Fakat bu hormonların üzerimizde sınırsız gücü olduğu anlamına gelmez. | TED | لكن هذا لا يعني أن للهرمونات سلطة غير محدودة علينا. |
Bir şekilde binanın altıncı katıyla onuncu katları arasında arasında yer buldu kendisine, Fakat bu maliyetli bir yaklaşım olmak zorunda değil. | TED | هو فقط ما يحدث عندما تكون فى السادسة من العمر بالطابق العاشر من المبنى لكن هذا لا يعنى بالضرورة ان يكون نهجا مكلفا |
Ama bu, onun evine taşınmam ya da bu tarz bir şey yapmam... | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني بأنني مستعدة للإنتقال معه |
Arada bana iş ayarlamanı takdir ediyorum... ama bu sana dersimi bölme hakkını vermez. | Open Subtitles | انا اقدر انك اعطيتنى لى ادوار تمثلية لكن هذا لا يعطيك الحق للتدخل فى عملى |
ancak bu durum aletle temas etmemiş kişilerin etkiye maruz kalmalarını açıklamıyor. | Open Subtitles | لكن هذا لا يفسر مشاهدات الناس الذين لم يتعاملوا مع الجهاز مباشرة |
- Ama bu, yapmadığımı, yapamayacağımı bildiğiniz şeyler için beni suçlamanızı haklı çıkartmaz. Hadi aç artık Sara. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يبرر لك اتهامي باشياء أنت تعرف أني لم أفعلها |
Pes etmek zorunda olduğun anlamına gelmez bu. Kılıcını yanında getirmemişsin. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أن تستسلمي، إنّك لم تحضري سيفك معك. |
Yine de bu çürükleri tedavi etmeyi başaramadıkları anlamına gelmez. | TED | لكن هذا لا يعني أنهم لم يتمكنوا من علاج التسوس. |
Yalnız yaşıyorum, ama bu bir şey yaptığım anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | انا اسكن وحدي, لكن هذا لا يعني اني فعلت شيئا |
Güçlerimize sahip olabilir ama bu, onları nasıl kullanacağını bildiği anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | حسناً، إنه يملك قدراتنا، لكن هذا لا يعني بالضرورة أنه يعرف كيفية استخدامهم |
Ama bunların hiçbiri bizim için geçerli değil, çünkü Büyük Dümen için gerekli olan şey bizde yok... para. | Open Subtitles | لكن هذا لا يهم لأن الشيء الوحيد الذي نحتاجه لعملية النصب الطويلة ليس عندنا المال |
Fakat bu, bir kişinin potansiyelini ölçmekle aynı şey değil. | TED | لكن هذا لا يعني القدرة على قياس قدرات الشخص. |
Fakat bu, biricik oğlum Dino'nun mülkiyetine bıraktığım sigara tabakam çakmağım ve ağızlığımı kapsamamaktadır. | Open Subtitles | لكن هذا لا يتضمن ، علبة سجائرى والمبسم والولاعة سأترك كل هذا |
Fakat bu önemli değil. Esas önemli olan gelecek; | Open Subtitles | لكن هذا لا يهم، ما يهم هو المستقبل، التخطيط للمستقبل |
Fred'in oğlu en seçkin 8 üniversite için önlerde yarışıyor, Fakat bu bizi Fred'in katiline yaklaştıramadı bile. | Open Subtitles | حتى ابنه فريد هو على المسار السريع لجامعة آيفي ليج، لكن هذا لا يزال لا يحصل لنا أي أقرب إلى الذين قتلوا فريد. |
Onda açıkça belli olan bir farklılık var, evet, Ama bu onun bir tehdit olduğunu göstermez. | Open Subtitles | هناك شئ مختلف بشأنها لكن هذا لا يجعلها خطرا علينا |
Evet çıldırmış olabilirim, Ama bu onun için ne hissettiğimi değiştirmez. | Open Subtitles | ربما أكون منزعجة لكن هذا لا يغير شعوري تجاهه |
Tamam, garip kız. Ama bu onun katil olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | نعم، الفتاة تبدو غريبة، لكن هذا لا يجعلها قاتلة |
Ama bu, sana söylediklerimin doğru olmadığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أن ما أخبرك به ليس الحقيقة |
ancak bu ona musallat olan bilgi sızıntılarını görmezden geleceğim demek değil. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أني عمياء عن التسرب والفساد اللتان تعاني منهما |
- Ama bu, bunu düzeltemeyeceğin anlamına gelmez. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني أنه لا يمكنك تصحيحه كيف؟ |
Bu doğru, ama bu ben olmadığım anlamına gelmez. Bu yüzden söz ver. | Open Subtitles | هذا صحيح لكن هذا لا يعني أنني لستُ بجوارك عدني |
O konuda savunmasızız ama Yine de bu, kıymetli bir hastamızdan diğerine vermek için karaciğer çaldığınız gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | نعم هذا صحيح سيدتي ونحن في موقف ضعيف على هذه الجبهة لكن هذا لا يغير حقيقة |
Yalnız yaşıyorum, ama bu bir şey yaptığım anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | انا اسكن وحدي, لكن هذا لا يعني اني فعلت شيئا |
ama bu onları öldürdüğüm anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | لكن هذا لا يعني اني قتلت احدا حسنا, لقد تحدثت عن قتل الناس, |
Ama bunların hiçbiri o gece maktul'e saldırdığı anlamına gelmez. | Open Subtitles | و لكن هذا لا يعني بأنّه قام بالإعتداء عليها في تلك اللّيلة |