"ليتم" - Traduction Arabe en Turc

    • üzere
        
    • diye
        
    • gereken
        
    • içindir
        
    • şekilde
        
    • edilecek
        
    • edilmesi
        
    • yapılacak
        
    • edilmek için
        
    TV'nin çapraz mesafesinin sekiz kat uzağından bakılmak üzere tasarlandığını hatırlayalım. TED حسنا ، عليكم أن تتذكروا أن التلفزيون قد صمم ليتم مشاهدته من علي بعد 8 اضعاف قطره
    Fikir, bir üründen çok fazla sayıda üretip taleple satılmak üzere onları depolamaktı. TED كانت الفكرة بأننا بإمكاننا تصنيع الكثير من منتج واحد ويتم تخزينه ليتم بيعه مع الطلب
    İnsanları 0 iğneden yaptırsınlar diye buraya getirdim, sonra geri götürdüm. Open Subtitles أحضرهم إلى هنا ليتم علاجهم و أعود بهم إلى المنزل بعد شفائهم
    Yurtdışından gelemeyenlerin oylarının geçerli sayılması için uyulması gereken standartları belirtiyor. Open Subtitles يجب أن تجتمع ليتم حسابها هذه البطاقات من دون أختام البريد،
    -Teşekkürler Kaptan Marshfield, rekorlar kırılmak içindir. -Sizin felsefenizi hatırlıyorsam öyle evet. Open Subtitles شكراً لك أيها القبطان ـ مارشفيلد ـ صنعت الأرقام القياسية ليتم تحطيمها
    Getirilecek gerekli şeyler ve onlara dikkatli bir şekilde odaklanmak için stratejik yatırımlar olmadı. TED ولكن لا يوجد استثمار استراتيجي لوضع كل الأشياء الضرورية معًا ليتم التركيز عليها بكل حرص.
    Yaşlanma ne çözülecek bir sorun, ne de tedavi edilecek bir hastalık değil. TED التقدم في السن ليس عيبًا ليتم إصلاحه أو مرضًا لتتم معالجته.
    "Blair Sullivan'ın idam edilmesi için." Open Subtitles عقوبة الإعدام ليتم تنفيذها على بلير سوليفان.
    İşin aslı şu ki bizler dünya tarafından farklı şekillerde tatmin edilmek üzere geliştik. TED و النقطة المهمة هي حقاً أننا تطورنا ليتم إرضاؤنا بواسطة العالم بطرق معينة.
    Teğmen, bu üç adamı sorguya çekilmek üzere götürün. Open Subtitles ليوتننت خذ الرجال الثلاثة ليتم استواجبهم
    Adli tıp doktoru olay yerine bile gelmeden, cesedini... yakılmak üzere kendi cenaze evine gönderdin. Open Subtitles أرسلت جثتها ليتم حرقها في المشرحة قبل أن يصل الفاحص إلى موقع الحدث
    Harun ona şekil verdi ve çekiçle düzeltti, sinsi bir sanat ve insanın aracı olsun diye. Open Subtitles و هارون يصممها و يصقلها بالمطارق جاهزه ليتم نقشها بدهاء الفن و صنع الإنسان
    Harun ona şekil verdi ve çekiçle düzeltti sinsi bir sanat ve insanın aracı olsun diye. Open Subtitles و هارون يصممها و يصقلها بالمطارق جاهزه ليتم نقشها بدهاء الفن و صنع الإنسان
    Şimdi, sorun şu, kız başka birinin evine gidecekken sekreterlik işine başvuruyorum diye yanlışlıkla Raj'ın evine gidiyor Raj da kızı işe alıyor. Open Subtitles الى منزل شخص آخر ليتم تعيينها فى وظيفة سكرتيرة ولكن بالخطأ وصلت لمنزل راج وراج قام بتعيينها
    Artık hayatlarında doldurulması gereken büyük bir boşluk var. Open Subtitles و الآن ترك فراغا كبيرا في حياتهم ليتم ملأه
    Taze yenmesi gereken çörekler gibiler. Open Subtitles وأنهم أحياء, ليتم أكلهم بالحال, ككعك محلى طازج
    Oyununu tamamlamak için yapması gereken tek bir şey kaldı... Open Subtitles هنالك شيء واحد يحتاج للقيام به ليتم لعبته وذلك..
    Evet, şey, kurallar yıkılmak içindir. Open Subtitles حسناً، إنَّ القواعد وُضِعَت ليتم انتهاكها
    Teşekkürler, Albay Marshfield. Rekorlar kırılmak içindir. Open Subtitles شكراً لك أيها القبطان ـ مارشفيلد ـ صنعت الأرقام القياسية ليتم تحطيمها
    Yani eğer biri samimiymiş gibi gösterebilirse, tutku doluymuş gibi gösterebilirse, bu şekilde seçilme ihtimalleri artıyor. Ve bu biraz tehlikeli gibi. TED فلو تمكّن أحدهم من التظاهر بالصدق، لو تمكّن من التظاهر بالشغف، فلهم فرصة أكبر ليتم إنتخابهم بهذه الطريقة، مما يبدو أمراً مقلقاً.
    Müdür Dai bir aziz, kontrol edilecek açığı yok. Open Subtitles المدير داي هو من الصعب تحديده ليتم التحكم به
    Sanırım şu adam dikkat edilmesi için iyi para ödüyor. Open Subtitles أخمن أن هذا الرجل يدفع جيداً ليتم الإهتمام بأمره ، أليس كذلك ؟
    Bu yönde yapılacak diğer araştırmalara kapıyı açtığımızı umuyoruz ve gelecekte arazinin bilinmeyen diğer bölümlerinin haritası çıkarılacaktır. TED نتمنى أن نفتح الباب لمزيد من الأبحاث في هذا الاتجاه، ليتم رسم التضاريس المجهولة المتبقية في المستقبل.
    Sanırım fark edilmek için bağırmak zorunda kalmaya alışmışım. Open Subtitles أعتقد انني أعتدت أن عليّ الصراخ ليتم ملاحظتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus