"لم أعلم أن" - Traduction Arabe en Turc

    • olduğunu bilmiyordum
        
    • olduğunu bile bilmiyordum
        
    • ettiğini bilmiyordum
        
    Bu işin kızın birine yalan söylemekle alakalı olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم أن الأمر كان حول الكذب على فتاة ما
    Bu nedir, turp mu? Turp sezonu olduğunu bilmiyordum? Open Subtitles ما هذا ، فجل حار لم أعلم أن هذا موسم الفجل
    Hayır! Beni öldürme! Şapkanın içindeki kameranın içinde kaset olduğunu bilmiyordum! Open Subtitles لا ، لا تقتلني ، لم أعلم أن هناك شريط بكميرا القبعة
    Marie, özür dilerim. Sizin özel yemeğiniz olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles ماري أنا آسفة لم أعلم أن هذه طبختكِ المفضلة
    Biri beni ısırana kadar kurt adamların gerçek olduğunu bile bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم أن المذؤوبين لهم وجود حقّ إلى أن عضّني أحدهم.
    Tehlikeli maddelere karşı koruyucu elbisenin tüylü olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles أنا لم أعلم أن المواد الخطرة يأتى معها ريش.
    Farklı ırklardan Kuzenlerin olduğunu bilmiyordum Open Subtitles لم أعلم أن لديك أبناء أعمام من أجناس مختلفة
    Hoparlörün açık olduğunu bilmiyordum. Bundan nefret ediyorum. Open Subtitles لم أعلم أن السماعات كانت تعمل أكره حدوث ذلك
    Resim becerin olduğunu bilmiyordum, Dylan. Open Subtitles عجباً ، ديلان , لم أعلم أن باستطاعك الرسم
    Misafiriniz olduğunu bilmiyordum. Zahmet vermeyeyim ben. Open Subtitles لم أعلم أن لديكم صحبة لا أريد أن أفرص نفسي
    Demek istiyorum ki, bu görüntünün altında tatlı, kibar, altın kalpli bir adamın olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles ما أقصده أني لم أعلم أن وراء ذلك رجل عطوف ولطيف وطيب رجل ذو قلب حساس
    Diğer işinin restoran işi olduğunu bilmiyordum Mills. Open Subtitles لم أعلم أن عملك الجانبي كان في مطعم يا ميلز
    Tanrım. Lanet mangal. Gazın açık olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles حفلة شواء لعينة , لم أعلم أن الغاز سينفجر
    Bir kaç ay önce kızı vites sorunu yüzünden arabasını getirene kadar bir kızı olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم أن لديه ابنه حتى احضرت سيارتها هنا منذ أشهر قليلة لمشكلة في ناقل الحركة.
    Kasabayı yönetmeye, burayı beklemenin de dâhil olduğunu bilmiyordum. - Angie nerede? Open Subtitles لم أعلم أن إدارة البلدة يعني خدمة مواطنيها أيضًا
    Nate'in bile bu kadar katolik olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles أنا حتى لم أعلم أن نيت كان بحد ذاتة كاثولكيا
    Evet ama bunun planın bir parçası olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles أجل، لكن لم أعلم أن ذلك كان جزء من الخطة
    - Evli olduğunu bilmiyordum. - Evet. Bir de oğlu var, Rya'c. Open Subtitles لم أعلم أن له زوجه نعم وولد أسمه راياك
    Aile onurunun sözkonusu olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم أن شـرف العـائلة كـان على المحك
    Saça felsefi bir yaklaşımın olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم أن هناك خبراء للعناية بالشعر
    Dün gece onu arayıncaya dek, bende olduğunu bile bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم أن اللوح قد أؤخذ من المكان الذي ذهبت له حتى نظرت له
    Seni rahatsız ettiğini bilmiyordum. Open Subtitles لم أعلم أن هذا يزعجك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus