"لمنح" - Traduction Arabe en Turc

    • vermeye
        
    • vermek için
        
    • verme
        
    • tüzel
        
    Yönetim olarak bu girişim için elimizden geldiğince tam destek vermeye çalışacağız. Open Subtitles ونحن كإدارة، سنحاول بذل وسعنا لمنح الدعم الكامل لهذه المبادرة
    Bilmeni isterim ki; oğlum için hayatımı vermeye tamamen hazırım. Open Subtitles أريدك أن تعرف... أنا أكثر من مستعدة... لمنح حياتي من أجل حياة طفلي
    İnsanlara ikinci bir şans vermek için engelleri yıktık. TED ولقد قمنا بإسقاط الحواجز لمنح الناس فرصة ثانية.
    Hiç komik değil. Şehre iyi bir yönetim vermek için elimizden geleni yapıyoruz ve Wade bizi aptallar sürüsü gibi gösteriyor. Open Subtitles انه ليس مضحكا نحن نقوم بأفضل ما يمكننا لمنح المدينة حكومة لائقة
    Bütün öğretmenlerimize istedikleri ve hak ettikleri desteği verme fırsatı beni heyecanlandırıyor. TED أنا جد متحمس لهذه الفرصة لمنح جميع مدرسينا الدعم الذي يحتاجونه ويستحقونه.
    Bu tür işleri genelde eski oyunculara verme eğilimindedirler, ya da medya sektöründe yer alan insanlara verirler. Open Subtitles ولكنهم يميلون لمنح تلك الوظائف إلى لاعبين سابقين أو أناس يعملون في مجال الإذاعة.
    Suya tüzel kişilik vermemiz gerekiyor çünkü tüzel kişilik, şu hakları ve korunmaları sağlıyor: TED نحن بحاجة لمنح الشخصية للماء، لأنه يتحمّل الحقوق والحمايات اللاحقة.
    Buna bir şans daha vermeye hazırım bence. Open Subtitles اظنني مستعداً لمنح الأمر فرصة آخري
    Ona yanlış ümitler vermeye gerek yok, doktor! Open Subtitles لا حاجة لمنح شيكر توقعات زائفة - أيتها الطبيبة
    Onu kan vermeye zorlayamayız. Open Subtitles لا يمكن دفعها بالقوة لمنح الدماء
    Hadi bunu kabul edip, Broken Nehri konsey üyelerini onay vermeye davet edelim, bugün hepinizin içinde imzalasınlar. Open Subtitles دعونا نتخطى هذا وسأدعوكم. أعضاء مجلس إدارة نهر "غولد". لكي يأتوا هنا لمنح توقيعهم على الموافقة أمامكم جميعًا هنا اليوم.
    Ben burada durumu yatıştırmaya ve ve Bay Parker'ın istediklerini daha fazla şiddet olmadan vermeye çalışıyorum. Open Subtitles انا أعمل لتهدئة الجو، للوصول إلى حقيقة ما حدث، لمنح السيد (باركر) ما يريده دون مزيد من العنف
    Bu yüzden o acuzeye üçlü taç vermek için can atıyorlar. Open Subtitles وهم يتوقون الآن لمنح تلك المتذمرة العجوز تاج الثلاثية
    Anneme, "Anneler Günü" hediyesi vermek için burada olduğumuzu açıkladıktan sonra annem biraz heyecanlandı. Open Subtitles بعد أن شرحنا أننا أتينا لمنح أمي عيد أم جميل
    Bu tesis insanlara yaşama şansı vermek için yapılmıştı. Ben buraya adım atar atmaz öldüm. Open Subtitles تم بناء هذا المرفق لمنح الناس فرصة للعيش لقد دخلتُ إلى هنا و مت
    Ama Kral Vincent'a şövalyelik vermek için bir tören düzenlenmesini, uygun görüyor. Open Subtitles لكن الملك يرى مناسبا لمنح لقب سير على فينست
    Bugün öğrencilere bedava sakız vermek için otomat makinalarını hacklediğini söylediler. Open Subtitles قيل لي اليوم انك قمت بإختراق آلة البيع لمنح علكة مجانية للطلبة
    Hepimiz hata yaparız, ama kendimize ikinci bir şans verme gücümüz var. Open Subtitles جميعنا نقترف الأخطاء , لكننا نملك المقدرة لمنح أنفسنا فرصة ثانية
    Birilerinin bu adama bir şans verme zamanı geldi. Open Subtitles فقد حان الوقت لمنح هذا الشخص فرصة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus