Geri dönüş yolunda olduğumuza inanıyorum ve bu konuda çok heyecanlıyım. | TED | وأؤمن حقا بأننا على الطريق الصحيح، وأنا متحمّس بشأن ذلك. |
Doktor sabahları pipo içmememi söyledi ama çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | لقد أخبرنـي الطبيب بألا أدخّن في الصبـاح، لكنّي متحمّس جداً |
Pasifik yakasıyla ilk randevum. Çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | أول موعد لي مع شخص من المحيط الهادي، إني متحمّس للغاية. |
O hepimizden daha heyecanlı. | Open Subtitles | إنّه متحمّس جدّاً بهذا الشأن أكثر مِنّا جميعاً. |
Ve çok heyecanlıyım. gergin ve heyecanlı. | Open Subtitles | وأَنا متحمّسُ جداً أيضاً أَنا متوتر، أَنا متحمّس |
Biliyorum. Gerçek, canlı hasta. Ben de heyecanlandım. | Open Subtitles | أعلم، مريض حقيقي وعلى قيد الحياة أنا متحمّس أيضاً |
Yakında geleceğim için çok heyecanlıyım. Ya sizler? | Open Subtitles | أنا متحمّس جدا للقدوم إليكم قريباً هل أنتم متحمّسين؟ |
Yakında geleceğim için çok heyecanlıyım. Ya sizler? | Open Subtitles | أنا متحمّس جدا للقدوم إليكم قريباً هل أنتم متحمّسين؟ |
Kişisel ve profesyonel anlamlarda heyecanlıyım, sanırım heyecanlıyım dedim, burada olduğum için, General. | Open Subtitles | أنا متحمّس شخصياً وبشكل محترف أعتقد قلتُ أني متحمس، لكي أكون هنا، أيها الجنرال |
Bu şov için çok heyecanlıyım, efendim. | Open Subtitles | إني متحمّس للغاية تجاه ذلك البرنامج يا سيدي |
Sanki yurtdışına bir geziye gidiyormuşum gibi heyecanlıyım. | Open Subtitles | كنت متحمّسا كأنّني في رحلة خارج البلاد متحمّس للغاية |
Sonunda gerçeğiyle karşılaştığım için heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا متحمّس جداً لرؤية واحد بلحمه ودمه أخيراً |
Çok heyecanlı çünkü, bekarken daha fazla seksi siyah kadınla çıkmış olmayı isterdi. | Open Subtitles | فهو متحمّس لأنّه يتمنّى لو كان واعد أكثر نساء مثيرات وسوداء البشرة حين كان عازباً |
Baba, üniversitede kendimi yeniden yaratmamla ilgili ne kadar heyecanlı olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | أبي، تعلم كم أنا متحمّس لإعادة تكوين نفسي في الجامعة |
İşte yeni bir projesi hakkında heyecanlı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعرف هو كان متحمّس جدا حول بعض المشروع الجديد في العمل. |
- Eve döneceğin için heyecanlı mısın? | Open Subtitles | إذاً, هل انت متحمّس بشأن الذهاب للمنزل؟ |
Yeni bebeğiniz için çok heyecanlı olmalı. | Open Subtitles | لابدّ وأنه متحمّس بالطفل الجديد |
Son görüşmemizin üstünden 6 ay geçtiği için çok heyecanlandım! | Open Subtitles | مرّت ستّة أشهر منذ آخر مرّة لقيتهما، لذا فإنّي متحمّس قليلًا. |
Senin gibi hevesli bir hayranla tanışmak çok güzel. | Open Subtitles | دائماً من اللطيف مقابلة معجب متحمّس |
Kara Şövalye ile aynı meydanda olacağın için çok heyecanlıydın. | Open Subtitles | كُنْتَ متحمّس جداً لِكي تَكُونَ في الساحة مَع الفارس الاسود |
Sakinleş. Neden heyecanlandın? | Open Subtitles | اهدّئْ تَبْدو اكنك متحمّس إلى حدٍّ ما هنا. |
Küçük kasabalı, çitin öte tarafına sarkmış elini yeni bir turtaya sokmaya istekli biri. | Open Subtitles | رجلٌ عطوفٌ من مجتمعٍ صغير يطلّ على السور متحمّس لوضع اصبعه في قطعة أخرى من الفطيرة |
Dönüşüm ilk kez gerçekleştirildiği için resmen binlerce insan oradaydı çünkü hepsi çok heyecanlıydı ve bunun bir parçası olmak istiyorlardı. | TED | هذه أول مرة يحدث فيها التحوّل, لذا, فإنّ هنالك آلاف الأشخاص. لأنّ الجميع متحمّس ويريد أن يكون جزءاً من العمل. |