً عليّ أيضاً. |
Onunla bunları konuştuk. anladı ve bitti. | Open Subtitles | هو وانا تحدثنا عن ذلك لقد فهم انه انتهي |
Ne demek istediğimizi anladı. Biz kimseyi öldürmedik. | Open Subtitles | لقد فهم المغزى أننا لم نقتل أحدا |
Oğlun anladı, karın anlamadı. | Open Subtitles | . لقد فهم هو مزحتي و هي لم تفعل |
Merak etme, anladı. | Open Subtitles | لا تقلق، لقد فهم |
şimdi anladı. ışimize bakalım. | Open Subtitles | حسناً، لقد فهم أنواصل؟ |
Bu ikilinin Jenna'ya ne yaptıklarını anladı. Artık farklı bir kampanya yürütecek. Sektörde adlarını karalayacak. | Open Subtitles | لقد فهم ما فعله هذين الإثنين لـ(جينا)، فإنّه سيُطلق حملة من نوع مختلف تماماً. |
Biz Kieran'la konuştuk ve bunun tamamen profesyonelliğe dayalı bir ilişki olduğunu anladı. | Open Subtitles | (لقد تحدثت مع (كيران و لقد فهم أن علاقتنا علاقة عمل فقط |
anladı, Bones. | Open Subtitles | لقد فهم .. بونز |
Evet, anladı. | Open Subtitles | نعم، نعم، لقد فهم. |
Jacque o zamanlar daha toplumun doğa ve kendisi ile çarpışma sürecinde olduğunu bu sürecin hiçbir seviyede sürdürülebilecek halde olmadığını ve eğer bir şeyler değişmez ise o ya da bu şekilde kendimizi yok edeceğimizi anlamıştı. | Open Subtitles | - جاك فريسكو. لقد فهم في ذلك الوقت أن المجتمع في مرحلة تصادم مع الطبيعة ومع نفسه |
Gücümü benden daha iyi anlamıştı. | Open Subtitles | لقد فهم قواي أكثر مني |
Dr. Byrd anlamıştı. | Open Subtitles | لقد فهم د. (بيرد) |
Şimdi de geçmişe baktığımızda, ha, evet, diyoruz, bu işte bildiğimiz mikrofilm. Ama mesele bu değil. O, geleceğin biçimini kavradı. | TED | ونعم نستطيع أن ننظر للوراء ونقول نعم.. ها ها كما تعرفون إنه مجرد مايكروفيلم ولكنه ليس هذا هو المهم. لقد فهم شكل المستقبل |