Bu şekiller, sayfada kalmak için değil deride kalmak için. | Open Subtitles | هذه الرسوم ليست من اجل الكتاب انها ترسم على الجلد |
Ne gördüğümü biliyorum. O kız zannettiğin kişi değil. | Open Subtitles | أعرف ما رأيت الفتاة ليست من تعتقد أنها هي |
Bütün hikayeyi öğrendim, ama Norman'dan değil. "Anne"sinden. | Open Subtitles | لدي القصة كامله لكن ليست من نورمان انها من أمه |
Şöyle diyelim; erkeklerin tedavi görmesine annen pek olumlu bakmıyor. | Open Subtitles | لنقل أنّ أمّك ليست من أشدّ المعجبين بالرجال بإعادة التأهيل |
Köpek şovu yapmam. Bana göre değil. | Open Subtitles | أنا لا أشارك بمسابقات الكلاب ليست من اختصاصي |
Neler yapabileceğimi biliyorum, ve karım olmadan bir çocuk büyütemem hem de benim kanımdan olmayan bir çocuğu. | Open Subtitles | أعرف ما أنا قادر عليه، وأنا.. أنا لا أستطيع تربية طفل بدون زوجتي.. خاصة أنها طفلة ليست من دمّي. |
Başkalarının mektuplarını açıp okumak... sevdiğim şeylerden biri değildir, fakat... bazen bu onlara yardımcı olmamı sağlıyor. | Open Subtitles | إنّها ليست من أسعد لحظات مناوباتي .. فتح و قراءة رسائل الآخرين، لكن .. أحياناً يسمح لي مساعدتهم. |
Laboratuvarda denetleyebileceğim bir şey değil ki. | TED | انها ليست من ذلك النوع الذي يمكن فحصه في المختبرات |
Portekiz'den değil, İspanya'dandırlar. | Open Subtitles | و لكنها ليست من البرتغال ... ، بل من أسبانيا |
İnsana ait değil, daha çok maymun gibi bir hayvanın kafa tüyü. | Open Subtitles | شَعرة واحدة ليست من إنسان متطابقة لحيوان السنوفيلس مايمون |
Bim'den ya da Şok'tan değil. | Open Subtitles | "ليست من صيدليات "سي.في.آس "ولا من "والغرينز |
Roketler benim uzmanlık alanım değil ama belki sıkı çalışırsan, sen de üniversiteye gidebilirsin. | Open Subtitles | حسناً الصواريخ ليست من اختصاصى ولكن ان عملت بجد قد تلتحق بالكلية ايضاً |
Bu şekiller, sayfada kalmak için değil deride kalmak için. | Open Subtitles | هذه الرسوم ليست من اجل الكتاب انها ترسم على الجلد |
Paul'un bu konuya nasıl baktığını biliyorum, ama onun için değil. | Open Subtitles | انا اعلم ماذا يشعر باول حيال هذا لكنها ليست من اجله |
Son bir doz. Bu sefer senin için değil. Bu sefer ki, benim için. | Open Subtitles | الجرعة الأخيرة ليست من أجلك هذه المرة، بل من أجلي |
Ama burada tahmin ettiğiniz kişi değil bu. | Open Subtitles | لكن في هذه الحالة ليست من تتوقعها |
O söylediği kişi değil, Nate. | Open Subtitles | هي ليست من تقول بأنها هي , نيت. |
Deneğin sandığın kişi değil. | Open Subtitles | عنصر البحث الخاصة بك ليست من نظنها. |
- Hanımefendi, bir mektubunuz var ama Almanya'dan değil, Kral'dan. | Open Subtitles | -حسناً؟ -سيّدتي، لديكِ رسالة ولكنها ليست من "ألمانيا"، إنها من الملك |
Onun adı Kara değil. Adı Lindsay. O Kripton'dan değil. | Open Subtitles | اسمها ليس (كارا) اسمها (ليندسي)، وهي ليست من (كريبتون) |
Bu B. Davis dergisinde olmadığına göre pek de doğru olduğundan emin değilim. | Open Subtitles | الان هذة ليست من مجلة بى دايفيز لذا لا اعتقد انها مازالت صالحة |
Faunia Farley sana göre değil ve senin dünyandan biri değil. | Open Subtitles | تخلى عنها و ستنتهى متاعبك فونيا فيرلى ليست من طبقتك و هى ليست من دنياك |
Gerekli güvenlik düzeyinde olmayan bir çocuğa nasıl olur da, böyle düşüncesizce erişim şifreni verirsin? | Open Subtitles | كيف تعطي بطاقة الوصول إلى الخادم لفتاة صغيرة ليست من ضمن الأعضاء لتدخل إلى الخادم؟ |
Ayrıca sen de bilirsin ki, Lindsey kıskanç biri değildir. | Open Subtitles | بالاضافة, انت تعرفين, ليندزي ليست من النوع الغيور |
Bir türlü anlamıyorum. Buradaki çiçekler toprağa serdiğin türden çiçekler değil ki. | Open Subtitles | هذه الازهار ليست من النوع الذي ينبت ويستقر في الارض |
Tiffany'den değil. | Open Subtitles | انها ليست من تيفاني. |
O bu dünyaya ait değil. Biliyorum. | Open Subtitles | إنها ليست من هذا العالم هذا أكثر ما يمكننى قوله لكِ |
Orta Krallık'tan değil. | Open Subtitles | . ليست من المملكة الوسطى |
Bu zor. İyi düşünceler uzmanlık alanım değil. | Open Subtitles | ولكن هذا أمراً صعب فالأفكار السعيدة ليست من اختصاصى |