Ne istersen önüne seriyor senin. Seni şımarık küçük velet. | Open Subtitles | ويوفر لك كل ما تريد . كنت مدلل شقي قليلا. |
Kibirli, benmerkezci ve tutkularını fark etmiş üstelik şımarık, biraz da eğlendirici bir adam. | Open Subtitles | مغرور، أناني، و، أجل، أنه مسلي بشكل ما الذي أدرك طموحاته، و أنه طفل مدلل |
Kibirli, benmerkezci ve tutkularını fark etmiş üstelik şımarık, biraz da eğlendirici bir adam. | Open Subtitles | مغرور، أناني، و، أجل، أنه مسلي بشكل ما الذي أدرك طموحاته، و أنه طفل مدلل |
Yani Komiserin evcil yarasası adamı elinden mi kaçırdı? | Open Subtitles | اووه , أنت تعني ان مدلل المفوض الأليف قد تركه يهرب |
Saçını ayırma şekline bakarak bir Mason olduğunu farkettin. Sol gözünü kırpma biçiminden, onun bir ana kuzusu olduğunu farkettin. | Open Subtitles | لطريقته بتفريق شعره أنه مدلل أمه لطريقته بإغماض عينه اليسرى |
Hayır. Burda, şımartılmış dünyada, her şey mükemmel. | Open Subtitles | لا, كل شيء هنا مثالي, عالم مدلل |
Naifsin, şımarıksın ve dünyadan haberi olmayan çocuklar gibisin ama aptal değilsin. | Open Subtitles | أنت بريء. أنت مدلل. تنظر إلى هذه الحياة ببراءة الأطفال. |
Seni çölden aldığımdan beri şımarık bir çocuk gibi davranıyorsun! | Open Subtitles | لقد عاملتك كطفل مدلل منذ أن التقطتك من الصحراء |
Her şey aptalcaydı. şımarık bir hergelenin, çocukça, aceleci bir hareketi. | Open Subtitles | تلك كانت حماقة طفولية تصرّفٌ بائس من وغدٍ مدلل |
Sonuçta şımarık zenginin de bir kalbi varmış. | Open Subtitles | الأغنياء مدلل ديك قلوب كبيرة بعد كل شيء. |
Dünyanın diğer bir ucunda ise aynı ölçülerde şımarık kendisini kral sanan ama nispeten çok daha küçük bir ülkeye hükmeden bir kedi yaşarmış. | Open Subtitles | على الجانب الآخر للعالم عاش هناك قط مدلل أيضاً ظن أنه ملك |
Biliyorsun şu anda kaç kişi gülüyor şımarık zengin çocuğunu bir çiftçi geçti diye? | Open Subtitles | تعرفين كم من الناس يهتفون الآن بأن ولد مدلل لرجل ثري قد خسر بحفنة ملح من مزارع؟ |
Biliyorsun şu anda kaç kişi gülüyor şımarık zengin çocuğunu bir çiftçi geçti diye? | Open Subtitles | تعرفين كم من الناس يهتفون الآن بأن ولد مدلل لرجل ثري قد خسر بحفنة ملح من مزارع؟ |
Toplum kurbanı falan değilmiş. şımarık veledin tekiydi sadece. | Open Subtitles | لم يكن ضحية بيئة المجتمع إنه مجرد شقيا مدلل |
Yani artık siz de şımarık kaba amerikan vatandaşını oynamayı bıraksanız da... otelin keyfini çıkarsanız? | Open Subtitles | إذن توقف عن التصرف كأمريكي مدلل همجي واستمتع بإقامتك |
Konumuz, ensesi kalın, şımarık, paraya para demeyen bir sporcunun masum bir adamı ölümün kıyısına getirecek kadar dövmesi. | Open Subtitles | نحن نتحدث عن رياضى غنى و مدلل والذى ضرب رجل ضعيف بقسوة لدرجة الموت |
şımarık bir velet gibisin. Bunu daha önce hiç fark etmemiştim. | Open Subtitles | يا لك من طفل مدلل لم ألحظ هذا بك من قبل |
Sakın bir evcil hayvan gibi onları eğitebileceğini düşünme, çünkü bu düşündüğün son şey olur. | Open Subtitles | لا تخدعي نفسكِ بأنه يمكنكِ تدريبهم كحيوان مدلل لأنّ هذا سيكون آخر ما تتوقعينه |
Dinle, eğer ana kuzusu olmak istiyorsan, sorun değil. Ama bizi de aşağı çekme. | Open Subtitles | ,أنظر, إن كنت تود أن تكون مدلل أمك فلا بأس بذلك و لكن توقف عن تثبيطنا يا رجل |
Babası Chester Conway tarafından şımartılmış. | Open Subtitles | مدلل بواسطة أبيه "تشستر كونواي". |
şımarıksın. Ama fırça buna bakmaz. | Open Subtitles | أنت مدلل ، ولكن الفرشاة لا تعلم ذلك |
Ama aynı zamanda her zaman her şeyini başkalarına yaptıran zengin bir Hanım evladısın. | Open Subtitles | لكنك أيضاً طفل غني مدلل كل شيء يفعل من أجله. |
Aptal! Aptalın tekisin sen. Senden on kilo ağır biriyle kavga etmek istiyorsun. | Open Subtitles | أنك غبى مدلل كى تتقاتل - . مع رجل يفوقك وزناً |