| Dört yıl önce Markie oyunun başındaydı. | Open Subtitles | منذ أربعة سنوات ماركي كان يدير هذه اللعبة |
| - Kime ne, çalınan para onların değildi ki ve herkes Markie'yi sevdiği için bu seferlik görmezden geldi. | Open Subtitles | لم لا؟ لم يكن مالهم الذي سرق والجميع يحب ماركي فيسامحونه |
| Ama bir daha olursa Markie'nin oyunu soyulursa Markie'nin yaptığını bileceklerdi ve hesap Markie'ye kesilecekti. | Open Subtitles | ولكن إن حدث الأمر ثانية إذا تمت سرقة لعبة ماركي سيعرفون بأنه ماركي |
| Bana buralarda Marky Mark derler çünkü Simon Emlak'ta hepimiz manyak bir çeteyiz! | Open Subtitles | ينادوني ماركي مارك هنا لأنه هنا في عقارات سايمون نحن مجموعة غير تقليدية |
| Onun adı Johnson. Benimki de Morgan. Marquis Oteli'nde kalıyoruz. | Open Subtitles | اسمه جونسون وانا مورقان نحن نعيش في فندق ماركي |
| Ve bildiğiniz üzere Kongre Üyesi Markey "Gerçekten petrol kümelenmeleri olup olmadığını görmek için denizaltıyla mı gezmeliyiz" diye sormuştu. | TED | ويتسائل عضو الكونغرس " ماركي " هل يتوجب علينا الذهاب بغواصة لكي نعلم ما اذا كان هناك اعمدة نفطية تملا المحيط ؟ " |
| Sırada Vermont'tan Marquee Jackson var. | Open Subtitles | التالي لدينا ماركي جاكسون من فيرمونت |
| Ama onunla değil, Markie'nin duygu sömürüsüyle uğraşmaya geldik. | Open Subtitles | ولكن يجب ان نتعامل مع مشاعر ماركي وليس هو |
| Ciddi olamazsın. Sen Fat Boys'tan Prince Markie Dee misin? | Open Subtitles | الأمر كأغنية "برنس ماركي دي" من فريق "ذا فات بوي" |
| Ağlayabilirsin, Markie. Daha önce seni ağlarken görmüştüm. | Open Subtitles | بأمكانك البكاء ماركي لم أشاهدك تبكي من قبل |
| Markie, bu dünya bileklerini kesmemiş, genç kızlarla dolu. | Open Subtitles | ماركي العالم مليء بالشابات من النساء اللاتي لم يشققن معصمهن |
| Ve iradesiz insanlar, Markie, iradesi olmayan insanlar zarar verir. | Open Subtitles | والناس الضعفاء ماركي الناس الضعفاء ليسوا منزهين |
| Her yalnız geçen hayat filmindeki Markie Post gibisin. | Open Subtitles | "أنتِ تُشبهين "ماركي بوست في كلّ طباعه في الفيلم |
| Birincisi devrildi ve bunu yapan Markie'ydi. | Open Subtitles | الأول تمت إسقاطه وكان ماركي من فعلها |
| Ama Markie'yi tanırım. O kadar da salak değildir. | Open Subtitles | ولكني أعرف ماركي هو ليس بهذا الغباء |
| Sen ve ben Marky küçük bir motosiklet kulüpleri zirvesi yapacağız. | Open Subtitles | أنا وانت " ماركي " سنتربع على قمم سيد الاحتفالات الخاصة |
| Evet, grubun adı Marky Mark and the Funky Bunch ama şarkı rap şarkısı. | Open Subtitles | أعني أن المجموعة تدعى ماركي مارك فنكي بونش |
| Bir tek Marky Mark'ın çıktığı iç çamaşırı reklamları hariç. | Open Subtitles | حسناً, بإستثناءَ ظهورِ ماركي ماركـ في إعلانِ الملابسِ الداخليّة على التلفاز |
| Affınıza sığınarak Mösyö le Marquis, bu münazaraya bir son vermeliyiz. | Open Subtitles | مع إحترامي، سيد لو ماركي علينا أن ننهي هذا النقاش |
| Marquis de Condorcet'in ifadesiyle yeni metrik ölçü sistemi, ''Her insan için, her zaman içindir.'' | TED | وقد عبّر ماركي دو كوندورسيه عن النظام المتري الجديد قائلاً، "لكل الناس، لكل الأوقات". |
| Ed Markey, Senato'da John Kerry'nin koltuğunu kazandı. | Open Subtitles | بعد الصواريخ التي أُطلِقت على جنوب إسرائيل. (إيد ماركي) فاز بمقعد (جون كيري) في الكونجرس. |
| Dr. Marquee, psikiyatri bölümüne lütfen. | Open Subtitles | الدكتور ماركي, إلى جناح الطب النفسي -حسبك ,حسبك -توقف , ارفع يدك |