"مصنوع" - Traduction Arabe en Turc

• yapımı
• yapıldı
• yapılan
• yapılır
• yapıldığını
• yapılıyor
• yapılmıştır
• yapılmış
• yapım
• oluşan
• yapılmadı
• oluşur
• yapılmamış
• yapılmıştı
• bazlı

Bu ev yapımı fişe takılı ev yapımı bakır kablolardan 240 volt elektrik geçiyordu.
وكان يسري تيار 240 فولت بتلك الاسلاك النحاسية المصنوعة باليد وعبر قابس مصنوع باليد

ve benim röntgen odamın kapısı kurşun ve çelikten yapıldı.
وهذا هو الباب الى غرفة اشعة إكس انه مصنوع من الرصاص والحديد الصلب

Ayrıca öküz gübresinden yapılan bir çeşit içki ama artık yapılmıyor.
وهي أيضاً مشروب مصنوع من روث الثور لكن كان هذا قديماً

Şöyle ki, o, domateslerden; ezilmiş, sıkılmış, tamamen pestili çıkarılmış domateslerden yapılır.
حسنًا، إنه مصنوع من الطماطم، المحطمة، المسحوقة، فالطماطم سحقت بالكامل.

Aynı şekilde, biz de evrenin neden yapıldığını anlamak için, zamanda geriye bakıyoruz.
إذاً الأمر بالفهم نفسه أن ننظر إلى الوراء في الزمن لفهم مما هو مصنوع هذا الكون.

Tahta, birkaç kat boya, silgi ve bir uçtan oluşuyor, bu uç da grafit, kil ve sudan yapılıyor.
فهو مصنوع من الخشب المغطّى ببضع طبقات من الدهان، مع ممحاة ولُبّ، وهذا اللب مصنوع من الجرافيت، والطين، والماء.

Bu tıpa, donmuş tuzdan yapılmıştır ve içindeki borunun üzerine soğuk gaz üflenerek donmuş halde tutulur.
وهذا القابس مصنوع من قطعة ملحٍ مجمدة تم الحفاظ عليها جامدة عبر نفخ غاز بارد فوق الأنبوب الخارجي.

Çin yapımı, Çin yapımı, Çin yapımı, Çin yapımı. İnsanları seviyorum.
مصنوع في الصين، مصنوع في الصين، مصنوع في الصين، مصنوع في الصين. أحب الناس،

Ve bu hemen hemen... ...tam unlu ev yapımı, ... ...küçük fırın somun ekmeği.
ويمكن القول أنّ هذا، رغيف خبز من الدقيق الكامل ، مصنوع يدويّا، مُنتجٍ في مخابز صغيرة.

Ev yapımı rosolio! Yıllardır yemedim.
روزوليو مصنوع بالمنزل لم أتناوله منذ قرون

Bu alet özel çalgı yapımcıları tarafından yapıldı, Avrupa'da da.
وهو مصنوع من قِبَل صنّاع متخصّصين، في أوروبا أيضا.

Gerçek panter parçalarıyla yapıldı.
اجل, فهو مصنوع حقيقة بالقليل من خلاصة النمر

Camdan yapıldı. Sanat stüdyosu ile birlikte.
مصنوع من الزجاج، مليء باستديوهات عالم الفن

Amansız ateşle yapılan anlaşma bazılarının yaşamasını ve diğerlerinin ölmesini öngörür.
ميثاق مصنوع من النار الملتهبة يقتضى البعض أن يعشوا آخرين يموتوا

Ve bazen yediğin yemek canlıyken bile görmeye dayanamayacağın şeylerden yapılır.
وأحياناً الطعام الذى تأكلينة مصنوع من أشياء لا يمكنك حتى النظر إليها وهى حية

Karanlıkta dolaşmaya başlıyorsunuz ve bir şeye rastlıyorsunuz, ve taştan yapıldığını fark ediyorsunuz.
وانت تتحسس في الظلام في تلك الغرفة ترتطم بشيء ما يبدو وكأنه مصنوع من الحجارة

Floransa yakınlarındaki bir sanatkar tarafından kişiye özel olarak elde yapılıyor.
هم كَانوا مصنوع باليد بشكل منفرد مِن قِبل صانعِ قُرْب فلورينس.

Silikon kaplı cam elyafından yapılmıştır.
وهو مصنوع من الألياف الزجاجية المغلفة بطبقة سيلكون.

Plastikten yapılmış bir vücudu var ve suyun üzerinde oturuyor.
لديه جسد، جسدها مصنوع من البلاستيك، ويمكث على سطح الماء.

- Anlamıyorsun. Özel yapım.
أنتِ لا تفهمين إنه مصنوع خصيصًا لا تقلقي إنه جيد

İnternetten bağımsız olmamızı sağlayacak apayrı yapıtaşlarından oluşan özenle tuttuğumuz temiz bir yedekleme sistemimiz yok.
ليس هناك نظام نسخ احتياطي واضح نبقيه بعناية فائقة منعزلاً عن الإنترنت, مصنوع من مجموعات مختلفة تمامًا من اللبنات.

Mağazamdaki her şey savaş elmaslarından yapılmadı.
كل شيء في مخزني غير مصنوع من ألماس مصادر

Bildiğimiz her şey, burada gösterilenlerin bir kombinasyonundan oluşur.
كل شيء نعرفه مصنوع من تركيبة ما مكونة من ما ترونه مصوراً هنا.

Sana gazeteden yapılmamış bir şey söyleyeyim. O küçük ve sıkı kıçın.
سأخبرك ما الشئ الغير مصنوع من الجرائد ، مؤخرتك المشدودة هذه

Fakat piyano da tahtadan yapılmıştı, onlar da elkoydular.
ولكن البيانو مصنوع من الخشب. لذلك حجزوه.

Araştırmacılar bitki bazlı protein ve böceklerden yapılmış balık yemleri üzerinde çalışıyorlar, ancak şimdilik birçok iç su balık çiftlikleri aşırı avlanıyor.
يعمل الباحثون على علف أسماك مصنوع من الحشرات والبروتينات النباتية، لكن في الوقت الحاضر العديد من مزارع الأسماك البرية تعاني من الصيد الجائر.