"مبكر" - Traduction Arabe en Turc

    • erkenden
        
    • erkencisin
        
    • önce
        
    • erken
        
    • çabuk
        
    • önceden
        
    • erkencisiniz
        
    • erkendi
        
    • başında
        
    • köründe
        
    • sabah
        
    • ilk
        
    • çok küçük
        
    Yani, bu beni erkenden matematik ve kimya alanlarına itti. TED لذلك، في وقت مبكر جدًا، دخلت مجال الرياضيات والكيمياء.
    Yumuşak kalplilerin daha çok acı çektiklerini erkenden öğreniyoruz. TED نتعلم في وقت مبكر أن ذوي القلوب الرقيقة يعانون.
    Oh, erkencisin. Şikayetci değilim. Open Subtitles لقد أتيتي بشكل مبكر شيئاً لا استطيع التذمر عنه
    Bir kişi vaktinden önce butona basma sorumluluğunu kabul ederse, o zaman sadece robotun kimi ziyaret ettiğini bilmeleri gerekecek. TED إذا قبِل شخص واحد المسؤولية في وقت مبكر لضرب الزر. إذن هم فقط يحتاجون إلى معرفة من قد زاره الروبوت.
    Dil, çok erken gelişen etkilere de neden oluyor, renk örneğinde gördüğümüz gibi. TED من الممكن أن يكون للغة تأثير مبكر جداً، ما شاهدناه في موضوع الألوان.
    Küçük çocuğun çok çabuk doğması için dua edelim ya da çok geç. Open Subtitles دعنا نصلي لكي يولد الطفل في وقت مبكر . أو بعد فوات الأوان.
    Onu fırlatmışlar mı, yoksa önceden arabaya mı yerleştirilmiş? Open Subtitles هل ألقوا بها أم كانت قد زرعت فى وقت مبكر ؟
    İkincisi, maaş almanızı ve kariyerinizin daha başlarında ve herhangi bir çevrede erkenden terfi etmenizi sağlar. TED رقم اثنين: ستجعلك أيضًا تحصل على مستحقاتك وترقيتك في وقت مبكر جداً في عملك ووقت مبكر جداً في أي بيئة عمل.
    Hayır. Hayır, yapamam. erkenden gitmeliyim. Open Subtitles لا، لا، لا أستطيع يجب ان اغادر في وقت مبكر جدا
    Geç saate kadar kalamam, erkenden toplantım var. Open Subtitles لن استطيع ان أظل بالخارج لوقت متاخر فلدى ميعاد مبكر
    Ve sen erkenden yatağa mı gitmek istiyorsun? Open Subtitles وانت تريد ان تذهب إلى السرير في وقت مبكر.
    Pazartesi sabahı erkenden görüşürüz tamam mı? Open Subtitles سوف أراك مشرقة في وقت مبكر يوم الاثنين، حسنا؟
    Bu sabah erkenden, General Scott Seattle'a uçtu. Open Subtitles في وقت مبكر من هذا الصباح طار الجنرال سكوت إلى سياتل
    Selam, Cohen, erkencisin. Open Subtitles مهلا ، كوهين ، وكنت في وقت مبكر.
    Yeniler için erkencisin Open Subtitles إنك مبكر جداً على البضاعة الجديدة حتى أننا لم نفرغ البضاعة الجديدة إنني...
    Keşke daha önce tanışsaydık. Sizinle konuşmak çok hoşuma gitti. Open Subtitles ليتني قابلتك في وقت مبكر ، لقد استمتعت بالحديث معك
    Bir ağaca yıldırım isabet etmeden önce... ...bizden 20 adım uzaktaydı. TED و في وقت مبكر, ضربت صاعقة إحدى الأشجار على بعد 20 خطوة من مكاننا.
    Üstelik bunlar erken oluşan unsurlardır, sizin farklı bir dili benimsemeniz için siz daha ana okuluna giderken bu eğitim verilmeye başlanmalıdır. TED و هذه هي العوامل التي تحقق في وقت مبكر و التي بدورها تعطيكم بعض الشعور عندما تعطي مبتدئ دروسا في لغة أخرى
    Arkadaş grubunu gözlemleyerek bu insan topluluğu içerisinde yaklaşan salgın için 16 günlük bir erken uyarı zamanı elde edebildik. TED من خلال مراقبة مجموعة الأصدقاء يمكننا الحصول على إنذار مبكر بـ ١٦ يوم لتفشي وباء في هذه المجموعة من السكان
    Evet, bu kadar çabuk eve geri dönmeyi beklemiyordum aslında. Open Subtitles مدهش أجل حسناً هذا مبكر لي للعودة على أي حال
    Gelecekte, önceden söylerim ama tek başıma halledebilirim... Open Subtitles فى المرة التالية، سأتصل بك فى وقت مبكر أكثر لكن عرفت أن بوسعى معالجة الأمر
    Saat 4:00'daki müşterimseniz, erkencisiniz. Open Subtitles اذا كنتم يا رفاق علي موعد الساعه الرابعه فأنتم أتيتم في وقت مبكر
    Zaten onları giymişsin, bunun için biraz erkendi. Haydi, otur. Open Subtitles لقد ارتديتيه بالفعل الوقت مبكر على هذا، اجلسي
    Şu anda plana göre Amerika'da sonbaharın sonunda çıkacak ve burada da Noel'de veya yeni yılın başında. Open Subtitles سيعرض فى أمريكا فى نهاية الخريف وهنا فى الكريسماس او فى وقت مبكر من ذات العام
    Sabahın köründe postacı gibi dikilme kapıma Open Subtitles حل أزمة منتصف العمر الخاص نفسه. شكرا لهذا المنصب في وقت مبكر.
    Bu sabah erken saatlerde buranın çok yakınlarında hırsızın biri, saygıdeğer amcamın tapınağına girip bunları çalmaya kalkıştığı için. Open Subtitles لإنه في وقت مبكر هذا الصباح وليس ببعيد عن هنا اقتحم لص أكثر معابد عمي توقيراً وحاول سرقة هذه
    Aynı zamanda, salgını ilk başlangıç zamanında görebileceğimiz bir yer. TED وتمكن أيضاً من كشف بداية إنتشار الوباء في وقت مبكر.
    Suyun etrafında büyümüşsünüz. çok küçük yaşta yüzmeye başlamış olmanız lazım. Open Subtitles لقد نشأتم قرب الماء وحتما تعلمتم السباحة في سن مبكر جدا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus