Sende öyle maharetler olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنه بإستطاعتك القيام بما فعلتيه هناك |
Bunun planın bir parçası olduğunu bilmiyordum, değil mi? | Open Subtitles | لم أعلم أنه جزء من الخطة ، هل علمت أنت ؟ |
Hava olduğunu bilmiyordum. Havada uçuşan parçalar gördüm sanki. | Open Subtitles | لم أعلم أنه هواء إعتقدت أني رأيت رقطات تتطاير |
Harçlığı duymuştum ama var olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد سمعت عن مصروف الجيب و لكن لم أعلم أنه حقيقة |
Bu binayı görmüştüm ama içinde restoran olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد رأيت المبنى، لكن لم أعلم أنه يوجد مطعم |
Avukat olmadığını biliyordum ama bir aptal olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | علمت أنه ليس محامياً لكنني لم أعلم أنه أحمق |
Aptal olduğunu biliyordum ama spastik olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | علمت أنا أنه كان أحمقاً لم أعلم أنه يصاب بالتشنج |
O dönemlerde, Capitol Steps'te bir inekle ilişkiye girmenin illegal olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | في ذلك الوقت، لم أعلم أنه كان غير شرعي مضاجعة بقرة على عتبة مبنى الكونغرس. |
Kasten yapmadım, yemin ederim. Büyü olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أقصد ذلك، أقسم، لم أعلم أنه كان سحرًا. |
Kampüste başka Perulu olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنه يوجد بيروفي آخر في الحرم الجامعي |
Uber'de düşük seviyeli bir programcı olduğunu söyledi. Bütün organizasyona sponsor olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنه مُبرمجٌ ذو مستوى متوسط في أوبر لم أعلم أنه الراعي للحدث بأكمله. |
Böyle olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنه هكذا إنه غريب قليلاً |
- Bir çocuğunuz olduğunu bilmiyordum. - Evet, vardı. | Open Subtitles | لم أعلم أنه كان لديك طفل بلى, كان عندي |
Bir memurun öldüğünü duydum ama o olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | سمعت كلمة ضابط سقط لم أعلم أنه |
Evet; ama o zaman onun Kira olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | أجل ولكني لم أعلم أنه كيرا في ذلك الوقت |
Sorgulamalar hakkında bilgi sahibi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنه توجد لديك خلفية في التحقيق |
Renk olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أعلم أنه عندي ثلاث أوراق سباعية |
Evet, ama senin evin olduğunu bilmiyordum. Sen taşınmıştın. | Open Subtitles | نعم، اكني لم أعلم أنه لا يزال منزلك ...لقد خرجت منه |
Bir parti olduğunu bilmiyordum. Sürpriz oldu. | Open Subtitles | لم أعلم أنه ستقام لي حفلة كانت مفاجِئة |
- Meme ucuma dikkat. - Tamam. - Dövmen olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | حلماتي حساسة لم أعلم أنه لديك وشم |