"ليصل" - Traduction Arabe en Turc

    • ulaşmak için
        
    • gelmesi
        
    • varması
        
    • ulaşması
        
    • giden
        
    • ulaşmaya
        
    • ulaşacak
        
    • ulaşabilmek için
        
    • ele
        
    Belgeleri biliyor, gerçekleri biliyor, fakat bu sonuca ulaşmak için onları eğip büküyor. TED كان يعرف الوثائق، ويعرف الحقائق، ولكنه حرّفها ليصل إلى هذا الرأي.
    Sıklıkla, Avrupa'ya ulaşmak için hayatlarını tehlikeye atıyorlar. TED والكثير منهم، يخاطر بحياته ليصل إلى أوروبا.
    Diğer tarafa ulaşmak için, tüm süzülme yeteneğine ihtiyacı olacak dalgaların üzerinde oluşan hava akımlarını sömürmek için. Open Subtitles ليصل للجانب الأخر يجب عليه استخدام كل مهاراته في الانزلاق ليستغل تيارات الهواء الصاعدة فوق الأمواج
    su gülünç hilkat garibesinin... bir roketle dünyaya gelmesi üç yil sürmüs. Open Subtitles هذا الشيء الصغير التافه أخذ 3 سنوات في رحلة في صاروخ ليصل إلى كوكب الأرض
    Buraya varması dört buçuk milyar yıl aldı. Open Subtitles وإستغرقه ذلك أربعة مليارات سنة ونصف ليصل هنا
    Başka türlü delil odasına konulan levyeye ulaşması mümkün değil. Open Subtitles تلك الطريقة الوحيدة ليصل إلى عتلة بعد وضعها في الأدلة
    Zikzak çizerek Alaska'ya giden Sunshine geçidine doğru yol alacak. Open Subtitles انه يتبع طريقا متعرجا فى ممر صنشاين ليصل الى الاسكا
    Ormanda benim yanımdayken arkamdaki dikenlerden böceği takarak beynime ulaşmaya çalışıyordu. Open Subtitles لما كان قربي في الغابه كان يحاول ان يتخذ سبيله عبر الاشواك ليصل الى عقلي
    Kyle'ın pozisyonuna ulaşmadan önce o tanka ulaşacak kadar hızlı. Open Subtitles بسرعة ليصل إلى الشاحنة "قبل أن تصل إلى موقع "كيلى
    Tanrı senin başına gelenleri, dünyada milyonlarca insana daha ulaşabilmek için kanıt olarak kullanacak. Open Subtitles الله بنفسه سيستخدم ما حصل لك كشهادة وبرهان ليصل للملايين حول العالم
    Size ulaşmak için bana tuzak kuruyor olabilir. Bunu tek başıma yapmalıyım. Open Subtitles لابدَّ أنه أرسلني ليصل إليكم سأفعلها لوحدي
    Sydney de orada. Khasinau'ya ulaşmak için Calder'ın peşindeymiş. Open Subtitles سيدنى هناك,هو يسعى خلف كولدر ليصل الى كازانو
    Bir CIA ajanı sana ulaşmak için oğlunu takip ediyor ama sen nedenini bilmiyorsun? Open Subtitles عميل لدى المخابرات كان يتبع ابنك ليصل اليك وأنت لا تعرف لماذا ؟
    Benimle iyi niyetli bir şekilde buluştun ama o yalan söyledi ve seni bana ulaşmak için kullandı. Open Subtitles تقابلت معي في إيمان جيد، لكنه كذب، واستخدمك ليصل لي.
    Şahit diğer tarafa ulaşmak için bir yol bulmuş buna karşın onun senden aldığını geri almak için bana bir şans doğdu. Open Subtitles لقد عثر الشاهد على طريق ليصل به الي نصفه الأخر وفي المقابل أمدنى بطريقة لأستعادة ما أخذته منك
    Her biri bir galaksi, tamamen bizimki ya da Andromeda gibi, o kadar da ufak ve silik görünüyor çünkü onun ışığı bize ulaşmak için 10 milyar ışık yılı yol katediyor. TED وكل منها مجرة، تمامًا مثل مجرتنا أو مجرة أندروميدا وهي تبدو صغيرة جدًا وخافتة لأن ضوءها قد قطع 10 بلايين سنة ضوئية ليصل إلينا
    Lupusun bu seviyeye gelmesi seneler sürer. Open Subtitles الذئبة يستغرق أعواماً ليصل إلى هذه النقطة
    Bu aşamaya gelmesi yıllar sürer. Open Subtitles حسناً، إنه يأخذ سنوات ليصل إلى هذه المرحلة
    Oraya varması iki sene sürmüş ve sonra da orada ölmüş. Open Subtitles استغرق عامين ليصل لهناك ثم مات
    Avrupa ışık hızıyla bile olsa çok uzaklardadır. verilen emirin araca ulaşması bir saatten fazla sürecek. TED يوروبا هو بعيدا جدا حتى انه بسرعة الضوء، يستغرق الايعاز أكثر من ساعة ليصل إلى المركبة.
    Sen, umursamaz, istediğin şeyin üzerine giden,... ..umutsuz, orta sınıf, beyaz kıçlı birisin. Open Subtitles أنت أحد البائسين البيض من الطبقة المتوسطة الذي لا يهم من يدوس عليه ليصل إلى ما يريد
    Sinyal mesafesinin yakınlardaki bir Wi-Fi'ye... ulaşmaya yetecek kadar olduğundan oldukça eminim. Open Subtitles انا متاكد بان مدى الاشارة كان كافيا ليصل الى نقطة بث انترنت قريبة
    Ekskavatörün* pedallarına ulaşacak kadar uzun. Open Subtitles حسناً,هو طويل بما فيه الكفايه ليصل الى دواسات اللودر
    Bana ulaşabilmek için de sizi kullanıyor. Open Subtitles يستغلك أنت ليصل إلي
    Sırf oğlu tahtı ele geçirebilsin diye çocukları bile öldürebilen annesi olan yağmacı bir delinin karısı? Open Subtitles ‫زوجة المجنون المتجوّل والسارق والتي ‫قتلت والدته أولاداً ليصل إلى العرش؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus