İnsanlar arasında, kayıt edemeyeceğim hiçbir an yok ve anlayamayacağım da hiçbir yöntem yok. | Open Subtitles | ليست هناك أي لحظة في حياة البشر أعجز عن تسجيلها و ليس هناك وسيلة أعجز عن فهمها |
Ancak hiç bir kıvrım veya geçit yok. | Open Subtitles | ولكن ليست هناك أي يتحول أو أي فتحات أو أي شيء. |
Sadece sorun ne bana onu söyle. Sorunum yok. | Open Subtitles | إخبريني فقط، مالمشكلة ليست هناك أي مشكلة |
Nehirden geliyoruz. - Hâlâ ondan iz yok. | Open Subtitles | لقد وصلنا للنهر ليست هناك أي إشارة منه, سيدي |
Hadi öyle olsun. Satamayacağım şey yok, Ted. | Open Subtitles | ليست هناك أي مشكلة لأنني أستطيع بيع أي شيئ يا تيد |
Çekim yok. İzleyici yok. | Open Subtitles | ليست هناك أي مشاهد و ليس هناك أي مشاهدين |
Efendimin izlediğine dair hiçbir iz yok. | Open Subtitles | ليست هناك أي دلالة على وجود من يتعقب سيدي |
Yani aslında hiç belge yok, burada bir şey saklamıyorsun? | Open Subtitles | إذا ليست هناك أي وثائق , فالواقع ليس لديك أي شي هنا ؟ |
Ne yazık ki,spencer ın Vex oyununu kullanarak... ..derin web e girdiğinin kanıtı yok. | Open Subtitles | للأسف ليست هناك أي أدلة على أستعمال سبنسر غيمفيكس للوصول الى الشبكة العميقة |
Oğlumu güvende tutabileceğim bir yol yok mu yani? | Open Subtitles | إذن ليست هناك أي طريقة يمكنني إبقاء بها ابني في أمان؟ |
Burada olan herhangi bir şeyin hiçbir sorumluluğu yok. | Open Subtitles | ليست هناك أي مساءلة عمّا يحدث هنا على الإطلاق |
Bunun korkunç olduğunu düşünebilirsiniz, ama dünyada kendinizi Hz. İsa sandıracak kadar uyuşturucu yok. | TED | ربما اعتقدتم أن ذلك كان مخيفا، لكن في الواقع ليست هناك أي مقدار من المخدرات قد تأخذه ويجعلك في مستوى ثمالة أن تعتقد أنك المسيح عيسى. |
dedi biri. Petrolün serbest piyasası yok. | TED | ليست هناك أي سوق مجانية للنفط. |
Bir tane hatalı nota yok. | Open Subtitles | ليست هناك أي علامة موسيقية واضحة |
Özel olarak sevmediğim bir yemek yok fakat dünyalılarla sıvı ve kan alışverişinde bulunmuyorum. | Open Subtitles | ليست هناك أي طعام محددة [جسدي] يرفض، ولكن خلط الدم أو اللعاب غير ممكن. |
Bunu söylemenin kolay bir yolu yok. | Open Subtitles | ليست هناك أي طريقة سهلة لأقول هذا |
Kaçırıldığı yer burası, ama o bölgede herhangi bir trafik kamerası yok. | Open Subtitles | - CRASH مساعدة المنشط - وهذا هو المكان الذي حصل على اتخاذها، ولكن ليست هناك أي كاميرات المرور في تلك المنطقة. |
Baba, bunu yapmanın bir yolu yok. | Open Subtitles | أبي ليست هناك أي طريقة لفعل ذلك |
Kişisel hiç bir mesele yok. | Open Subtitles | لا ليست هناك أي امور شخصيه |
East yolunda inşaat yok. Ben uydurdum. | Open Subtitles | ليست هناك أي أشغال في شارع(إي)، إختلقت الأمر |