L yaz giysi bir sürü benim dönüş-to-sahibi büyü attı. | Open Subtitles | لقد قلت تعويذة الإعادة لصاحبها للكثير من الملابس هذا الصيف |
Bir sürü de polis var ama. Bu araçtan kurtulmamız gerek. | Open Subtitles | بالاضافة للكثير من رجال الشرطة يجب علينا التخلص من هذه الأغراض |
Bir sürü de polis var ama. Bu araçtan kurtulmamız gerek. | Open Subtitles | بالاضافة للكثير من رجال الشرطة يجب علينا التخلص من هذه الأغراض |
İllionis'teki bu çayır, bu türden birçok araştırmanın harekât merkezi konumundadır. | Open Subtitles | هذا المرعى فى إلينويز يعمل كسلطة مركزية للكثير من هذا البحث. |
KH: Sanırım buradaki pek çok insana ifşa ettin bile. | TED | ك.ه: أعتقد أنك أفصحت عنهم للكثير من الناس نوعاً ما. |
Tanrı belki de çok fazla seks yaptığım için beni cezalandırıyordur. | Open Subtitles | لا أعلم ، ربما الرب يعاقبني بسبب ممارستي للكثير من الجنس |
çoğu Ebola gazisi normal bir yaşam sürmeye çalışsa bile toplum hâlâ kaçıyor gibi görünüyor. | TED | يبدو أن المجتمع مازال ييراجع للكثير من الناجين من إيبولا حتى وهم يكافحون لعيش حياة طبيعية. |
Ben bir sürü eyalet ekonomisi kalkınma ajansı idarecileriyle bu meseleleri görüştüm, bir sürü idareciyle. | TED | وقد تحدثت للكثير من موجهي وكالات التنمية الاقتصادية في الولايات عن هذا الموضوع والكثير من المشرعين بهذا الخصوص. |
Ortaya dökemeyeceğim kadar fazla zulüm gördüm, bir sürü tehdit, psikolojik taciz. | TED | تعرضت للكثير من الاضطهاد التي لا يمكن أن أكشفها، العديد من التهديدات والاعتداء، نفسياً. |
ve çok güzel bir resif var aralarında ahtapotun da olduğu bir sürü hayvanıyla karmaşık bir resif. | TED | وهناك شعب جميلة معقدة كثيرا وبها الكثير من الحيوانات بالإضافة للكثير من الأخطبوطات |
Kimi yerlerdeyse bir sürü aptal hayvanın isyankâr tavırları öfke dolu konuşmalara yol açıyordu ama yapacak bir şey yoktu. | Open Subtitles | في بعض الاماكن التصرفات الثورية للكثير من الحيوانات الغبية سببت السخط والكثير من الحديث لكن لا شي تم فعله حيال ذلك |
Bu Şükran günü. Bir sürü insan olacak. | Open Subtitles | هذا عيد الشكر والبيت مفتوح للكثير من الناس. |
Tahmin edebilirsin, bir sürü açıklama yapılmıştı beni oraya göndermeden önce, çantama silahlarını gizlice koymalarından önce. | Open Subtitles | يمكنك أن تتخيلي، احتاج الامر للكثير من الشرح قبل ان يرسلوني الى هناك قبل ان اضع اسلحتهم في حقيبتي |
Tıpkı senin gibi birçok sıska Kübalı'ya doğru yolu göstermiş. | Open Subtitles | لقد كان جيد للكثير من الكوبين النحيفين . مثلك أنت |
Ve aynı zamanda, birçok işletmeyi dinliyorum ve onların üstesinden gelmeleri gereken en büyük sorunları buluyorum. | TED | وفي نفس الوقت، أنا أستمع للكثير من المهن وأكتشف ما هي تحدياتهم الكبرى. |
birçok haklı nedenden dolayı, uçan kameraları düzenlemek için mantıklı yasaların üretilmesi zordur. | TED | للكثير من الأسباب الجيدة، فإنه من الصعب الإتيان بقوانين راشدة، لتنظيم أمر الكاميرات الطائرة. |
Ve daha önce hiç konuşma fırsatı bulamadığım pek çok insanla arkadaş oldum. | TED | وأصبحت صديقاً للكثير من الناس لم تكن لدي فرصة للحديث معهم من قبل. |
pek çok erkek için bu 3 yada 4. buluşmada olur.. | Open Subtitles | بالناسبة للكثير من الاشخاص يكون ذلك فى الموعد الثالث او الرابع |
Kan bankasını hazır tutmamızı, çok fazla kana ihtiyaç olacağını. | Open Subtitles | حسنا, أن نجهز بنك الدم، وأننا سنحتاج للكثير من الدماء. |
Ama bu insanların çoğu için, travma değildir belki. | TED | ولكن بالنسبة للكثير من هؤلاء، المشكلة ليست في الصدمات. |
Bu kadar çok insan böyle bir sırrı nasıl saklar? | Open Subtitles | كيف للكثير من الناس الحفاظ على هذه السرية؟ لا أعرف |
Gerçekten önemliydi ama telomerlerin neler içerdiğini anlamak istedim, bunun için de çok Fazlasına ihtiyacım vardı. | TED | فلهم دور في غاية الأهمية، لكني أردت معرفة ما تتكون منه التيلوميرات، لذلك، كنت في حاجة للكثير منهم. |
Yüksek miktarda buz, tuz ya da koruyucu madde gerekir. | Open Subtitles | يحتاج للكثير من الثلج والملح وربما شيئا آخر للحفاظ عليها |
Afganistan'ın ciddi bir güvenlik sorunu olduğunu biliyoruz. Afganistan, dünyada bir çoğumuz içindir. | TED | أفغانستان، نعلم أي مشكلة أمنية حقيقية تشكلها أفغانستان بالنسبة للكثير من أنحاء العالم. |