Bay Rooney, Bay Peterson'un böyle bir hurda kullandığına asla inanmaz. | Open Subtitles | لان سيد رونى لن يصدق ان سيد بيتروسون يقود تلك القمامة |
Kim inanmaz ki? Böyle tatlı ve dürüst bir yüze... | Open Subtitles | من هو الذي لن يصدق وجهاً جميلاً و صادقاً ؟ |
Buna kimse inanmaz. - Böyle şeyler söylerken dikkatli olun. | Open Subtitles | مستحيل، لن يصدق ذلك أحد إحذر من قول أمور كهذه |
- Lütfen. Kimse buna inanmayacak. - Ailesi, yalanımızı anlayacaktır. | Open Subtitles | لن يصدق أحد ذلك سوف تكتشف الأسرة أننا نكذب |
Kimse buna inanmayacak, ayrıca sadece beni şüpheli biri olarak gösterir. | Open Subtitles | لن يصدق أحد هذا، وفعل ذلك سيجعل الأمر يبدو مشبوهًا |
Olanları Wichita Falls'ta anlatsam, kimse bana inanmaz. | Open Subtitles | لن يصدق احدٌ ذلك في منطقه شلالات ويتشيتا |
Yoksa kimse benimde burda olduğuma inanmaz. | Open Subtitles | بالصورة أيضاً, وإلا لن يصدق أحد اننى كنت هنا. |
Beni görmeden inanmaz. | Open Subtitles | ما لم يرنى ، فإنه لن يصدق أننى مازلت حياً. |
Kimse buna inanmaz sanardım çünkü ben çok acayibim. | Open Subtitles | إعتقدت أنه لن يصدق أحداً ذلك لأنني مشوهة جداً |
Hiç kimse bir insanın koca şehri yok edebileceğine inanmaz. | Open Subtitles | ..لن يصدق أحد أن شخصاً ما قد ينفجر ويدمر كل المدينة معه |
Biz onu bırakırsak, buna inanmaz. | Open Subtitles | عليه أن يذهب إلى الفتيات بنفسه لن يصدق إن تركناه فقط يذهب |
Tatlım, o peruğun gerçek olduğuna kimse inanmaz. | Open Subtitles | عزيزتي ، لن يصدق أحد أن ذلك الشعر المستعار حقيقي |
Bu doğru olsa bile, ki hiç sanmıyorum, artık kimse senin söyleyeceğin tek kelimeye bile inanmaz. | Open Subtitles | حتى لو صحيح هذا الذي أشك به بعمق لن يصدق أحد كلمةً أخرى تقولها |
"Ray, sadece gördüysen insanlar sana inanmaz." "Sen neredeydin?" dedi. | Open Subtitles | لن يصدق الناس القصة إذا ذكرت أنك كنت تشاهد |
Kimse senin itfaiyeci olduğuna inanmaz. Gönüllüler bile saçını kestiriyor. | Open Subtitles | لن يصدق أحد أنّك إطفائيّ، حتّى المتطوّعين يقصّون شعرهم. |
Hiçbir savcı uyuşturucunun senin olduğuna inanmaz. | Open Subtitles | لن يصدق أي قاضٍ للحظة أن تلك المخدرات تعود لك |
Kimse bunun nefsi müdafaa olduğuna inanmaz, biliyorsun. | Open Subtitles | لن يصدق أحد أنه كان دفاع عن النفس وأنت تعلمين ذلك |
Hiç kimse, arkadaşımın seni görüp sekse döndüğüne inanmaz. | Open Subtitles | لن يصدق أحد أن صديقتي تخلت عن العزوبية لأجلك. |
Bu gerçekten de çılgıncaydı. Bize kimse inanmayacak. | Open Subtitles | يا رجل، لقد كان هذا جنوناً لن يصدق أحد هذا |
Yakında kimse var olduğunuza dahi inanmayacak. | Open Subtitles | قريبا لن يصدق أحد أنك كنت موجوداً من الأساس |
- Kendi kuralların altında o adamı yargılamaya çalışırsan, bu adadaki hiç kimse ne alınan karara ne de senin zorba bir hükümdardan farkın olduğuna inanır. | Open Subtitles | سوف تحاكم ذلك الرجل,على قوانينكم لن يصدق اي شخص على الجزيره قرار الحكم او يصدقوك لكونك طاغيه |