| Eski günlerde de, aynı 10 dakika önce olduğu gibi, ...layıkıyla yapardık haberleri. | Open Subtitles | في الأيام القديمة مثلما حدث قبل عشر دقائق, كنا نذيع الأخبار بشكل سليم, |
| Bu yeni bir olay, ancak gerçekleşecek ve aynı yazılımda olduğu gibi değişiklik getirecek. | TED | هذه آخر المستجدات، ولكن هذا سيحدث وسيتغير هذا مثلما حدث مع البرمجيات |
| Yetersiz beslenme nedeniyle organların iflası. Tıpkı karısında olduğu gibi. | Open Subtitles | فشل الاعضاء منهم سوء التغذيه مثلما حدث لزوجته |
| Vücudum Tıpkı özgüvenim gibi eleştirildi, manipüle edildi ve beni anlamayan insanlarca kontrol edildi. | TED | تم اختيار جسدي على حدة مثلما حدث بثقتي، كما وقع التلاعب والتحكم به من قبل الذين لا يفهمونه. |
| Umarım bir gün, bu cihazların yardımıyla Tıpkı benim gibi birileri büyük babasını kaybetmeyecek. | TED | لذا نأمل في يوم من الأيام، بمساعدة هذه الأجهزة، بأن لا يفقد أحدنا جده أو جدته مثلما حدث معي. |
| Kast ettiğin senin geçen sene Doğu Alman Fizik Jurnal'indeki makalen gibi mi? | Open Subtitles | تعنى مثلما حدث معك العام الماضى فى جريدة الفيزياء فى المانيا الشرقية ؟ |
| Saito'ya da aynısı olmuştu. | Open Subtitles | مثلما حدث لـ (سايتو) |
| Yetersiz beslenme nedeniyle organların iflası. Tıpkı karısında olduğu gibi. | Open Subtitles | فشل الاعضاء منهم سوء التغذيه مثلما حدث لزوجته |
| Clovis'te olduğu gibi, bir açık yakalayıp onu gafil avlamalıyım. | Open Subtitles | مثلما حدث مع كلوفيس , أنا أحتاج إلى إيجاد ثغرة لأفاجأهم |
| 5 yıl önce Florida'daki evlerde olduğu gibi işte. | Open Subtitles | الأمر تماما مثلما حدث مع منزلي فلوريدا منذ 5 سنوات |
| - Babanın evinde, eşyaları aldığım zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | مثلما حدث بمنزل والدك عندما ذهبت لأخذ أغراضه |
| Tıpkı sinema gecesinde olduğu gibi televizyon izliyorsunuz. | Open Subtitles | وأنتما تشاهدان التلفاز مثلما حدث في ليلة الأفلام |
| Sinek canavarda olduğu gibi gene rakibimin gücünü hafife aldım. | Open Subtitles | مثلما حدث مع البعوضة، لقد استخففت بقوة خصمي مجددا. |
| Liberal takım kaybettiğinde, 2004'te olduğu gibi, ve 2000'de neredeyse kaybettiğimizde, kendimizi kandırmayı tercih ediyoruz. | TED | عندما يخفق الفريق الليبرالي , مثلما حدث في عام 2004 , ومثلما كاد أن يحدث في 2000 , نحن نريح أنفسنا . |
| Dün olduğu gibi, yarın da olacağı gibi. | Open Subtitles | مثلما حدث بالأمس مثلما سيحدث غداً. |
| Tıpkı Bay Weasley'de olduğu gibi. | Open Subtitles | كان ذلك مثلما حدث مع السيد ويزلي |
| Onu iyileştirmek seni zayıf düşürdü. Cora'yı iyileştirdiğimde bana olduğu gibi. | Open Subtitles | شفاؤه جعلكِ ضعيفة مثلما حدث معى عندما شفيت "كورا" |
| Oğlum o dağa çıkma. Orada ölürsün, Tıpkı çıktığımdaki gibi. | Open Subtitles | بنيّ ، لا تتسلق ذلك الجبل، ستلاقي حتفك ، مثلما حدث معي |
| Pearl Harbor'daki gibi mi? | Open Subtitles | -أتعنى مثلما حدث فى بيرل هاربور ؟ |