"مسلح" - Traduction Arabe en Turc

• silahsız
• Silahsızım
• silah
• Silahı
• Silahlıyım
• Silahın
• askeri
• silahla
• silahsızdı
• tetikçi
• Silahım
• silahlanmış
• silahlı

Sana gerçekleri anlatmak için silahsız gelip, barış getirdim, Büyük Reis.
أنا جئت لك غير مسلح. ومسالم لأوضح لك الأمر يا ساشيم

...sonuna kadar savaşacağını da biliyorlardı ve beni önündeki bir kese kağıdını bile vuramayan silahsız bir çocukla buraya gönderdiler.
، ويعلمون أنه يحارب حتى آخر لحظة ، وأرسلونى هنا مع فتى غير مسلح . الذى لا يستطيع أن يقاتل

Peki, ya ben silahsız gelsem sen de silahsız gelsen ve konuşsak?
ما رأيك أن أخرج غير مسلح وأنت تخرج غير مسلح ونتكلم ؟

Silahımı yere bırakıyorum ve Silahsızım. Ateş etmeyin.
أنا أضعه على الأرض أنا غير مسلح , لا تطلقوا

Görünüşe göre, tarif ettiğiniz kişi, rehine durumunu, havaalanından gizlenilmiş silah amaçlı sinir gazı çalınmasını gizlemek için kullanmış.
كلا .. يبدو أنّ الشخص الذى تعرفت عليه استغل وضع الرهائن كتغطية ليسرق غاز أعصاب مسلح كان مخبئاً بالمطار

Önceden güvenlik görevlisiymiş kendi adına kayıtlı 9mm Silahı varmış ama silahlı koruma ruhsatı ve taşıma izni de yokmuş.
كان يعمل حارساً أمنياً عندها كان لديه سلاح من عيار تسعة مليمترات مسجل باسمه لكنه لم يكن مرخصاً كحارس مسلح

Vejetaryen olduğum için, kötü hamburgerlerden hiç yemedim. Ve bakkal sahibi olduğum için, dişlerime kadar Silahlıyım.
بما أنني نباتي فلم يكن لدي نية لأكل الهمبرجر وكمثل صاحب متجر وسائل الراحة فأنا مسلح تماماً

Dünden önce, onun 53 yaşında silahsız bir adam olduğunu düşünüyorduk.
قبل يوم أمس، ظننا أنه في 53 من عمره وغير مسلح.

Ben buradayken silahsız bir adamı vuramazsın.
لا تضرب رجل غير مسلح ليس بينما أَنا حوله

Zeka düzeyinle, silahsız daha tehlikelisin.
أعتقد أنه مع درجة ذكائك فأنت غير مسلح ولا تزال خطرا

silahsız ve barış içinde geldim, söyleyeceklerime kulak ver Sachem.
أنا جئت لك غير مسلح. ومسالم لأوضح لك الأمر يا ساشيم

Yarım saat içinde buraya yalnız, silahsız ve polisler olmadan gelmezsen, arkadaşını öldürürüm.
إذا لم تأتى إلى هنا خلال نصف ساعة بمفردك وغير مسلح وبدون الشرطة سأقتل صديقتك

Genellikle silahsız birini öldürmekten nefret ederim. Soğukkanlı cinayet pis bir iştir.
عادة، اكره قتل رجل غير مسلح القتل بدم بارد عمل قذر

Silahsızım! silahsız birine ateş edemezsin.
أنا غير مسلح أنت لن تطلق النار على رجل غير مسلح

Silahlarım masada. Silahsızım.
سلاحي على الطاولة أنا غير مسلح

Kazanmanın rasgele olaylar ve silah yarışıyla ilgisi yok.
الفوز ليس عبارة عن أحداث عشوائية أو سباق مسلح.

Belkide su silah kullanmamam kuralini degistirsek iyi olucak niye o lanet kurali koydun biliyormusun?
ربما حان الوقت لاعاده التفكير أنه شرطى غير مسلح على الاقل لم نعمل حساب لذلك

Silahı var mı dedim, ceplerini boşalt demedim.
قلت لك تأكد بأنه غير مسلح. لم أقل لك أفرغ جيوبه.

"Tek başına bir adam, tozlu yollarda, Silahı dürüstlük ve bir bambu değnek, İngiltere'yle savaşıyor."
وجل واحد يجوب الطرقات المتربة مسلح بالأمانة فقط و هيئة كاملة تحارب الامبراطورية البريطانية

Silahlıyım, bu yüzden başka güce ihtiyacım yok.
أنا مسلح, لذا أشك أن الحاجة للقوة

Silahın az, adam sayın az, durduğun yer kötü.
أنت مسلح و متقدم علينا بخطوه واحده ..وفي الخارج

Her hangi bir siyasi mücadele için gereken minimum askeri ihtiyaçtan bahsediyoruz.
نحن نتكلم عن أدنى المتطلبات في أيّ صراع مسلح

Şimdi, eğer daha önce hiç silahla tehdit edilmediğimi düşünüyorsanız,
فلو كنت تعتقد أنه لم يتم تهديدي من قبل رجل مسلح من قبل

50 insan yakalanmıştı. Hepsi silahsızdı.
كان هناك خمسون انسان اسرى الكل غير مسلح

Görgü tanıkları olay yerinde ikinci bir tetikçi görmüş.
افاد الشهود بأنه كان هناك مسلح آخر بالموقع

Silahım yok! Ateş etmeyin!
أنا لست مسلح , لا تطلق النـار لست مسلــح

- Adama dönmem için hızlı bir gemi ve iyi silahlanmış tayfa.
سفينه سريعه وطاقم مسلح جيدا ليعود الى جزيرتى

Dünya genelinde 1,5 milyarın üstünde insan silahlı çatışmaların içinde yaşıyor.
يعاني أكثر من 1.5 مليار شخص حول العالم من صراع مسلح.