| İçinizde hiç çeken bir cep telefonu olan var mı? | Open Subtitles | اى منكم يا رفاق يحمل تليفون محمول به خدمة ؟ |
| Bu beraber geçireceğimiz 45 gün içinde duyduğum son cep telefonu olsun. | Open Subtitles | هذا آخر هاتف محمول أريد سماعه في الـ45 يوم التي سنقضيها معاً |
| İletişim için bir bilgisayar, iPod ya da cep telefonun yok mu? | Open Subtitles | ماذا؟ لا اى بود لا هاتف محمول أو كمبيوتر ليجعلك على اتصال؟ |
| Bir saha mühendisinin rüzgar çiftliğine gittiğini düşünün. portatif bir cihaz hangi türbinin bakıma ihtiyacı olduğunu söylüyor. | TED | تخيل وصول مهندس الحقل الى مزرعة الرياح مع جهاز محمول باليد ليخبرها أي التوربينات التي تحتاج إلى خدمة. |
| Şimdi cep telefonumuz var ama hiç bir numarayı hatırlamıyoruz! | Open Subtitles | والآن لدينا هاتف محمول ولا نتذكر أي رقم من الأرقام |
| Elektronik bir kanıt da yok. Ne bilgisayar ne cep telefonu var. | Open Subtitles | و لا يوجد دليل أليكترونى ايضا لا يوجد كمبيوتر او هاتف محمول |
| 5000 metrelik alan içindeki cep telefonlarını normal bir şebekeymiş gibi tespit edebilecek. | Open Subtitles | لذا أي هاتف محمول في نطاق 5 كيلومترات سيستولى عليه، بإعتبارها شبكة عادية |
| Ve büyük ihtimalle telefon kulübesi içerisinde basit bir cep telefonu var. | TED | ومن المرجح أنه يوجد هاتف محمول بسيط في كشك الهاتف هذا. |
| Ne olursa olsun, eğer bir cep telefonunu yatağınızın kenarında bırakırsanız ertesi sabah milyarlarca cep telefonuyla uyanmazsınız. | TED | بغض النظر عما يحدث، إذا تركت هاتفك الخلوي بجانب سريرك، لن يكون لديك مليار هاتف محمول في الصباح. |
| Modern bir cep telefonunun 12 milyon kod satırı vardır. | TED | هاتف محمول حديث به 12 مليون سطر من الأكواد |
| Evler ve iş yerleri merkezden kullanılmayan elektriği kesebilir hatta cep telefonlarını bile. | TED | الفنادق والشركات يمكن أن تطفئ الغرف غير المستخدمة من مركز تحكم أو حتى هاتف محمول. |
| huzurlarınızda tamamen kablosuz bir şekilde çalışan bir cep telefonu. | TED | ستظرون إلى محمول مشحون لاسلكياً بالكامل |
| Ama elektronik minyatürleştirme insanların teknolojiyi bir cep telefonunun içine sığacak şekilde küçültmesini sağladı. | TED | لكن ما فعله تصغير الإلكترونيات هو أنه أتاح للناس تقليص التكنلوجيا إلى هاتف محمول. |
| Bu cep telefonu şeklindeki bir kutu, içinde hareket ettirebildiğimiz demir bir ağırlık var. Ve neresinin ağır olduğunu hissedebilirsiniz. | TED | انه على شكل غلاف لجهاز محمول ولديه كتلة حديدية في داخله تتحرك ويمكنك ان تشعر بوزنها |
| Gene, bu cep telefonu şeklindeki bir kutu. Ve bu şeklini değiştirebiliyor. | TED | انه مرة اخرى انه على شكل غلاف لجهاز محمول وهذا الغلاف يمكنه تغير شكله |
| Yani, bir kez daha, cep telefonu-şekilli kutu. | TED | انه مرة اخرى انه على شكل غلاف لجهاز محمول |
| Sağlık durumunu cep telefonundan öğrenemezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك الاطمئنان على صحة أحد من هاتف محمول. |
| İki saat içinde portatif sinyal çözücü getirecekler. | Open Subtitles | لديهم محلل اشارة محمول سيحضرونه خلال ساعتين |
| Şu bulunduğumuz dünyada birilerinin kamera ve diz üstü bilgisayar etrafında çocuklarımızı takip ettiğini ve onların her hareketini kaydettiğini hayal edin. | TED | تخيلوا في العالم المادي إذا كان شخص ما يتبع أطفالنا يكاميرا وجهاز كمبيوتر محمول ويسجلون كل تحركاتهم. |
| Eğer, "Her Çocuğa bir laptop" modelini kullansaydık, 1'e 1 bir oranla, o hâlde 1,650 kullanıcı bizden yararlanmış olurdu. | TED | ولو طبقنا مبادرة حاسوب محمول لكل طفل وبنسبة واحد إلى واحد، سنكون وقتها قد أفدنا 1,650 مستخدمًا. |
| Hayır. dizüstü istememizin sebebi kritik olan kelimenin "eğitim" olması, dizüstü değil. | TED | لا. سبب الحوجة للكمبيوترات المحمولة أن الهدف هو التعليم، ليس كمبيوتر محمول. |
| Önemli bir şey değil. MP3 çalabilen taşınabilir bir CD çalardı... | Open Subtitles | لا شئ، مشغل أقراص محمول يشغل أسطوانات مضغوطة و يسجل أسطوانات |
| seyyar füzyon cihazı. 5 kiloton enerji salınımı. | Open Subtitles | جهاز إنشطار محمول خمس كيلو جرامات |
| Affınıza sığınırım, ancak bu iş laptopun fişini çekip yan odaya götürmeye benzemiyor. | Open Subtitles | مع فائق الاحترام، ليس الأمر ببساطة نزع سلك حاسوب محمول ونقله لغرفة أخرى |
| Burada son kurbanın laptopu var. | Open Subtitles | لديـنا كمبيوتر محمول هنــا الذي كانت تملكـه الضحيـة الأخيرة |
| Ekibin baş şeflerinin bir toplantısına zorla girdi, ve, sadece bir laptopla, Kuzey Amerika Hava Savunma Komutanlığına girdi ve savunma ağını kapattı. | Open Subtitles | فقام بمقاطعة مقابلة لرؤساء أقسام الوزاره وبإستخدام كمبيوتر محمول فقط قام بإختراق "القياده العامه للدفاع الفضائي" وإطفاء شبكة الدفاع الفضائية بأكملها |
| Cihaz zamanlı bir patlamaya ayarlanabilir veya mobil bir verici ile uzaktan etkinleştirilebilir. | Open Subtitles | يمكن ضبط ميعاد تشغيله بمؤقّت أو تفعيله عن بعد بواسطة مُرسِل محمول. |