Şu anda Mars'ta insan yok, fakat keşif araçlarımız var. | TED | ليس لدينا أناس على المريخ الآن، ولكن لدينا مركبات متجوّلة. |
bizim hiç valizimiz yok yeni evliyiz. Kimin elbiseye ihtiyacı var ki? | Open Subtitles | ليس لدينا أية أمتعة ، نحن عروسين من الذي سيحتاج للثياب ؟ |
Hediye almaya paramız yoktu, o yüzden bir kavanoza tükürdük. | Open Subtitles | ليس لدينا المال لشراء هدية لذا قمنا بالبصق في علبة |
Başka yerimiz yok ki. Bu dostluk sonsuza kadar sürmeli! | Open Subtitles | ليس لدينا أى مكان آخر دع هذه الصداقة تكون خالدة |
Pek fazla zamanımız kalmadı. Er ya da geç bizi bulurlar. | Open Subtitles | الآن، ليس لدينا الكثير من الوقت عاجلاً أو آجلاً سيكشفون موقعنا |
Yapacak Başka işimiz olmamasından kaynaklanan öylesine bir iş mi? | TED | هل لأنها خيار سهل؛ ليس لدينا شيء آخر للقيام به؟ |
Belli bir gündemimiz de yoktur, anlamlı olan şeyleri kaydedip, belgeselleştirmeye çalışırız. | Open Subtitles | ليس لدينا أجندة، نحن مجرد محاولة لتوثيق الأشياء التي هي ذات مغزى. |
Hızla seyreden yalnız bir gemi. Aydınlıkta hiç şansımız yok. | Open Subtitles | سفينة منعزلة تسافر بسرعة كبيرة ليس لدينا فرصة فى ذلك |
Yeterince vaktimiz var. Zamandan Başka bir şeyimiz yok. Bol bol vaktimiz var. | Open Subtitles | بالطبع ، لدينا متّسع من الوقت ليس لدينا ما هو أكثر من الوقت |
Zamanımız tükeniyor ve biz hiçbir şey var, tekrar, gitmek için hiçbir şey. | Open Subtitles | الوقت ينفذ منا و ليس لدينا أي شيء إعادة ، لاشيء لنذهب منه |
Muhabirin buraya gelmesine çok zaman kalmadı ama ufak bir fikrim var. | Open Subtitles | حسناً ، ليس لدينا وقت طويل ليصبح المراسل هنا لكني عندي فكرة |
Çünkü hiçbir parmak izi için uygun yüzey alanı yoktu. | Open Subtitles | لأنه ليس لدينا منطقة سطح على أي بصمة لتأكيد تطابق |
Günün birinde yüzünü lime lime ettiler. Ameliyat paramız yoktu. | Open Subtitles | ذات يوم يشوهون وجهها و ليس لدينا مال للجراحة التجميلية |
Sizde kanıt yok! Sizde hiç delil yok ki! | Open Subtitles | ليس لدينا جثث ليس لديكم أية أدلّة إطلاقاً |
Odada olan biteni gözleyen kimse yok ki. Kural böyle. | Open Subtitles | ليس لدينا أحد في الغرفة ليراقب,هذا هو القانون |
- Elimizde fazla adam kalmadı. - Onlara ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | ــ ليس لدينا طاقم كبير ــ لا أعتقد أننا سنحتاجهم |
Başka seçeneğimiz yok, bu yüzden neler olacağını görmek için sabırsızlanıyorum. | TED | ليس لدينا خيار آخر، لذا أنا مهتم جدًا لرؤية ما سيحدث. |
Bu yuzden bir birimize guvenmekten baska hic bir caremiz yoktur. | Open Subtitles | لذلك ليس لدينا أي خيار سوى أن نثق في بعضنا البعض |
Başka şansımız yok. Amy, bunu yapmak zorundayız, tamam mı? | Open Subtitles | ليس لدينا أي خيار آيمي، يجب أن نفعل هذا، حسناً؟ |
Avatar bizde değil. Ayrıca Eşitlikçiler Meclis Binası'na da saldırmadı. | Open Subtitles | ليس لدينا الأفاتار ، ولم يقم الايكواليست بمهاجمة قاعة المدينة |
Biz hikâyenin doğru olup olmadığını bilmiyorduk, bu yüzden bir kasıt yok. | Open Subtitles | ليس لدينا معلومات تنفى القصة لذا نحن لم نتعمد الإساءة أو الأذى |
Acele edin. Sadece gerekli şeyleri alın. Kaybedecek vaktimiz yok. | Open Subtitles | أسرعوا، خذوا فقط ما هو ضروري ليس لدينا وقت لنضيعه |
Ağımızın hızlı olduğunu biliyorum ama hızını yükseltecek imkâna sahip değiliz. | Open Subtitles | اعرف , الشبكة سريعة لكن ليس لدينا شئ يوصلها لحدها الأقصى |
ortak noktasını merak ediyorsanız, söyleyeyim: bizim de paralı doğum izni politikamız yok. | TED | مع بابوا غينيا الجديدة وليبيريا فالجواب نحن أيضًا ليس لدينا إجازات أمومة مدفوعة. |
- Hey, bununla bir sorunumuz yok, ese. | Open Subtitles | لا، لا. ليس لدينا أي مشكلةِ مَع ذلك ـ إذاً ماهذا الكلام الفارغ؟ |
Kaybedecek zamanımız yok, hemen atınıza binerseniz bizi memnun etmiş olursunuz. | Open Subtitles | ، ليس لدينا وقت لنخسره لذا سأكون ممتناً إذا إمتطيت حِصانك |