- Sorma canım. Sanki biri kulağıma çivi çakmış gibi oldu. | Open Subtitles | اشعر كما لو أنَّ شخص ما طَرقَ مسمار حار إلى أذنِي |
Sanırım bu da tabutuma çakılan son çivi, öyle değil mi? | Open Subtitles | حسناً ، سأعتبر أن هذا سيكون آخر مسمار سيدقّ في نعشي |
Bugün evden çıkarken karıma duvara bir çivi çakmasını tembihledim. | Open Subtitles | عندما غادرت منزلى اليوم اخبرتزوجتى.. ان تدق مسمار فى الحائط |
Kızımı da kaybetmeyi göze alamam, Spike. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ أَنْ أُواجهَ الخسران بنتي الصغيرة، مسمار. |
Bu kişi, Emily tökezlesin diye süpürgeliğe bir vida yerleştirip ip gerdi. | Open Subtitles | انا أقول ان هذا الشخص قد وضع مسمار فى ترابزين السلم وقد ثبت فيه سلك من الناحية الأخرى لتتعثر السيدة فيه |
Kafanda kalıcı bir demiryolu çivisi mi olmasını tercih ederdin yoksa hayatının geri kalanında toplu taşımayı kullanmak zorunda olmayı mı? | Open Subtitles | . . أتفضل مسمار سكة حديد في رأسك أم أن تستقل المواصلات العامة لبقية حياتك؟ |
Ellerinden sandalyeye kelepçelediler, penisini 15 santimlik çivi ile masaya çaktılar, kan kaybından ölüme bıraktılar... | TED | قاموا بتقييد يديه إلى كرسي، وبدق مسمار طوله 15 سم في عضوه وهو على الطاولة. وتركوه ينزف حتى مات. |
Bir seferinde, dövüştüğüm orospu çocuğu, tam buraya çivi sapladı. | Open Subtitles | فى أحد المرات كنت أقاتل وقام ابن العاهرة بوضع مسمار هنا |
Kafatası 30 çivi üzerine tutturuldu, mikro levhalar ve çeneden alınan kemiklerle sabitlendi. | Open Subtitles | بناء الجمجة يعتمد على ثلاثين مسمار ويرتبط بعظام اللثة |
Silindirik değil. Üçgene benziyor. çivi değil yani. | Open Subtitles | فهو غير اسطواني مثلثي الشكل، لذا فليس مسمار |
Ayakkabının altında çivi de olsa ya da kıçını sıkıyor olsan bile bunları yemem. | Open Subtitles | لذا فانا أعلم كل الخدع .. إما لديك مسمار فى حذائك أو أنك تضغط على مؤخرتك |
kapımızdan geriye doğru çıkmış bir çivi... | Open Subtitles | ثم اصطدمت في مسمار .كان بارزاً من البوابة |
Ah, sen bir dikenkuyruksun, sana Spike diyeceğiz. | Open Subtitles | أنت ذو ذيل مسمار لذلك سندعوك بالمسمار |
Spike, durma. Birlikte kalmalıyız. | Open Subtitles | مسمار لا تتوقف نحن يجب أن نبقى معآ |
Bu modellerde arkada tarafta küçük bir vida bulunur. | Open Subtitles | هذا الجهاز به مسمار ينفك بسهولة في الخلف هنا |
Yani bir tabut çivisi kadar sert. | Open Subtitles | مما يَجْعلُه أصلب مِنْ مسمار النعش |
...bir kalastan çiviyi çekmek son zamanlarda olduka moda bir oyun. | Open Subtitles | لسحب مسمار من عارضــة بأكثر الصيحــات دهشــة |
tırnak bakımı yaptırır gibi duran şişkodan bahsediyorsun, değil mi? | Open Subtitles | أوه ، كبير أن تكون الدهون المتأنق مسمار في صالون؟ انه يكون مثل : |
Yukarıya kaldırıldı ve kalkarken vücudu aşağı büküldü tüm ağırlığı ayağındaki çiviye bindi. | Open Subtitles | يثبته ليمنع جسده من التدلي لقد وضعو كامل ثقله على مسمار صغير بقدميه |
Doğrudan çelik tabanlı botu delip geçen 15 santimetrelik bir çivinin üstüne kazara bastı. | TED | حيث وثب بغير قصد على مسمار طوله 15 سنتيمترا انغرز باستقامة في حذائه الفولاذي المغلق. |
"Geniş dişli altıgen bir cıvata altında bulunan gazetede saat 16.00 yuvarlak içine alınmış." | Open Subtitles | ... العثور على جريده تحت مسمار ضخم ومكتوب عليها الرابعه مساء |
İskeleyi tutan tek bir metal pim vardı. | Open Subtitles | كان هناك مسمار معدني صغير واحد مثبت بالسقالة. |
Şimdi, üstünde açık seçik lekesiz bir iğne olan bu hariç hepsi tamamen aynı. | TED | وهي متشابهة بالكامل، باستثناء واحدة منها يبرز منها مسمار فولاذي كبير |
Oh, istediğimi ver, seni büyük aygır! | Open Subtitles | إعطائها... أوه، تعطيه لي، لك مسمار كبير. |
gibi, latadan yapılmış olduğunu, 10.000 çividen ve hiç kesilmemiş bir top dikiş ipliği ile oluşturulduğunu görecek. | TED | سيكتشفون أن كامل هذا العمل الفني مصنوع من لوح خشبي، وعشرة آلاف مسمار وقطعة واحدة مترابطة من خيط الحياكة. |
pimi etkisizleştirebilirim. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة يمكنني الوصول للحفرة ويمكنني فكّ مسمار الإطلاق |
Çivili bir odun parçası. | Open Subtitles | قطعة من الخشب مع، مع مسمار في ذلك. أنيق. |