"ما زلت هنا" - Traduction Arabe en Turc

• hala buradayım
• hâlâ buradayım
• hala buradasın
• Hala burada
• hâlâ buradasın
• hâlâ burada
• hâlâ orada

hala buradayım. Senin dostların da buradalar.
موكو , ما زلت هنا ، وكذلك أصدقائك الصغار

Sonuçta hala buradayım. Buradan kurtulacağımızı düşünüyor musunuz?
لذا ما زلت هنا لماذا، هل تعتقد بأننا سنخرج؟

Evet, hâlâ buradayım. Her şey yolunda. Beni görmedi.
نعم ، انا ما زلت هنا كل شئ علي ما يرام ، هو لم يراني

Çok kararlıyım... aslında hala buradasın.
أعتقد أنه يجب أن أكون دقيق فى كلّ شيء ففي الحقيقة أننى ما زلت هنا

Korktuğum için mi Hala burada olduğumu düşünüyorsun?
أنت تعتقد أنني ما زلت هنا لأنني كنت خائفاً؟

hâlâ, buradasın, kahraman olmaya çalışıyorsun.
و ما زلت هنا تحاول لعب دور البطل

Ve o an geldiğinde, umarım hâlâ burada olurum.
وعندما يحين هذا الوقت آمل أن أكون ما زلت هنا

- hala buradayım.
ما زلت هنا على كل حال ، أليس كذلك ؟

Kötü bir geçmişimiz var, ama hala buradayım.
نحن لدينا تأريخ سيئ لكن ما زلت هنا

Evet, hala buradayım Çavuşum.
أجل أنا ما زلت هنا أيها الرقيب

Haklısın, buradayım, hala buradayım.
أنت على حق ، وأنا هنا ، ما زلت هنا.

Biz buradayız ama. Ben hâlâ buradayım.
ولكننا ما زلنا هنا و أنا ما زلت هنا

Ben hâlâ buradayım ve hayatım için savaşmaya hakkım var. Savaş o zaman!
أنا ما زلت هنا ومن حقي الدفاع عن حياتي.

Evet, hâlâ buradayım.
نعم، ما زلت هنا.

Onu suçladığın için mi hala buradasın.
ألهذا ما زلت هنا ؟ لأنك تلومها لما حدث؟

- hala buradasın.
لذا أنت ما زلت هنا.

Neden hala buradasın?
لمَ ما زلت هنا بأيّة حالٍ؟

Merak ediyorum da acaba grand allegroda yüzünde koca bir piç gülüşü olsaydı Hala burada olur muydun.
أتساءل ما إذا كنت ستكونين ما زلت هنا إن كان قد أمرك بحركات سريعة. مع ابتسامة عريضة سخيفة على وجهك.

Özür dilerim. Hala burada olduğunuzu bilmiyordum.
أنا آسفة أنا لم أعرف أنك ما زلت هنا

Size söyleyeceğim... Anlıyorsun ama hâlâ buradasın.
أنت تدرك ذلك ومع ذلك ما زلت هنا

Şükürler olsun, hâlâ buradasın.
أوه , بوب شكراً لله بأنك ما زلت هنا

Battaniyedeki bir delikten dışarı çıkan ayak parmaklarım hâlâ burada olduğumu hatırlatıyor bana.
والآن، يذكرني بلدي الإباضي وأنا ما زلت هنا... تتمسك بها ثقب في بطانية.

Efendim, hâlâ orada mısınız?
سيدى، هل ما زلت هنا ؟