Ama eğitimli bir göz her zaman burada doğanları anlar. | Open Subtitles | ولكن يمكن للعين المدربة دائما بقعة هم الذين ولدوا هنا. |
Bizde göz kalemi kullanan fazla erkek yok. Zaten isteyen de yok. | Open Subtitles | ليس لدينا أحد يرتدى خطوط للعين ليس منذ فتره على اى حال |
göz kampanyası için yaptığı teklif çok sıkıcıydı. Sanırım işi bitti. | Open Subtitles | كانت حملتها للعين مملة جداً أعتقد أنها أصبحت في فعل كان |
Yani bu dövmeler, cildiniz UV ışınlarına maruz kaldığında bunları gerçek zamanlı, çıplak gözle gösteren bir işlev görür. | TED | إذًا هذه الوشوم تعمل كمؤشر للعين المجردة في حال تعرُض بشرتك للأشعة فوق البنفسجية. |
Neredeyse iki yıl boyunca geceleri çıplak gözle onu görmek mümkündü. | TED | وكان مرئيًا للعين المجردة لمدة عامين في سماء الليل. |
Ama sembolizm içermese bile estetik olarak göze hoş geliyor. | Open Subtitles | و لكن حتى بدون النظر لرمزيتها، منظرها محبب للعين جداً. |
Senin gibilerin okulda istedikleri gibi giyinmeleri göz zevkimi bozuyor... | Open Subtitles | وإنه لمن المؤذي للعين أن أراك ترتدي ماتريد في المدرسة. |
Yani Revere asayı eritip göz'ün enerjisini içinde tutması için kap yaptı. | Open Subtitles | إذاً قام ريفير بصهر العصا لصنع الغلاف الذي يحوى القوى الكارثية للعين |
Sonra aklıma bir şey geldi: Daha kolay bir yol olmalıydı çünkü bu göz bakımına en çok ihtiyaç duyanlar ona en zor ulaşanlardı. | TED | فخطر ببالي أمر: لا بد من وجود طريقة أسهل، لأن المرضى الأكثر احتياجا للتوفر على رعاية صحية للعين هم الأقل احتمالا في الحصول عليها. |
Gözdeki görüntüleri alabilir ve şeker hastalığı retinopatisi olarak adlandılan göz hastalığını teşhis edebilir misiniz? | TED | هل يمكنك التقاط صور للعين وتشخيص مرض في العين؟ يسمي اعتلال الشبكية السكري |
Bu süreç genellikle her göz için 30 saniyeden az bir zaman alır. | TED | وتستغرق هذه العملية في العادة أقل من 30 ثانية للعين الواحدة. |
Gözlerimizin hangi yöne odaklandığını söyleyebilen bir göz izleyicimiz var. | TED | لدينا متعقب للعين يخبرنا في أي اتجاه تركز أعيننا. |
Su vaziyeti tahlili, protein rabıta tahlili, göz tahlili, kan analizi... | Open Subtitles | اختبار منع المياه و اختبار بروتينى و اختبار للعين و تحليل للدم |
Gittikçe yaklaşıyorlar, ama hâlâ çıplak gözle görülmüyorlar mı? | Open Subtitles | إنه يقول أنهم يتقدمون، لكنهم ما زالوا غير ظاهرين للعين المجردة |
Belki parçanın içerisinde çıplak gözle göremediğimiz yapılar olabilir. | Open Subtitles | ربما تكون هناك أشياء داخل البناء غير مرئية للعين المجردة |
Mars, kızıl gezegen, çıplak gözle görülebilecek. | Open Subtitles | سيظهر الكوكب الأحمر, المريخ سيكون مرئياً بالنسبة للعين المجردة |
Ve indiğinizde, bu büyük göze tekrar geri dönme şansınız olacak. | TED | و عندما تهبط على الأرض, سيكون فى وسعك العودة للعين مرة أخرى. |
Bu çocuk tedavi edildi. gözün resimlerini göreceksiniz. | TED | إذن تتم معالجة هذا الطفل.سترون لقطات للعين. |
Çok uzak olmayan bir gelecekte, insan gözünün hassaslığında ve esnekliğinde yapılan makineler kendi evriminin bile ötesine geçmesini sağlayabilir. | TED | وفي المستقبل غير البعيد جدًا، آلات مبنية بدقة ومرونة للعين البشرية قد تتيح لنا تجاوز تطورها الخاص حتى. |
Diğer gözü florasan mavi olarak görüyordu, mavi mor neon şeklinde parlıyordu. | Open Subtitles | أما للعين الأخرى فبدا أزرق مشع، كان يُحيط المصباح لون أزرق أرجواني كإنارة النيون. |
Acemi gözler için, Bay Patel ve Raja, ...aynı ülkeden gibi görünebilirdi. | Open Subtitles | "للعين غير الخبيرة، قد يبدو السيّد (باتيل) و (راجا) من نفس البلد" |
Olabilir. Bıyığı vardı, bir de gözünde bir parça vardı. Korsana benziyordu. | Open Subtitles | ربما, هو لديه لحية يرتدي عصابة للعين يشبه القراصنة |
Sadece bu ikisi insan Gözüne görünebiliyor. | Open Subtitles | هناك فقط اثنان مرئيون للعين المجردة |