Hayır, zehirli olduklarına dair bir fikrim yoktu, hiç olmadı. | Open Subtitles | لا, لم يكن لدي فكرة ان أي شيء مسمم, اطلاقا |
18 Kasım 1979'de, 909 erkek, kadın ve çocuk, zehirli bir içeceği içmeye zorlandıktan sonra öldüler. | TED | في 18 نوفمبر 1978، مات 909 رجل وامرأة وطفل بعد أن أجبرهم على شرب شراب مسمم. |
- Bak, zehirli değil. | Open Subtitles | هل ترى هذا ليس مسمم انه جاف قليلا حسنا اذن |
Biz acıkana kadar beklerler ve sonra gıda malzemelerimizi zehir atarlar. | Open Subtitles | ينتظروا حتي نصبح جياع ,ثم يمودنا بطعام مسمم |
Bitaraf adalet sunuyor kendi dudaklarımıza zehirlenmiş kadehimizde ne var ne yoksa. | Open Subtitles | يجب أن تطبق العدالة على الجميع التي تجبرنا على أحتساء كاس .مسمم الذي نقدمه إلى الآخرين |
Ama atmosferin zehirli olduğunu söylemiştin. Bu anlamsız görünüyor. | Open Subtitles | لكنك قلت أن الجو مسمم ألا يعطيك ذلك أي شعور |
Bence Bay Meade bunun zehirli olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | امم حسنا لا لا أعتقد بأن السيد ميد كان يعرف بأنه مسمم |
Bayım, bu zehirli gaz değil. | Open Subtitles | سيدى,انه ليس غاز مسمم انه ليس بالخارج هنا |
Evet, ama atmosfer tehlike bir şekilde ince ve de zehirli. | Open Subtitles | -نعم , لكن الغلاف الجوي سمكه رفيع بشكل خطير -و مسمم |
Malastare'daki yakıt toksinini zehirli bir gaza dönüştürebildim. | Open Subtitles | لقد كنتُ قادرة على تحويل وقود مليستار الى غاز مسمم |
Bu işlemin içecekleri zehirli hale getireceğini hesaba katmadılar. | Open Subtitles | الذي لم يكونوا معتمدين عليه , هو مرحلة التصنيع يمكن ان تجعل المشروب مسمم |
Hava o kadar zehirli hale geldi ki gemiyi terketmekten başka çarem kalmadı. | Open Subtitles | الهواء أصبح مسمم لم يكن لدى خيار سوى مغادره السفينه |
9 gün ormanda böğürtlen yiyip kıçımı zehirli meşeyle silmiştim. | Open Subtitles | لمدة تسعة أيام في الغابات وكنت أتناول التوت، وأمسح مؤخرتي بسنديان مسمم |
Ancak yemin olsun o yere batasıca şeyin zehirli olduğunu bilmiyordum! | Open Subtitles | لكنني لم أعرف الشيء التعيس ! كان مسمم , أقسم بالله |
Ve zehirli bir gaz bulutu Londra'nın üzerinde alınan her nefesi ölüme çevirecek. | Open Subtitles | و رمادنا سينتشر كقوس قزح مسمم فوق لندن و كل نفس سيتم إستنشاقه سيتحول إلى سم |
Yeğeninin oda arkadaşı şu anda başka bir arkadaşını zehirli içki ile öldürmekten yargılanıyor. | Open Subtitles | رفيق سكن إبن أخيه يواجه محاكمة حالياً لقتله لطالبٍ آخر عن طريق خمر مسمم |
Bir kediyi zehirli yiyecek olan bir kutuya koyduğunu hayal ediyor. | Open Subtitles | دعنا نتخيل ان نضع قطة في صندق مع أكل مسمم |
- Lussier etmez. Adam zehir gibi. | Open Subtitles | ليس "لوسيه" الرجل مسمم سوف يكتشف طريقةللتخلصمن كلاهما، |
O şey her neyse, kanında zehir var. | Open Subtitles | مهما كان ،هناك شياء مسمم في ذالك الدم |
Vadi maden atıkları ile zehirlenmiş. | Open Subtitles | الوادي مسمم بسبب تسرب من المنجم |
Ki bu toksik megakolona kadar ilerleyebilir, perforasyona, sepsise ve ölüme neden olabilir. | Open Subtitles | و الذي يسبب إلى تضخم قولوني مسمم و انتقاب و انتان ثم الموت |
Ama majesteleri, siz zehirlendiniz, biraz daha dinlenmelisiniz. | Open Subtitles | ولكن جلالتك أنت كنت مسمم عليك أن تستريح |
Sanırım zehirlenmişti ya da bir şeye alerjisi vardı. Ben yatıyorum. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} مسمم او لديه رد فِعل شديد الحساسيّة او شيئ ما |