"ما كان عليك" - Traduction Arabe en Turc

• gerek yoktu
• zorunda değildin
• gerekirdi
• zorunda olduğun şeyi
• yapman
• gereken şeyi
• gereken buydu

- Carlos'tan saklanıyordum. Parayı aldıysan buna gerek yoktu.
لقد كنت اختبئ من كارلوس لو اخذت النقود ما كان عليك الاختباء

- Müfettiş Chalmers bu kadar yolu gelmenize hiç gerek yoktu. Burada her şey kontrolüm altında.
ما كان عليك المجيئ بنفسك كل شيء تحت السيطرة

Gelmek zorunda değildin, Hawes. Bu, benimle Jason arasında. Biliyorum.
ما كان عليك المجىء يا هاز هذا بينى وبين جيسون

Daha çok talepte bulunman gerekirdi. Bin reali ile ne yapabilirsin?
ما كان عليك أن تطلب الكثير من النقود ماذا تسطيع أن تفعل بألف ريال ؟

- Çok üzgünüm. - Yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın.
أنا آسفة جداً،لقد فعلت ما كان عليك فعله

Bu çok iyi. Tek yapman gereken bana söylemekti.
حسنا، هذا جيد، كل ما كان عليك فعله هو إخباري

Sadece üç ay önce yapman gereken şeyi yapmanı istiyorum.
فقط أطلب أن تفعل ما كان عليك فعله قبل ثلاثة أشهر

Tüm söylemen gereken buydu, seni göt herif.
هذا كل ما كان عليك قوله، أيها الأحمق والآن، والجميع سوف يعرف

- Ben onu ikna edene kadar saklanmak dışında başka bir şey yapmana gerek yoktu.
ما كان عليك فعل شيء سوى الاختباء حتى أقوم بإقناعه

Şoförü yalnız gönderebilirdin. Senin zahmet etmene gerek yoktu.
كان بإمكانك إرسال السائق لوحده ما كان عليك أن تُكلّفي نفسكِ

Gelecektim zaten. Videoyu göndermene gerek yoktu.
كنت سآتي بكل الأحوال ما كان عليك إرسال الفيديو

Buraya gelecek kadar endişe etmene gerek yoktu.
ما كان عليك أن تتعبي نفسك بالسفر كل هذه المسافة

- Islak mendiller. Hiç gerek yoktu.
محارم رطبة، ما كان عليك فعل ذلك.

Bu saatte buraya gelmek zorunda değildin.
ما كان عليك ان تأتي الى هنا في هذا الوقت المتأخر

Şimdiyse elimizde bir bok yok. Onu öldürmek zorunda değildin.
ـ الآن ليس لدينا أيّ شيء ـ أتعلم، ما كان عليك قتله

Sen de o kadar kolay kabullenmek zorunda değildin.
ما كان عليك أن تتقبل الأمر ببساطة

Evet, haplarını vermemen gerekirdi.
نعم، حسنا ما كان عليك ان تتخلى عن حبوبك.

Ona ateş etmek için çarşambaya kadar beklemen gerekirdi.
ما كان عليك ان تصوب عليه حتى الاربعاء

Yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın sen.
فعلت ما كان عليك القيام به

- Yapmak zorunda olduğun şeyi yaptın.
فعلت ما كان عليك فعله

Tek yapman gereken birisini öldürmekti.
و كل ما كان عليك فعله هو أن تقتل لتحقق هذا

Pekala ahbap, oğluma yıllar önce yapman gereken şeyi şimdi sana yapacağım!
حسناً يا صاح ، سأفعل لك ما كان عليك فعله لإبني منذ وقت طويل

Geçen gün yapman gereken buydu demek.
إذاً هذا ما كان عليك فعله يوم أمس؟