Ben paramı alana kadar kimse bir yere gitmiyor. Sizi aracınınıza kadar takip edeceğim. | Open Subtitles | لن يرحل أحد قبل ان أحصل على مالي سألاحقكم إلى سياراتكم |
Söylediklerimizi dinleyene kadar kimse bir yere gitmiyor. | Open Subtitles | اخرجو في الحال لن يرحل أحد إلى أن تصغي إلى ما ريد قوله |
Kimse bir yere gitmiyor, veliaht. | Open Subtitles | لن يرحل أحد، أيها الابن البكر. |
- Elveda demeden gitmez, değil mi? | Open Subtitles | ـ لن يرحل بدون أن يلقي تحية الوداع، أليس كذلك؟ |
O bağı kırmalısın, yoksa asla gitmez. | Open Subtitles | عليكِ أن تكسري تلك الصلة, أو أنّه لن يرحل أبداً |
Ama Miguel'in bir yere gittiği yok. | Open Subtitles | ولكن "ميجيل" لن يرحل |
Harald'ın bir yere gittiği yok. Hadi gel. | Open Subtitles | لن يرحل (هارالد) هيّا |
Seansı bitene kadar bir yere gitmeyecek. | Open Subtitles | انه لن يرحل حتي ينتهي من جلسته |
Kimse bir yere gitmiyor. Ne sen, ne çocuklar. | Open Subtitles | لن يرحل أحد لا أنت ولا الأولاد . |
Kimse bir yere gitmiyor. Ne sen, ne çocuklar. Hiç kimse. | Open Subtitles | لن يرحل أحد لا أنت ولا الأولاد . |
Kimse bir yere gitmiyor. Ne sen, ne çocuklar. Hiç kimse. | Open Subtitles | لن يرحل أحد لا أنت ولا الأولاد . |
Hiç bir yere gitmiyor. | Open Subtitles | لن يرحل إلى أي مكان |
- Gitmek zorundayız. - Ben söyleyene kadar kimse bir yere gitmiyor. | Open Subtitles | علينا ان نرحل لن يرحل احد حتى اقول - |
Kimse bu sorunu çözene dek bir yere gitmiyor. | Open Subtitles | لن يرحل أحد قبل حل المشكلة |
Uçağı öğlene kadar gitmez. | Open Subtitles | لن يرحل الا بحلول الظهيرة. |
Sheppard'ı tanıyorsam, o bildirideki istihbaratı almadan bir yere gitmez. | Open Subtitles | لن يرحل (شيبارد) بدون الحصول على التقرير الرسمي |
Veda etmeden öylecene çekip gitmez o. | Open Subtitles | لن يرحل بدون أن يودعني |
bir yere gittiği yok. | Open Subtitles | إنه لن يرحل |
Yani balıkların bir yere gittiği yok, değil mi? | Open Subtitles | السمك لن يرحل |
Tatlım, sen burada mahsur olduğun sürece annenle baban hiçbir yere gitmeyecek. | Open Subtitles | -عزيزتي لن يرحل والداكِ لأي مكان طالما أنكِ محاصرة هنا |