Mutasyona uğramış diye adlandırdıklarınız neredeyse kökünü temizlemek üzere olduğumuz sıradan insanlara karşı üstün bir ırk oluşturuyorlar. | Open Subtitles | أولئك الذين تدعوهم مسوخ كوّنوا عرق متفوق على الرجال العاديين |
Hiçbir şeyi yazıya geçirmediğin için kendinin üstün olduğunu benimse daha yetersiz olduğumu düşünmüyorsun, herhalde. | Open Subtitles | حيث انك لا تكتب اى شئ , فهذا لا يعنى انك متفوق علىّ, اننى ايضا كفؤ |
Kaptan Kirk kesinlikle Jean-Luc Picard'tan üstün. | Open Subtitles | فإن الكابتن كيرك متفوق بشكل واضح على جين لوك بيكارد |
Benim sorunum senin daima benden bir adım önde olduğunu düşünmen. | Open Subtitles | انك متفوق علي بخطوة هذا لا يثبت شيئا لأنه ليس بمسدس |
başarılı bir kötü beyin her zaman güçlüdür. Öyle olmalıdır. | Open Subtitles | العقل الإجرامى الناجح متفوق دائما , يجب يكون |
War Admiral, üstün soydan gelen, üstün bir at. | Open Subtitles | لن يحدث أيّ فرق ور أدميرال حصان متفوق وممتاز |
üstün başarılı, yüksek derecede uyumlu,.. ...iyi eğitimli, neredeyse sarsılmaz. | Open Subtitles | متفوق جدا, قابل للتكيف جدا متعلم جدا, غير قابل للتزعزع نظريا |
Senin yaptığın kodlar üstün bir zekâ tarafından değiştirildi. - Artık biyolojik bir saatli bombayım. | Open Subtitles | لقد قمت بصنع كائن له ذكاء متفوق والآن أنا كائن بيولوجي شرس |
Çevrenizdeki dünya, aslında öyle ki bilinmeyen, üstün bir zekanın detaylı bir ürününden başka bir şey değil. | Open Subtitles | العالم من حولك, ليس في الحقيقة أكثر من تزييف دقيق من قِبل ذكاء ما, متفوق و غير معروف |
Hadi ama, kendini üstün hissetmek için yapıyorsun. | Open Subtitles | بالله عليك ، أنت تفعلها لتشعر بأنك متفوق أرى اللمعة في عينك |
Sizin türünüz neredeyse her yönden bizimkinden üstün. | Open Subtitles | أنت تعرف أن جنسكم متفوق علينا تماماً في كل شيء |
Kendini ahlaki açıdan benden üstün görerek rahatlatıyorsun, ama değilsin. | Open Subtitles | أنت تريح نفسك بأن تتخيل أنك متفوق أخلاقياً بالنسبة لي, ولكنك لست كذلك |
İlk mesaj, metanın üstün katalizör olduğunu belirtiyor. | Open Subtitles | الأول كان محفز متفوق من الميثان |
Fakat ben daha üstün bir kuklayım. Senin üstün kuklan, anlıyor musun? | Open Subtitles | ولكني قائد متفوق هل تفهم هذا ؟ |
Kainatı anlayacak kapasiteye sahip değilim ama bir ruh olduğu belli insandan oldukça üstün, bu yüzden hep bunu öğrenmek istemiştim. | Open Subtitles | .... ولكن بشكل واضح هناك روحا متفوق بوضوح عن الإنسان وهو ما قهرنى وأريد أن أعرف |
Bizler üstün ırkız ama gel gör ki fare gibi avlanıyoruz. | Open Subtitles | نحن جنس متفوق ولكن يتم صيدنا كالفئران |
Onların zayıf olduğunu, bizimse üstün olduğumuzu düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أنهم ضعفاء وأن نوعنا متفوق عليهم |
Etrafta bağışık olmayan o sefiller dolanırken bağışık bir üstün ırk yaratmak oldukça zor olacaktır diye düşünüyorum. | Open Subtitles | ـ أتخيّل بأنّه صعب جدا للبدء بجنس متفوق طبيعياً كأنصاف الآلهة المنيعة مع أولئك الغير منيعين المزعجين الباقون على قيد الحياة |
Bekleriz seni. 800 kilometre önde olsak da fark etmez. | Open Subtitles | اسمع, سوف انتظرك انا لا يهمني ان اكون متفوق بـ 500 ميل |
Yedi kılıcı yerine koymadığınız sürece, kötülük sizden bir adım önde olacaktır. | Open Subtitles | حتي تضعوا السيوف السبعة هناك فالشر متفوق عليكم |
On birinci raund başlıyor. Iceman önde. | Open Subtitles | انها الجولة 11 ومازال آيس مان متفوق |