Karınla yeniden konuşmak istemedim. Bu yüzden açmadım. Bir kez yeterli oldu. | Open Subtitles | لم أرد التحدث مع زوجتك ثانية لهذا لم أجيب، مرة كانت كافية |
Bu yüzden ben onu gerçekten hiç kızdırmadım. Böylece gitmeyeceğinden emin oldum. | Open Subtitles | لهذا لم أكن أدعها تغضب علّي, و أتأكد من أنها لن تغضب. |
Karınızın evdeki restorasyon işini durdurması Bu yüzden bu kadar tahammül edilmezdi. | Open Subtitles | لهذا لم تتحمل فكرة أن قامت زوجتك بإيقاف عملية ترميم المنزل ؟ |
Dosyasında fotoğrafı yoktu, O yüzden tam bir kimlik belirleyemedik. | Open Subtitles | لم تكن لديه صورة بملفه، لهذا لم نستطيع التعرّف عليه. |
Demek O yüzden şişeyi ikiye bölemedim. Aklım ve ruhum ters taraflara gitmiş. | Open Subtitles | لهذا لم تنقسم الزجاجة، عقلى وروحى كلٍ مشتت فى اتجاه |
Bu nedenle Jo Goon da gitme deyip onu durduramıyor. | Open Subtitles | لهذا لم يستطيع الرئيس أن يُوقفها و تَـركَها تذهب |
Bu yüzden, hiçbir zaman uzun soluklu bir ilişkim olmadı. | Open Subtitles | لهذا لم يسبق لي وأن كنت في علاقة طويلة الأمد |
Aman Tanrım, sanırım Bu yüzden onu yok etmeye çalışmamı istemiyor. | Open Subtitles | أوه ، يا إلهي ، لهذا لم تردني أن أقضي عليه |
Bu yüzden dün gece konuşmak istememiştim. Seni sorguya çekmek istemiyorum. | Open Subtitles | لهذا لم أتصل بك ليلة البارحة لم أشأ أن أستجوبك باستمرار |
Belki kalp atış hızı monitörü hediyeydi. Bu yüzden kimse hatırlamadı. | Open Subtitles | ربّما كان مسجّل ضربات القلب هدية لهذا لم يتعرّف عليها أحد |
Bu yüzden insanların senden nefret etmemesi için uğraşmak istemedim. | Open Subtitles | و لهذا لم أساعدك في مشكلة كره عديد الناس لك |
İşte Bu yüzden hiçbir ilişkim için hiçbir şeyden vazgeçmedim. | Open Subtitles | لهذا لم أتخلص من أي شيء لأجل أي علاقة أبداً |
Annen bana göre fazla sosyetikti, Bu yüzden bir daha eve gelmeyeceğim. | Open Subtitles | أمك مدعيةٌ بحسن الأخلاق، ولا أُفضل هذا لهذا لم أرجع للمنزل قط |
Son haftalarda Bu yüzden onu görmeye gelmedin. Gözünden düşersin sandın. | Open Subtitles | لهذا لم تأتي لزيارته بالأسابيع الأخيرة، ظننت أنه سيُقلل من قدرك |
- Bu yüzden köpeğimle asla büyük bir yatırım yapmadım. | Open Subtitles | لهذا لم أقم بأي صفقات كبيرة مع كلبي ماذا سأفعل؟ |
Demek Bu yüzden burayı bırakıp gidemiyor. | Open Subtitles | لهذا لم يستطع ترك هذا المكان و بقيَ هنا فحسب |
Çok ilginç. O yüzden kadınların sayısı sana sorun gibi gelmemiş. | Open Subtitles | هذا مثير ربما لهذا لم يبدو عدد النساء الكبير بمثابة مشكلة لك |
Kendimi suçlu hissettim. O yüzden seninle oynaşmak istemedim. | Open Subtitles | انا شعرت بالذنب لهذا لم ادعكِ تمارسن الاعيبك معى |
Hayır. Zaten, O yüzden maddi sıkıntıya girdiğimizde onu satmana izin vermedim. | Open Subtitles | لهذا لم أدعك تبيعيها عندما كنا نعاني من نقص المال |
Bence biliyorlar ve Bu nedenle kahrolası bir giriş planı yok. Tam olarak not alınmıştır. | Open Subtitles | و أظن أنهم يعرفون ذلك و لهذا لم يمنحونا برنامج العودة |
Parmak uçlarındaki deriyi sıyırıyormuş. Evinde hiç parmak izi bulamamızın nedeni bu olmalı. | Open Subtitles | لقد قطع الجلد من مقدمة أصابعه لهذا لم نستطع العثور على |
Güven sorunların var. Bu yüzden hiç evlenmedin. | Open Subtitles | . لديك كاشف لأظهار الحقائق . لهذا لم يسبق لك الزواج |