"له أن" - Traduction Arabe en Turc

    • Ona
        
    • onun
        
    • almasını
        
    Tabloda benim gördüklerimi görebilmiş, bu yüzden Courbet'e tabloyu Ona vermesini söyledim. Open Subtitles رأت فيها ما كنت أأمل أن تريه قلت له أن يمنحها لها
    - Çünkü bugün burada olmasını Ona söyledim. Sebebi bu. Open Subtitles لأنني قلت له أن يكون هنا اليوم، هذا هو السبب
    Ona ya yenilerini almasını ya da yalınayak gezmesini söyle. Umurumda değil. Open Subtitles قولي له أن يشتري خفين جديدين أو يمشي حافي القدمين, لا يهمني
    Babamın iyileştiğini ve doktorların onun iyi olacağını söylediğini haber vermek için aramıştım. Open Subtitles كنت أتصل فقط لأقول له أن أبي يتعافى والطبيب قال أنه سيكون بخير
    Bence seni orda biriyle birlikte görmek onun çok hoşuna gider. Open Subtitles وأرى أنه من الجيد بالنسبة له أن يراك مع شخص ما
    Söyle Ona, ya konuşur ya da onların tümünü öldürürüm. Open Subtitles قل له أن يعترف بكل شئ أو سأقتل المزيد منهم
    Ve eğer seni aksine ikna etmeye çalışırsa, Ona cehenneme gitmesini söyle. Open Subtitles و إن حاول أن يقنعك بغير ذلك قولي له أن يذهب للجحيم
    Hayır. Bu kendini beğenmiş hödük, sizi aşağıladı, Ona bunu göstereceğim. Open Subtitles رقم هذا الأحمق متعجرف اهانة لك ، وأريد له أن يأخذها.
    Hayır. Bu kendini beğenmiş hödük, sizi aşağıladı, Ona bunu göstereceğim. Open Subtitles رقم هذا الأحمق متعجرف اهانة لك ، وأريد له أن يأخذها.
    Ona bizim bitki yetiştirdiğimiz yerden uzakta durursa, sorun olmayacağını söyledim. Open Subtitles قلت له أن يبتعد من مزرعتي فلن يكون خلاف بعد ذلك
    Ona büyüleyici bir yeteneği olan Nate adında bir tasarımcı yönlendireceğimi söyledim. Open Subtitles قلت له أن لدي بصمه من الموهوبه الخرافيه, مصمم جديد اسمه نيت
    Ona bunun küçük bir kız için yer olmadığını söyledi. Open Subtitles قالت له أن هذا ليس المكان المناسب لنشأة فتاة صغيرة
    Ona göre, para almak paragöz olmak demekti. TED فالنسبة له أن يؤجر على التزوير فهذا يعني احتيال و تصرف سيء
    Çünkü onun için, spor dil aracıdır ki Ona imkan tanıdığı karşılaşma dünyanın mucizesi ve dolu genişliğidir. TED ولكن لأن، بالنسبة له، الرياضة هي اللغة التي تسمح له أن يواجه البعد الكامل والمذهل من العالم.
    Ona her şeyin bittiğini artık yürümediğini söyledim. - Bana göre değil. Open Subtitles قلت له أن المكان لم يعد يناسبني بعد الآن
    - Paul açtı telefonu. Ona, ihtiyar annemi rahat bırakmasını söyledim. Open Subtitles قلتُ له أن يغرب وأن يكف عن مضايقة أمي العجوز
    Emredersiniz efendim. "Motor bölümünü arayın." Görür görmez Ona söylerim. Open Subtitles نعم ، سيدي سأقول له أن يتصل بمصلح السيارات نعم سيدي أول ما اراه
    Tamamen onun üstüne gelmişti, belkide onun bilmemesini istediği bir şeyi öğrendi. Open Subtitles كان خلفها ربما اكتشف شيئاً ما لم تكن تريد له أن يعرفه
    O onun kod tabanı var. Ched. Yeni kod ve çalışır bu sefer. Open Subtitles كانت تلك القاعدة كود له أن الإنفاق، وهذه المرة القانون الجديد، وأنه يعمل.
    Paul bu çubuğun tasarımcısı, ve belki de en kolayı onun buraya gelip bana nerede yanlış yaptığımı söylemesidir. TED باول هو مصمم الأداة، وربما كان من الأسهل له أن يأتي هنا ويخبرني شخصياً ماذا يحدث.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus