Kötü yalanlar söyleyen kötü kızlara ne olur, biliyor musun? | Open Subtitles | أتدرين ما يحدث للفتيات الشريرات الذين يحكون قصصا شريره ؟ |
Odaları, evsiz kızlara kiralarım ama içeride ne yaptıkları kendilerini ilgilendirir. | Open Subtitles | أقوم بتأجير الغرف للفتيات المتشردات لكن ما يفعلونه لأنفسهم هو يخصهم |
Biliyor musunuz, bu San Mark's'taki kızlar için daima iyi bir şeydir. | Open Subtitles | أتعلم لقد كانت دائماً جيدة للغاية للفتيات هنا في مدرسة القديس ماركس |
Şarkıyı kızlar söylerse, daha şahane olmaz mı? Hayır, iyi olmaz. | Open Subtitles | لكن ألن يكون مِن الرائع إذا أعطينا الفرصة للفتيات حتى تغني؟ |
Kendisi aynı zaman da kızların spor aktivitelerini protesto etmekten tutuklandı. | Open Subtitles | وقامت بالاستقالة من المنصب احتجاجاً على عدم تمويل برنامج الرياضة للفتيات |
L bu yerleşmek kadar aşağı kalmak için kız söyledi. | Open Subtitles | لقد قلت للفتيات أن تبقى في الأسفل حتى نحل هذا |
Ama senin yaşındaki kızlarla o yaştaki erkeklerin birlikte olmaması için nedenler var. | Open Subtitles | بعمرك من للفتيات يفترض لا أسباب هناك عمره من أشخاص مع يكونوا أن |
Nasıl bir baba genç oğlunun kızlara ilgi duymasını istemez? | Open Subtitles | ماهو الاب الذي لا يسمح لابنه ان يبدي اهتماماً للفتيات.. |
Tıbbi eğitimi olmayan genç kızlara ayda 50 won mu ödeyecekler? | Open Subtitles | دفع 50 بالشهر للفتيات الشابات التي ليس لديها أي تدريب طبي؟ |
- Kendini diğerlerinden büyük gören cılız kızlara ne olur, biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلمين ماذا يحدث للفتيات الصغيرات الضعيفات اللاتي يتدخلن في أمور الآخرين؟ |
Erkekler basketbol, beyzbol ve futbol oynuyorlardı ama kızlara izin verilmiyordu. | TED | ولعب الأولاد كرة القاعدة وكرة السلة، وكرة القدم الأمريكية، ولم يسمح للفتيات بذلك. |
Eğer bu kızlar... antrenman yapacak bir yer bulamazlarsa, rekabet edemezler. | Open Subtitles | اذا لم يكن للفتيات مكان يتدربون فيه لا يستطيعون ان ينافسوا. |
Çünkü kızlar bana verdikleri sözleri tutmazsa ne olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | لأنك تعرفين ما الذي سيحصل للفتيات الذين يخالفون وعودهم لي |
O an kızlar için durumu kurtarıp onların kahramanı olmak için bir şans bulmuştum. | TED | في هذه اللحظة رأيت فرصة للفتيات ليكونوا على مستوى الحدث و ليصبحوا بطلات في نظر أنفسهن. |
kızlar ve kadınlar, erkekler kadar bunun bir parçasıdır. | TED | للفتيات والنساء دور ليؤدينه في هذا شأنهم شأن الرجال تمامًا. |
Sen süper seksi bir kızsın bense seksi kızların kriptoniti gibiyim. | Open Subtitles | أعني، أنتي هذه الفتاة المثيرة جداً وأنا أحمق بالنسبة للفتيات المثيرات. |
Genç kızların Dönüşümü Projesi adında bir oluşum kurduk. | TED | قمنا بخلق مكان يدعى المشروع التحويلي للفتيات اليافعات. |
Plan şuydu; Anester Zafer kız Lisesi'ne gidebilmemiz için para biriktirmişti. | TED | كانت الخطة أنها وفرت لنا بعض المال للسفر لنتمكن من الذهاب إلى مدرسة آنستر فيكتوري الثانوية للفتيات. |
Dünyadaki siyahi genç kız ve erkeklere yeni bir bakış açısı sunuyor. Bizler savaşını verdiğimiz hakları hakediyoruz Yerel hükümetler tarafından görülmeyi hakediyoruz | TED | إنها توفر رؤية جديدة للفتيات السود في أنحاء العالم مفادها أننا نستحق أن يُدافع عنا، وأننا نستحق أن نستدعي السلطات المحلية ليدافعوا عنا. |
Amerikan erkeklerinin Fransız kızlarla yatmak için uydurduğu saçmalıklardır. | Open Subtitles | الذى يقوله الأمريكيين دوماً للفتيات الفرنسيات حتى يتمكنون من النوم معهن |
Liseden beri benim gibi tiplerle konuşmayı aklından bile geçirmeyecek kızları gözünden tanırım. | Open Subtitles | منذ المدرسة الثانوية كانت المشاكل تقع للفتيات اللواتي يحاولن التحدث الى رجل مثلي |
İkisi, diğer kızlara içerideki iki kızın çığlık atmak yerine, deneyimin tadını çıkarmaları gerektiğini söylüyordu. | TED | قالا للفتيات الأخريات أن على الفتاتين الاستمتاع بالتجربة بدلاً من الصراخ. |
Kızlardan oluşan bir çeşitleme grubundayım ve... ve biz Pussycat Girls şarkıları söylüyoruz. | Open Subtitles | أنا في فرقة للفتيات. ونقوم بأداء أغاني الفتيات. |
Bir hafta daha var. Bu, kadınların dünyasında bir yüzyıl olduğunu. | Open Subtitles | أنهم لم يتصلوا ببعضهم من أسبوع وهذة مدة طويلة بالنسبة للفتيات |
Düzensiz adet senin yaşındaki kızlarda son derece yaygın görülür. | Open Subtitles | دورتك الشهرية غير منتظمة و هى حالة شائعة للفتيات بمثل سنك |
Şimdi En İyi Bayanlar için ikinci atlamalarla devam ediyoruz. | Open Subtitles | سوف نمضي قدماَ الآن , مع الفرصة الثانية للفتيات ذوات المراكز العليا في الوثب |
Sonra buraya dönüp Arnavut nüfusun yoğun olduğu mahallelere giderek düzmece olduğunu düşündüğü işyerlerine uğrayıp genç kadınlara kartını vererek yardıma ihtiyaçları olduğunda arayabileceklerini söylüyormuş. | Open Subtitles | به الكثير من الجالية الألبانية و زارت بعض المعامل ظنت أنها الغطاء دائما تعطي رقمها للفتيات الشابات، تقول لهن |