Tek yapman gereken bu numaraları girmek ve özgür olacaksın. | TED | كل ما عليك فعله هو إدخال هذه الأرقام وستكون حراً. |
Bulurum bir tane. Senin tek yapman gereken benim için gitar çalmak. | Open Subtitles | سأجد واحد ، كل ما عليك فعله هو أن تعزف القيثار لي |
- Hayır. Cidden yapmaya başlaman gereken şey bize gerçeği anlatman. | Open Subtitles | ما عليك حقاً ان تبدأ في القيام به هو اخبارنا بالحقيقة |
Eğer buna inanmıyorsan yapman gereken şey ne biliyor musun? | Open Subtitles | ولو كنت لا تصدقين ذلك أنت تعرفين ما عليك فعله؟ |
Davranışlarına dikkat et. yapman gereken tek şey bu. Böylece iyi geçiniriz. | Open Subtitles | فقط أحسن تصرفاتك , هذا كل ما عليك فعله , وستكون بخير |
- Tüm yapman gereken çeneni kapalı tutmaktı. - Tüm yaptığım gerçeği söylemekti. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو ابقاء فمك مغلقا كل مافعلته هو قول الحقيقة |
Tek yapman gereken bunu giyip adamın görmesini sağlamak ve geri dönmek. | Open Subtitles | ما عليك سوى ارتداء هذا والنزول إلى الزاوية وتشتري صحيفة ثم ترجع. |
Şimdi tek yapman gereken kumarhaneyi kapatmak öyle değil mi? | Open Subtitles | إذن كل ما عليك فعله هو أنت تغلق الكازينو, صحيح؟ |
Bir ölümlüyü bulmak için tek yapman gereken, hayallerini izlemek. | Open Subtitles | لتقوم بإيجاد البشريّ، كل ما عليك فعله هو تتبّع أحلامه |
Tüm yapman gereken gücünü kötünün yerine iyi için kullanmak. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله ان تستخدم سلطتك للخير لا للشر |
Tek yapman gereken şey bize sana yardım eden kişiyi söylemek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو أن تخبرنا عن الشخص الذى يساعدك |
Sonra yapmanız gereken şey bunun ekran resmini çekmek. Sonra tabi ki, CAPTCHA dolduruyorsunuz | TED | إذن ما عليك القيام به هو أن تأخذ لقطة لشاشتك ثم بالطبع تقوم بملأ الكابتشا |
eğer bilmek istiyorsanız, ki böylece kavrayış döngüsünü tamamlayabiliriz, tüm yapmanız gereken şey bu paragrafları okumak. | TED | و اذا ما اردت المعلومات حتى ننهي دورة الفهم هذه كل ما عليك فعله هو قراءة هذه الفقرات. |
Polislerin onu almasına izin verirsen çok daha mutlu olacaksın. yapman gereken şey bu. | Open Subtitles | سوف تكون اكثر سعاده لو تركت الشرطه يقبضوا عليها، وهذا كل ما عليك فعله |
Seni bu işe yollayan komedyenin ismini veya isimlerini vermen yeter. | Open Subtitles | كل ما عليك هو أعطائي هؤلاء المهرجين الذين ارسلوك لعمل هذا |
biliyordum ki, bilgisayarlar "Riziko! "yu kazanmak için gereken şeyi yapamazlardı. | TED | كنت أعرف أنه ليس هناك من جهاز حاسوب يمكنك من أن يفعل ما عليك القيام به للفوز في برنامج الخطر |
Hayatım, o kadar gerginsin ki daha fazlasını çıkartman gerek. | Open Subtitles | العسل، وأنت عصبي جدا، ما عليك القيام به عدد سبعة. |
Ne yapman gerekiyor biliyor musun? Ona tamamlanıcı soru sor. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو أن تسأله سؤال لاحق للمهمة |
SP: Tek yapmanız gereken bir resme dikkatlice bakmanız ve orada potansiyel olarak yeni bir alan olup olamayacağına bakmanız. | TED | س. ب: كل ما عليك القيام به هو إلقاء نظرة على الصورة والنظر بعناية، لترى أنه يمكن أن يكون موقع جديد هناك. |
Kafası güzel bir motorcu kulağına bir silah dayayıp polissin derse Ne gerekiyorsa yaparsın. | Open Subtitles | إسمع , هناك سلاح مصوب على أذنك وأحد الدراجين الهائجين يقول بأنك شرطي وتفعل ما عليك فعله |
Tek yapman gereken bana açık bir mahkemede gerçekleri söyleme fırsatı vermek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو إعطائي الفرصة لقول الحقيقة أمام محكمة مفتوحة |
Sen git ve yapman gerekeni yap döndüğünde biz yine burada olacağız. | Open Subtitles | انت اذهب وافعل ما عليك فعلة و سنكون هنا حينما تعود حسنا |
Tek yapmanız gereken misyonu programlamaktır, insansız hava aracına nereye uçacağını söylemek için. | TED | كل ما عليك القيام به تحديد مسار الرحلة أن تقول للطائرة أين تطير. |