"مشاركته" - Traduction Arabe en Turc

• paylaşmak
• paylaşmayı
• paylaşabilirsiniz
• paylaşmaktan
• paylaşabiliriz
• paylaşabilirsin
• paylaşamayacağım
• Paylaşabileceğimiz

Son bir örnek ürün daha paylaşmak isteyen var mı?
هل لدي أي أحد نموذج أولي يرغب في مشاركته معنا؟

Sizinle paylaşmak isteyeceğimiz bir şey yaptık, doğaçlamamızın kalbinde, İngiliz halkının sevdiği bir melodi var.
قررنا أن الشيء الذي نود مشاركته معكم، من قلب ارتجالنا، هو لحن محبب للشعب البريطاني.

Yine de, bir istihbarat teşkilatıyla paylaşmak isteyeceğim birşeyim de yok. Özellikle de yabancı bir istihbarat teşkilatıyla.
حتى الآن، وليس لدي أي شيء أود على وجه الخصوص ارغب في مشاركته مع وكالة الاستخبارات وخصوصا وكالة الاستخبارات الخارجية.

Evet, yaptım çünkü müziğe aşık oldum ve paylaşabildiğim kadar çok insanla paylaşmak istedim.
حسنًا، فعلتها لأني وقعت في الحب مع الموسيقى وأردت مشاركته مع أكبر قدر ممكن من الناس.

Bugün sizinle yaklaşık dört hafta önce karşılaştığım bir olayı paylaşmak istiyorum.
ما أريد مشاركته معكم اليوم هو شيء حدث لي، حدث هذا قبل اربعة اسابيع.

Sizinle paylaşmak istediğim ikinci kestirme yol Kaliforniya Üniversitesi'nde.
مسار الرغبة الثاني الذي أود مشاركته يوجد بجامعة كالفورنيا.

Üçüncü ve son istek yolu UNIH'ı sizinle paylaşmak istiyorum.
مسار الرغبة الثالث والأخير الذي أردت مشاركته معكم هو UNIH.

Bu gerçekten iyi ama sizinle asıl paylaşmak istediğim buradan nereye yol alacağımız.
إذن من الواضح أن هذا أمر لطيف جدا، و لكن ما أريد فعلا مشاركته معكم هو إلى أين نتجه من هنا.

Bana, sizlerle de paylaşmak istediğim önemli bir şey öğrettiler.
تعلمت فيها شيئًا مهمًا أود مشاركته معكم.

Bugün sizinle paylaşmak istediğim kavram tecrit edilmeye bir panzehir.
المفهوم الذي أود مشاركته اليوم معكم هو علاج للانعزال.

İşte bu yolculuk boyunca birkaç şey öğrendim. Bugün sizlerle öğrendiğim bu derslerden bazılarını paylaşmak istiyorum.
وخلال تلك الرحلة، تعلمت بضعة أمور، وهذا ما أوّد مشاركته معكم اليوم، بعض تلك الدروس.

Sizinle paylaşmak istediğim son örneğin iş dünyasıyla bir ilgisi yok ve oldukça şahsi.
آخر مثال أريد مشاركته معكم تم حذفه مؤخرا من عالم الشركات وهو شخصي نوعا ما.

Yaptıklarının önemli olduğunu düşünmeleri ve bunu sizinle paylaşmak istemeleri lazım.
يجب أن يؤمنوا أنهم فعلوا شيئا يستحق، و أن يريدون مشاركته معكم.

Başlarda, bir şeyden etkilenince onu paylaşmak isterdim. Şimdi ezberden.
في البداية كنت متحمس لشئ ما و أريد مشاركته مع الآخرين، و الآن أصبح مجرد تكرار

Bu katta sadece bir banyo var. Onun için banyoyu paylaşmak zorundasınız.
هناك حمام واحد في هذا الطابق لذا عليكما مشاركته مع الآخرين

Bedenimizde yalnız Hayatımızda yalnız tıpkı bir tünel gibi, paylaşmak imkansız.
وحيدون بأجسامنا .. وحيدونبحياتنا. التي هي مثل النفق الذي من المحال مشاركته.

Ama yine de her şeyi bozup tamamen yeni bir kitap yazıyorsun ve bunu benimle paylaşmayı düşünmüyorsun.
ومع ذلك تستديرين وتألفين كتاب جديد ولا تفكرين في مشاركته معي؟

Ve ayrıca eğer gurur duyduğunuz bir şeyler geliştirirseniz, bunu dünyadaki diğer bütün robot sahipleriyle paylaşabilirsiniz.
وإذا كان لديك شيء تفخر به، يمكنك مشاركته مع كل شخص يمتكلك هذا الربوت في العالم

Fakat hepsine rağmen, onu sevmekten ya da Batı ile daha iyi ilişkilere olan tutkusunu paylaşmaktan asla vazgeçmedim.
لكن عبر كل المصاعب لم أتوقف يوماً عن حبه أو مشاركته الرغبة بعلاقات أفضل مع الغرب

Belki burayı paylaşabiliriz.
نعم، تصورت انّه يمكننا مشاركته

Şimdi bu görüşünü başkalarıyla, farklı bir şekilde paylaşabilirsin.
الآن يمكنكِ مشاركته مع الآخرين، بطريقة جديدة.

Bir şey buldum ve bu sizinle paylaşamayacağım ilk şey olabilir.
لقد اكتاشفت شيئاً, و ربما يكون هذا أول شيء لا يمكنني مشاركته معكم يا رفاق

Paylaşabileceğimiz bir şişe içkim var.
عندي مشروب يمكننا مشاركته