"مثيل له" - Traduction Arabe en Turc

    • eşi
        
    • eşsiz
        
    • benzemez
        
    • Keloheinu
        
    Hikayenin kendisinden ziyade benim mazur kaldığım ilgi ve yargının eşi benzeri görülmemişti. TED و لكن الإهتمام الذي سلط علي و الحكم الذي أطلق بخلاف القصة نفسها بل علي شخصيا، كان لا مثيل له.
    Birazdan izleyecekleriniz eşi benzeri olmayan görülmemiş birşey. Open Subtitles ما أنتم على وشك مشاهدته لا مثيل له على هذا اللقب
    Her yeni doğan bir kar tanesi gibi tektir. Biyoloji, soy ve gizemin eşsiz bir karışımı. TED كان كل مولود جديد مثل ندفة ثلج وحيدة، خليط لا مثيل له في علم الأحياء والأصل العرقي والغموض.
    Boğazları ve kan damarları öyle eşsiz adapte olmuş ki yer çekimine karşı kan pompalıyor ve besinleri yutuyorlar. TED فحلقهم وأوعيتهم الدموية تتأقلم بشكل لا مثيل له لضخ الدم وبلع الطعام عكس قوة الجاذبية.
    Buradaki yasamin bollugu, okyanuslardaki hicbir yere benzemez. Open Subtitles القدر الموجود فيها من أشكال الحياة، لا مثيل له في أي من المحيطات.
    Ama bu kötülük diğerlerine benzemez Open Subtitles لكن هذا الخطر شر لا مثيل له
    Şimdi "Ein Keloheinu" için 508. sayfayı açar mısınız lütfen? Open Subtitles -لتفتحوا صفحة 508 لنقرأ " إلهنا لا مثيل له "
    Şimdi "Ein Keloheinu" için 508. sayfayı açar mısınız lütfen? Open Subtitles -لتفتحوا صفحة 508 لنقرأ " إلهنا لا مثيل له "
    Geleceğe yönelik araştırmalara kendini... adamanın eşi benzeri yok. Open Subtitles تفانيك للقيام بالابحاث المتطوره لا مثيل له
    "eşi benzeri olmayan ızdıraplar getirmek ve Fae'ye ihanet etmek için." Open Subtitles ليثير العذاب الذي لا مثيل له ويخون الفاي
    Dünyanın en güçlü insanı yani başkanın bir inç yanında uyanabilen bir senatör bu, onu dünyada eşi benzeri görülmemiş yetkileri olan bir senatör yapar. Open Subtitles مكتب سناتور على بعد انشات من غرفة نوم الرئيس سيناتور مع وصول لا مثيل له لأقوى رجل في العالم
    Ulusumuzun yüksek rütbeli generalleri ve dört bölgesel lider arasındaki eşi görülmemiş işbirliğiniz için teşekkür ederiz. Open Subtitles انه تم إجراء الإنقلاب العسكري بشكل سلمي، و ذلك بفضل تعاون لا مثيل له بين أعلى جنرالات هذه البلاد رتبة
    İmparatorluk kısa süre hayatta kalsa da Moğollar arkalarında bir Dünya Mirası bıraktılar: eşsiz bir egemenliğin hatırasını. TED ورغم أن الإمبراطورية استمرت لفترة قصيرة، فقد خلف المغول إرثاً من التأثير على العالم لا مثيل له حتى الآن.
    Öte yandan benim de tayfa yönetmek için eşsiz bir kabiliyetim var. Open Subtitles أنا من الناحية الأخرى، لدي استعداد لا مثيل له لإدارة طاقم،
    Amerika, on yıl süren eşsiz başarısının tadını çıkarırken... çıldırmış durumda. Open Subtitles كانت أمريكا تستمتع بزمن من الرخاء... لا مثيل له.
    Anti elektronların çarpışmaları üzerine yaptığınız çalışma eşsiz. Open Subtitles عملك على الإلكترون المضاد لا مثيل له.
    Bizim zaferimiz... başka zaferlere benzemez! Open Subtitles نصرنا نصرنا هذا لا مثيل له"
    "Ein Keloheinu." neşeli bir ilahidir. Open Subtitles " إلهنا لا مثيل له " أنشودة سارة
    "Ein Keloheinu." neşeli bir ilahidir. Open Subtitles " إلهنا لا مثيل له " أنشودة سارة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus