"محامين" - Traduction Arabe en Turc

• avukatları
• avukatı
• avukatların
• avukatlarla
• avukatlarından
• avukatlara
• avukatın
• avukata
• avukatız
• hukukçu
• avukatla
• avukattan
• avukatlarına
• avukatlarının
• avukatım

Öyle görünüyor ki Bay Prince'in avukatları bugün Laura'nın ifadesini alıyorlar.
تبيّن أيضاً أن محامين السيد برينس سيحضرون لورا كي تدلي بشهادتها

Bir tarafta biz varız kayıt işiyle uğraşanlar diğer tarafta da, sanatçıların avukatları.
في الجانب الأول لديك نحن , المنتجون وفي الجانب الآخر لديك محامين الفنانين

Görünüşe göre bir çevre avukatı işimize çomak sokuyor.
وواضح ان هناك بعض محامين البيئة صنعوا ضوضاء

Problem, bu konularda çalışmak isteyen ve yeterli uzmanlığa sahip avukatların idam mahkumlarından çok daha az sayıda olmasıydı.
المشكلة أن عدد المحكوم عليهم بالموت كان كبير جدًا ولم يتوفر إلا ثلاثة محامين فقط لديهم الرغبة والخبرة لتولي قضاياهم.

Avukatlar asla avukatlarla olmamalı.
على المحامين عدم إقامة علاقة مع محامين آخرين

Savunma avukatlarından her aklı başında yetişkin kadar nefret ediyorum fakat apaçık görünüyor ki Sophia'ya karşı bir şeyler hissediyorsun.
انا اكره محامين الدفاع مثل اي شخص عاقل ولكنك بتأكيد تحمل مشاعر اتجاه صوفيا

İcra memurları önemsiz deniz avukatları gibidir.
المحضرون لا قيمة لهم لكن محامين البحر نزلوا الشاطيء

Savunma avukatları, mahkemenin gerçekleri ortaya çıkaracağını, kadının aslında tecavüze uğramadığını söylediler.
محامين الرجل متهم يظهرون الثقه بالقضية ان حقائق هذه القضية تظهر ان الفتاة ليست مغتصبه فعلا

Avukatlar, avukatları dava ediyor... çünkü bazı insanlar o itlerin birden çoğuyla... anlaşacak kadar aptallaştı.
هناك محامين يقاضون محامين آخرين لأن بعض الناس ..أغبياء بما يكفي لتوكيلهم أولئك الأوغاد

Gazetecilerden daha çok avukatları var.
إن استعملت الأسماء الحقيقية، سيعيّنون محامين أكثر من عدد الصحافيين بحق السماء.

Belki zengin değiller, ...süslü avukatları yok, ...ama onlarda insan.
ربما لا يملكون الكثير من المال انهم لا يملكون محامين ولكنهم مهمون

Hey, sence bu milyar dolarlık uluslar arası gıda şirketlerinin iyi avukatları var mıdır?
أتعتقد أن شركات الطعام المتعددة الجنسية بمليارات الدولارات لديها محامين جيدين ؟

Suçluların avukatı olur, mahkemeye çıkarlar.
المجرمون يخضعون لمحاكمة و يحصلون على محامين

Derrick Rose'un zaten bir temsilcisi 2 müdürü, 3 avukatı artı ben varım.
ديريك روز لديه محامي مديري اعمال و3 محامين وانا

avukatların bu işi koşturup duruyorlar yani yerini bildiğinden eminim.
لديكِ محامين تدخلوا في هذا الآمر لذلك أنا أعلم أنكِ تعرفين مكانها

Geç oldu, yorgunum da, ve avukatlarla da çıkmam.
الوقت متأخر وأنا متعبة وأنا لا أواعد محامين

Hadi, oraya Nighthorse'un avukatlarından önce varmamız lazım.
هيا, يجب أن نصل هناك .قبل محامين نايتهاورس

Konu da bu zaten. Neden sağlam avukatlara ihtiyacımız var?
ولكن هنا ما اقصده لماذا نحتاج محامين يستحقون كل هذا

10 yıldan kısa sürede 41 avukatın 4'ü öldü.
هكذا مات أربعة محامين من أصل 41 في أقل من 10 سنوات

Lockhart/Gardner'daki beş avukata, hepsi de dört-yıllık avukat- ...ortaklık teklif edilmesi daha da tuhaf değil mi?
أوليس من الأغرب أيضًا أن خمسة محامين في شركة لوكهارت وغاردنر وكلهم في عامهم الرابع، عُرضت عليهم الشراكة؟

Düğünü mahfettin, oğlum ve ben avukatız
أنا وولدي الذي أفسدتِ زواجه محامين

- Bir dizi hukukçu gibi gözüküyor.
-يبدو أنهم عصابة محامين .

Başsavcılık Ofisinden gelen birkaç avukatla konuşmak istiyorum.
أريد أن أتحدث إلى بضعة محامين من مكتب النائم العام

4 farklı avukattan mektubun var.
لديك رسائل من أربع .محامين مختلفين يا رجل

Hâlâ bir sürü param var ve dünyanın en iyi avukatlarına sahibim.
لازلتُ أملك تمويلاً لا حدود له، وأفضل محامين على وجه الأرض.

Şu boşanma avukatlarının da işleri bayağı kıyak öyle değil mi?
هؤلاء محامين الطلاق لديهم عملٌ مربح,أليس كذلك؟

Tabii ki, benden aldı. Bu sabah hiç avukatım yoktu ama şimdi üç tane birden oldu.
هذا الصباح ، لم يكن لدى أى محامين الآن لدى ثلاثة