"متورط" - Traduction Arabe en Turc

    • işin içinde
        
    • dahil
        
    • karışmış
        
    • karıştığını
        
    • ilgisi
        
    • karıştı
        
    • ilgili
        
    • bulaşmış
        
    • ilişkisi
        
    • bulaştın
        
    • karıştığı
        
    • bulaştığını
        
    • karışan
        
    • in
        
    • dâhil
        
    Bence bu işin içinde. San Francisco uçağı yolcuları 38. Open Subtitles مساعد الدكتور حونيز مايزال حيا واعتقد انه متورط في الامر
    Ya cinayet silahınından kurtuldular, ya da işin içinde 3. bir kişi var. Open Subtitles أما أنهما تخلصا من سلاح الجريمة , أو أن هناك طرف ثالث متورط.
    Sen şimdi bize Başpiskoposunda seks filmine dahil olduğunu mu söylüyorsun? Open Subtitles أنتَ تقول أن القس "رشمان" كانَ متورط فى أمور جنسية ؟
    Bize ulaşan bilgiye göre federal yetkililer şüphelilerin terör faaliyetlerine karışmış olabileceğini düşünüyor. Open Subtitles لقد أتتنا معلومة بأن السلطات الفدرالية تظن أن المشتبه به متورط بنشاطات ارهابية
    İçimden bir ses bu davaya başkasının karıştığını söyledi durdu. Open Subtitles أنا عِنْدي إحساس بأن هناك شخص آخر متورط في القضية
    Bugün olan her şeyle ilgisi vardı... teröristlere sinir gazı sağlanmasıyla... Open Subtitles إنه متورط ي كل شيء حدث اليوم تزويد الارهابيين بغاز الأعصاب
    Hala korkuyorum çünkü şimdi de adım bir cinayete karıştı. Open Subtitles أقصد مازلت خائفاً لأنك تعتقد أنني متورط في جريمة قتل
    Benden bunu yapmamı istediğinde senin de işin içinde olduğunu söylememiştin. Open Subtitles لم تخبرني انك متورط بهذه الحالة عندما طلبت مني القيام بهذا
    Sadece bir his belki, ama işin içinde olduğunu biliyorum. Open Subtitles قد يكون مجرد شعور لكنني اعرف انه متورط في ذلك
    - Bu işe karışanları bulacağız. - Herkes bu işin içinde. Open Subtitles علينا أن نجد المتورطين في هذا أي أحد متورط في هذا
    Geçen bu kadar yıl boyunca, onun da bulaştığı düşünülen ağır suçlarda, ki buna Heller'ın cinayeti de dahil, onun izine rastlanamadı. Open Subtitles الجرائم الخطيره التي نظن انها متورط بها بما فيها قتل هيلر نجد ان ادلتها تصل بنا الي طريق مسدود
    Kyle için endişeleniyoruz, Declan ve sen, anlamaya çalıştığımız konulara dahil olmuş gibisin. Open Subtitles داكلين , نحن قلقي على كايل ويبدوا أنك متورط في كثير من الأمور نريد فهمها عنه
    Elbette, bir papazın karışmış olması çok saçma. Open Subtitles طبعاً , أنه شىء سخيف أن يكون قسيس متورط فى هذا
    Uyuşturucu işine karışmış, şerefsiz bir polisten bahsediyorum. Open Subtitles أنا أتحدث عن شرطى متورط فى تجارة المخدرات
    Üçüncü bir şahsın olaya karıştığını tespit ederiz belki. Open Subtitles ربما يخبرنا إذا ما كان هناك طرف آخر متورط
    Sence Çeçen mafyasının bu evlat edinmelerle bir ilgisi mi var? Open Subtitles أتظن بأن زعيم المافيا الشيشانية متورط بعمليات التبني التي يقوم بها
    Bir cinayete adı karıştı ve hala dalga geçiyor. Open Subtitles إنه متورط في جريمة قتل و يقوم بإلقاء النكات
    Mantık diyor ki nişancı bu davalardan biri ile ilgili. Open Subtitles يشير المنطق بأن مطلق النار متورط في إحدى هذه القضايا
    Görünüşe göre arkadaşın çalıntı sınav sorularını satma işine bulaşmış. Open Subtitles يبدو أنّ صديقك هنا ..متورط قام ببيع أجوبةً لاختبارٍ مسروق
    Kocanızın başkasıyla ilişkisi olduğuna dair, nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? Open Subtitles ما الذي يجعلك متأكدة بأن زوجك متورط مع إحداهن؟
    Şunu söylemem gerekiyor ki... Donanma Bakanı'na yapılan şantaj işine bulaştın. Open Subtitles إذا دعنا نقول أنك كنت متورط في مؤامرة لإبتزاز وزير البحرية.
    Clay Shaw'un karıştığı bir komplonun varlığını kanıtlamak için... öncelikle suikastta birden fazla tetikçinin bulunduğunu kanıtlamamız gerek. Open Subtitles لإثبات أن هناك مؤامرة متورط فيها كلاي شو يجب أن نثبت أن هناك أكثر من رجل واحد متورط في عملية الاغتيال
    Nathan öldürüldükten ortaya sonra çıkmaya korkmuş senin de bulaştığını sanmış. Open Subtitles كان خايف بعد قتل نات ..وكان متخيل ان انت كمان متورط
    Mikrofilmdeki kayıtlara göre saldırı planına adı karışan bir kişi daha varmış. Open Subtitles وفقا الى وثائق وجدتها بالمايكروفيلم يوجد شخص واحد اخر متورط بهذه المؤامرة
    Kıyafetimden de görebileceğiniz gibi, Duran Duran'in müziğine tutkuyla bağlanmıştım. TED كنت متورط في حالة حب حادة مع موسيقى دوران دوران، يتضح ذلك تقريبًا من ملابسي.
    Kamyon otomatik silahlarla dolu, beyinsiz dâhil olan herkes için müebbet demek ve uyuşturucu yatağına mı getirdin bizi? Open Subtitles هذه شاحنة مليئة بالسلاح الآلي أيها الغبي عقوبة مؤبد لكل من هو متورط وتجعلنا في دائرة عرين المخدرات ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus