"ليس لي" - Traduction Arabe en Turc

• benim değil
• Bana değil
• benim için değil
• ben değilim
• Ben değil
• yok benim
• hiç
• benimle hiçbir
• Bana göre değil
• bana ait değil

Lütfen yat. Bu mobilyalar benim değil.
أرجوك، يجب أن تذهب للسرير، هذا الأثاث ليس لي

Videoda hangi kaseti buldun bilmiyorum, ama o kaset kesinlikle benim değil.
مهما يسجّلك وجدت في ذلك في سي آر، هو ليس لي.

L emin benim değil, çünkü bu senin umuyoruz.
أتمنى أن يكون هذا لك لأنه بالتأكيد ليس لي

Söyleyecek bir şeyiniz varsa Bana değil tüm kurula söyleyin Bay Staples.
اذا كان لديك شيئاً ما لتقوله قله امام المجلس, ليس لي وحدي

benim için değil. Polise gidemem, sen de biliyorsun.
ليس لي, تعرف أني لا أستطيع اللجوء للشرطة

Ben sadece ben değilim, ben ayrıca isim.
لست تفهمين ليس لي التصرف على سجيتي، هذا عمل

Kendilerini Tanrı zannediyorlar, Ama Ben değil.
انهم يعتقدون انهم الله ، هل تعلم؟ ليس لي.

benim değil, dışarıdaki birinden aldım.
إنه ليس لي , أخذته من أحد الرجال في خاج ملهاك

Eninde sonunda bizimde evimiz olacak senin değil, benim değil ama ikimizin.
قريبا سنملك منزلنا الخاص والذي ليس لي وليس لك لكنه لنا

Ben çilek sevmem, benim değil. Başkasına sor!
أنا أكره الفراولة، اسأل الآخرين فهذا ليس لي

Bu Kongre'nin kararı efendim, benim değil.
هذا بالنسبة للولايات المتحدة هذا المؤتمر, يا سيدي, ليس لي

O benim değil. Ormanı temizlerken yerde buldum.
هذا ليس لي لقد كان على الأرض وأنا كنت أنظف الغابة

Sessiz ol! Bu benim değil, kız kardeşimin.
لا تتحدّث بصوتٍ عال إنه لأختي و ليس لي

Bana değil ama etrafta ölü ya da diri olabilecek bir Amerikalı hakkında sorular soran adamlar var.
ليس لي و لكن هناك بعض الرجال يسألون عن الامريكي الذي ربما مات او لم يمت

O gece kime çalıştıklarını bilmiyorum, ama Bana değil.
لا أعرف لمن كانوا يعملون تلك الليلة ليس لي

Sadece Bana değil, bunu söylerken tüm başkanlar adına söylüyorum, sen ülken için hizmet ettin.
حسنٌ، ليس لي فقط ولكن نيابة عن كل الرؤساء، أقول أنك خدمت بلادك بشكل جيد.

- Seni çok seviyor olmalı. - Bu sadece benim için değil, hepimiz için.
ـ بالتأكيد أنه معجب بك كثيراً ـ إنه ليس لي فقط، أنه لنا جميعاً

Beni iğneleme, Spencer. O davada çalışan ben değilim.
ليس لي دخل بهذا سبنسر لست من أعمل على القضيه

Asıl bağımlı sensin, Foley, Ben değil.
ما الذي تحاول فعله حقاً ليس لي

Hayır, bu malla hiçbir alakam yok benim. Yo! Neden silahları indirmiyoruz?
ليس لي دخل في هذا، لماذا لا نضع الأسلحة جانباً و نهدأ

Eğer soygunlardan bahsediyorsan ona bir şey anlatmaya hiç niyetim yok.
إذا تعني حول السرقات أنا ليس لي نية إخبارها أي شئ

Bakın, bu görevi suistimal suçunun benimle hiçbir ilgisi yok.
انظر , ليس لي أي علاقة بالإحتيال الذي خطر لك

Açık ilişki, Bana göre değil. Benim tarzım değil.
أن يقوم أحد بتعرية جراحه و كل ما تبقى من هذا الهراء , لكه هذا ليس لي , انه ليس أسلوبي

Yanıldığımı anlamama sebep oldun o kolu çekme seçimi bana ait değil.
الحقيقة فقط. والحقيقة هي أنّكِ جعلتِني أدركُ أنّي كنتُ مخطئًا.. وأنّ خيار إنزال هذه العتلة، ليس لي لأقرّره.