"لمسة" - Traduction Arabe en Turc

• dokunuşu
• dokunuş
• olmuş
• eli
• hamleydi
• dokunuşuyla
• temas
• havası
• dokunuşuna
• dokunuşta
• dokunuşları
• Dokunmak
• dokunuştu
• dokunuşlar
• bir yaklaşım

Biraz afyon veya sizi sevdiğini söyleyen bir kızın dokunuşu.
،غليون أفيون ،أو لمسة من فتاة قد تبوح بمحبتها لك

Dediler ki, bir zaman yolcusunun tek bir dokunuşu, onu uyandıracakmış.
قالوا أن لمسة واحدة من مسافر عبر الزمن ستوقظه

Herkesin farklı bir dokunuş tarzı vardır bu yüzden meslektaşını ritminden tanırsın.
كل شخص لديه لمسة مختلفة لذا يمكنك التعرف على إيقاع نظيرك الخاص

Ardından serin bir dokunuş ve sıcak bir öpücükle artık gerçekten özgürdüm.
و هكذا، مع لمسة باردة, و قبلة دافئة, كنت حراً بحق. خالد.

Evet mühür çok hoş olmuş. Kapı.
نعم، لمسة لطيف بذلك الختم المنقوش حَسناً

Tabii bir kadın eli değse daha iyi olabilirdi.
أعنى, ليس هكذا لا يمكنك إستخدام لمسة المرأة به

Demek istediğim sen bir erkeksin ama neden Billy'nin dokunuşu seni etkilemedi?
أنا أعني.. أنت رجل إذن لم لم تؤثر لمسة بيللي بك؟

Ama bir şeyi aksi yöne çevirebilmek için bir dahinin dokunuşu ve büyük bir cesaret gereklidir.
لكنها تتطلب لمسة عبقرية وكثير من الشجاعة لتحريك شيء في الاتجاهالمعاكس

Olay orada biter. Adam Wong'a Ölüm dokunuşu'nu yapmıştır.
هذا كل ما في الأمر لقد أعطيته لمسة الموت

Hadi, parti kızı biraz özel doktor dokunuşu isteyebilir.
هيا , فتاة الحفلة ستقدر لمسة الطبيب الخاص

Bir noktadan sonra güçlü tepkiler için basit bir dokunuş bile yeterli olmaya başladı.
بكن بمرحلة ما، كل ما يتطلبه هو لمسة أخيرة لرد فعل قوي جداً

Ve gazeteden yapılmış ben de odaya çok dekoratif bir dokunuş yaptı.
وخرجت لشراء جريدة اخبارية ثم اضفت لمسة جمالية لطيفة للغرفة

Brendan namı diğer, Bay Medusa dokunuş burayı tekrar yarattı.
براندن أو السيد لمسة قنديل البحر خلق هذا المكان من جديد

En ufak bir dokunuş ya da baskı duyuları bastırır ve yoğun olarak endorfin salgılanır.
من اى لمسة او ضغطة تغمر الاحاسيس شعور جارف بالسيطرة

Kıyafetler güzel bir rötuş olmuş. Bu fiyatı artıracaktır.
فساتين لمسة لطيفة يجب ان تكون اكثر مسئولية

Kadın eli değince insanların gönlü rahatlıyor.
لمسة المرأة. تجعلُ مشاعرَ الناسِ أكثرَ ارتياحاً

Bu ateşli şeyi getirmek güzel bir hamleydi.
تلك كانت لمسة لطيفة احضار الفتاة المثيرة

Tek dokunuşuyla yaklaşık bir saatini kaybedersin.
لمسة واحدة وستفقدين حوالي ساعة مِن ذاكرتِك

Hafta sonunu çamaşırhaneye gitme hadisesi etrafında bina etmenin ne olduğunu veya otobüs biletçisi kazara temas ettiğinde iliklerine dek işleyen bir hasret ürpertisi hissedecek kadar müzmin bir el değmemişlik içinde olmayı.
كيف يكون أن ترتب لعطلة أسبوع كاملة لزيارة متجر غسيل الملابس، أو ألا يلمسك أحد منذ دهراً، لدرجة أن لمسة عرضية بيد أحدهم

Kulüpleri, bu hiçliğin ucuna küçük bir sayfiye oteli havası getirse de bu geri kalan her şeyi daha da gerçek dışı yapıyor.
ناديهم يجلب لهذه الحدود الخالية لمسة بسيطة من منتجعا بحريا تجعل من الإستراحة هنا أكثر خيالية

Çünkü bir sanatçının dokunuşuna ihtiyacı olan bir hücre var elimde.
لإنني لدىّ زنزانة تود حقاً إستخدام لمسة فنان

Bir dokunuşta bütün hayatın göz önüne seriliyor.
لمسة واحدة وحياتك بكاملها مفتوحة على مصراعيها

Kendime düşünüyordum ama, Raffaello'nun çok fena dokunuşları var.
أنا نفسي كنت على وشك القيام بذلك لكن رافايللو لديه لمسة تعتبر الأكثر إثماً.

Parmağınızla birine Dokunmak bile o kişiyi uzay istasyonun diğer ucuna itebiliyor ve sonra ayak parmaklarınızla sabit durmaya çalışıyorsunuz.
فقط لمسة إصبع من الممكن أن تأخذك عبر محطة الفضاء كاملة، ومن ثم نوع من ثني أصابع قدمك.

Güzel bir dokunuştu. Tamam, ah, fotoğrafladın mı?
لقد كانت لمسة جميلة اوكى هل حصلت على الصورة؟

Ufak dokunuşlar, ufak detaylar karakteri gerçek gösterir.
لمسة صغيرة، تفاصيل صغيرة، أنت تريد ان يصبح شخصك حقيقيا

Basın toplantısının güzel bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum.
أعتقد المؤتنر الصحفي لمسة رائعة