Bu kadar komik bir pilot bölümü senaryosunu hiç görmedim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت سيناريو إفتتاحية بهذا المرح |
Kolunu böyle oynarken hiç görmedim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت ذراعك يتحرك هكذا -وأنا أيضاً |
Ama aktif olarak cemaat faaliyetlerine katıldığını hiç görmedim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت تأخذ قرباناً أبداً. |
Tuhaf bir olaydı. Ölmeyi bu kadar isteyeni hiç görmemiştim. | Open Subtitles | إنها حالة غريبة، لم يسبق وأن رأيت أحد يتمنى الموت. |
İyi bir öğrencinin bu kadar düşüşe geçtiğini hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت طالباً متفوقاً ينحدر بهذه الطريقة. |
Babamın birisine öyle vurduğunu hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت أبي يضرب أحداً بهذه القوة. |
- Bu kadını daha önce hiç görmedim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت هذه المرأة |
Beş aşamayı bu kadar hızlı atlatanı daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | يا للروعة. لم يسبق وأن رأيت أحداً يتخطّى المراحل الخمس بهذه السرعة الفائقة. |
-Hadi gidip bakalım. -Dışarının böyle karanlık olduğunu daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | ـ لنذهب ونتفقده ـ لم يسبق وأن رأيت الظلام في الخارج من قبل |
Hapishanenin bu kısmını daha önce hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت هذا الجزء من السجن أبداً. |
"Böyle bir manzarayı daha önce hiç görmemiştim." | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت في حياتي أيّ شئ مثله |
Daha önce bunlardan hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت واحدة من هذه. |
Bunu doğa programlarında hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لم يسبق وأن رأيت هذا في برامج الطبيعة |
Bilmenizi isterim ki, dün geceye kadar Grizz ya da Dotcom'ın ağladığını hiç görmemiştim. | Open Subtitles | سأحيطك علماً، بأنه قبل البارحة، لم يسبق وأن رأيت (غريز) أو (دوت كوم) يبكيان |