Yani Big Tobacco onu durdurmak için elinden geleni yapacaktır. | Open Subtitles | ونحن نعلم أن شركات التبغ ستقوم بما في وسعها لمنعه |
Sen de bunu gözardı edebilirsin ya da durdurmak için bana yardım edebilirsin. | Open Subtitles | تستطيع أن تتجاهله أو تستطيع مساعدتى لمنعه |
Parçaların fırlamasını engellemek için jelatinden küçük bir bariyer yaptım mesela. | TED | وكان علي صنع حاجز صغير من السيلوفين حوله لمنعه من التحرك |
Çünkü anlaşmasını önlemek için 10 komando onu öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | لأنه عشرة من المغاوير حاولوا قتله لمنعه من عقد صفقة معي |
Korkarım ki onu durdurma planınız işe yaramaz. | Open Subtitles | واخشى أن خطتك لمنعه لن تنجح. |
Geçidi kapatmak, onun geçmesine engel olmak için buna ihtiyaçları var. | Open Subtitles | سيحتاجون هذا لإغلاق البوابة، لمنعه من العبور. |
Kalbindeki sevginin, oğlunun kötü yola sapmasını engelleyecek kadar büyük olduğunu düşünüyordu fakat çocuk büyüdükçe, kana susamışlığı daha da doyumsuzlaşıyordu. | Open Subtitles | اعتقدت ان الحب الذي بقلبها سيكون قوياً بما فيه الكفايه لمنعه من التحول لطريق الظلام. لكن عندما تقدم في العمر رغبته في الدماء كانت نهمه. |
En azından, Karatoprak'ın daha fazla yayılmasını engellemenin bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | على الأقل نستطيع ان نجد طريقة لمنعه من الأنتشار |
Sana inanmış olsam bile Onu durdurmanın başka bir yolu olmalı. | Open Subtitles | إذا كان لي أن أصدقك لابد أن هنالك طريقة أخرى لمنعه |
Bilmiyorum ama onu durdurmak için mahkeme emri çıkarmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف، ولكن هذا هو السبب في أنني أحاول أن أحصل على أمر قضائي لمنعه. |
İnsanlığa tehdit olan 9 yaşındaki kişi yakalandı ve onu durdurmak için önlemler alınmaya başlandı. | Open Subtitles | قد عثر على مصدر تهديد البشرية ذو سن التاسعة ويجري اتخاذ تدابير لمنعه |
Sebebi ortağını öldürmesi ve bunu durdurmak için elinden hiç bir şey gelmemesi. | Open Subtitles | هذا لانه قتل شريكتك وانت لم تكن هناك لمنعه |
Eğer Rumpelstiltskin bizden önce alırsa onu, onun bu şehre tüm kraliyet ordusuyla yapacağı saldırıları durdurmak için hiçbir şeyimiz kalmaz. | Open Subtitles | اذا رومب حصل عليها قبل ان نفعل لا يوجد شي لمنعه من مهاجمة المدينه بالحرس الملكي باكمله |
Ne yaparsan yap, bunlar gerçekleşecek. - durdurmak için yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | المستقبل سيتحقق مهما تفعل، ولا حيلة بيدك لمنعه |
Birisi yakalanırsa diğeri konuşmasını engellemek için onu öldürme emri alırdı. | Open Subtitles | و في حالة الإعتقال، كانت أوامرهم بقتل الرفيق لمنعه من الكلام. |
Kısacası Zaman Konseyinin tam olarak engellemek için kurulduğu şeyi gerçekleştirmek istiyor kendisi. | Open Subtitles | فهذا يعني أنّه انخرط في تلاعب الزمن عينه الذي صُمم مجلس الزمان لمنعه |
Ülkeden ayrılmasını engellemek için limanları ve havaalanlarını tutmuşlar. | Open Subtitles | راقبوا المراسي، والمطارات لمنعه من مغادرة البلاد |
Bu "her şey mübah" durum değil. Bize onun atlamasını önlemek için para ödüyorlar. | Open Subtitles | هذا ليس عملاً نفعل به ما يحلو لنا، نحن نتقاضى أجرنا لمنعه من القفز |
Onu durdurma şansımız olmadı. Kayıtta Nixon vardı. | Open Subtitles | لم يكن لدينا فرصة لمنعه. |
Bunu yapmasına engel olmak için, ya da en azından ruhsal durumunun kötü olduğunu göstermek için patronu onu bana göndermişti. | Open Subtitles | لمنعه من القيام بذلك ، أو على الأقل التشكيك بقدراته العقلية لو حاول ذلك. فقد أرسله رئيسه لرؤيتي. |
İz sürme yeteneğini engelleyecek bir yöntem üzerinde çalışıyordum. | Open Subtitles | كنتُ أبحثُ عن طريقة لمنعه من الإرسال |
Hayır onu tanımıyorsun. Bir şeyin olmasını istiyorsa engellemenin yolu yok. | Open Subtitles | كلا، إنّك لا تعرفه، وإذا أراد شيئاً أن يحدث، فليس هناك شيء لمنعه. |
Onu durdurmanın en iyi yolu, ailesini kurtarmak. | Open Subtitles | وبالتالي فإن أفضل طريقة لمنعه هو بإنقاذ عائلته |