Bununla ilgilenmeleri için Cumhuriyet yetkililerine izin vermeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | لن تدع سلطات الجمهورية تتعامل مع هذا , اليس كذلك؟ |
Buna izin vermeyeceksin. Veremezsin. Yaşamak için insanlara ihtiyacın var. | Open Subtitles | وانت لن تدع ذلك يحدث، لا تستطيع انت بحاجة الى بشر للبقاء |
Küçük bir rüzgarın senin partini mahvetmesine izin vermeyeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعلم أنك لن تدع قليلا من الرياح تفسد حفلتكم |
Ayrıca, bana bir şey olmasına izin vermeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | كما أنني أعلم أنك لن تدع أي مكروه يصيبني |
O sana asla birinin yardım etmesine izin vermez. | Open Subtitles | لن تدع أى شخص يقوم بمساعدتك، حتى لو حضروا |
"Bunun olmasına izin vermeyeceğim" derken neyi kastediyordun peki? | Open Subtitles | أريد أن أعرف ما تعني بقولك أنك لن تدع هذا يحدث. ماذا عنيت بذلك؟ |
O kadar taş kalplisin ki bir kızın, babasına veda etmesine izin vermiyorsun. | Open Subtitles | أأنت قاسٍ لدرجة أنّك لن تدع فتاة تعطي والدها قبلة الوداع؟ |
Annen işinin engel olmasına izin vermezdi diyorum sadece... | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن أمك لن تدع أبداً وظيفتها تتدخل |
Buna izin vermeyeceksin. Veremezsin. Yaşamak için insanlara ihtiyacın var. | Open Subtitles | وانت لن تدع ذلك يحدث، لا تستطيع انت بحاجة الى بشر للبقاء |
Kızının evden çıkmasına asla izin vermeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | لن تدع ابنتك تخرج من المنزل قط، أليس كذلك؟ |
Sen bu dağın tepesine kadar çıkıp, Bir Numara'yı öldürene kadar seni hiçbir şeyin durdurmasına izin vermeyeceksin, değil mi? | Open Subtitles | أنت فعلاً لن تدع شيئاً يوقفك حتى تصل إلى قمة هذا الجبل وتقتل الرقم واحد، أليس كذلك؟ |
Benim kardeşim olduğun sürece bunun tekrar olmasına asla izin vermeyeceksin, anladın mı? | Open Subtitles | طالما أنت أخي، أنت لن تدع مثل هذا يحدث مجددًا، هل تفهمني؟ |
Bu adamın emekliliğini yaşamasına izin vermeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | أنت لن تدع رجل يستمتع بتقاعده، أليس كذلك؟ |
Ama hayalet bunun bir daha olmasına izin vermeyeceğini söylüyordu. | Open Subtitles | نعم ولكن الشبح قال بأنها لن تدع ذلك يحدث مرة أخرى |
İyi olduğunu özgür ve mutlu olduğunu ve kimsenin onu tekrar yakalamasına izin vermeyeceğini bilmeni istemiş. | Open Subtitles | قالت أنها تريدك أن تعلم أنها بخير و أنها حرة و سعيدة و أنها لن تدع أحدا يمسك بها مرة أخرى |
Eğer alternatif bir yol varsa masum bir insanın acı çekmesine izin vermeyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك لن تدع شخص بريء يعاني إذا كان هناك بديل |
Mandi parti yaptığı zaman kimseye izin vermez öyle mi? | Open Subtitles | ماندي لن تدع احد يعمل حفلة بيوم حفلتها هل هذا صحيح ؟ |
Ayrıca böyle bir şeyin ağzından kaçmasına izin vermez. | Open Subtitles | حسناً وهي لن تدع شيئاً بهذه الحساسية ان يكشف |
Hükümet, suikastçiye dönüşmüş 300 tane eski hükümlünün Başkan'ın izni olmadan öylece ortadan kaybolmasına asla izin vermez. | Open Subtitles | لن تدع الحكومة 300 من المدانين السابقين والمتحولون إلى قتلة مأجورين أن يختفوا بدون موافقة من الرئيسة |
Sana kötü bir şey olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن تدع أي شيء سيئة يحدث أي وقت مضى لك. |
Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لن تدع أي شخص يضر بك. |
Size bir şey olmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | وأنا لن تدع أي شيء يحدث لك |
bu pisliğin kendini kandirmasına izin vermiyorsun değilm? | Open Subtitles | لن تدع نفسك تخدع , أليس كذلك؟ |
Çocuklarının pizza yemesine izin vermiyorsun. | Open Subtitles | لن تدع أطفالك تأكل البيتزا. |
Hayır, bunun olmasına izin vermezdi. | Open Subtitles | لا,لن تدع ذلك يحصل |